Ruh sağlığını korumanın anahtarı 3 30 300 kuralı! Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Pencereden dışarı baktığınızda üç ağaç görebiliyor musunuz? Eğer öyleyse, yaşadığınız mahallede sağlığınızı olumlu etkileyebilecek unsurlar var demektir.
Kentsel yeşil alanların fiziksel ve ruhsal sağlığa katkısı bilimsel araştırmalarla giderek daha net ortaya konuyor. Özellikle pandemi sürecinde, betonla çevrili bir yaşamın insan psikolojisine ne denli zarar verdiğini hep birlikte deneyimledik.
ABD'deki Utah Üniversitesi'nden bilişsel psikolog David Strayer, doğa ile temasın beynin stresle başa çıkmasını sağladığını ortaya koyarken; Michigan Üniversitesi'nden Rachel ve Steven Kaplan gibi uzmanlar, sadece bir şehir parkını görmek bile zihinsel dinlenme için yeterlidir diyor.
Rachel Kaplan, "İnsanlar yönlendirilmiş dikkati sürekli kullanmaktan dolayı zihinsel olarak yoruluyor. Bu da dikkat dağınıklığı, dürtüsellik ve sinirlilik gibi sorunlara yol açıyor," ifadelerini kullanıyor. Ancak doğayla temas kurulduğunda dikkat otomatik hale geliyor ve beyin dinlenme fırsatı buluyor.
Bu bulgulara dayanarak, Hollandalı kent ekolojisi uzmanı Cecil Konijnendijk, 2021 yılında “3-30-300 Kuralı”nı önerdi. Bu kurala göre:
Her birey evinden en az üç olgun ağacı görebilmeli,
Yaşadığı mahallede en az %30 ağaç örtüsü bulunmalı,
Ev ile en yakın yeşil alan arasında 300 metreden fazla mesafe olmamalı.
Araştırmalar bu şartların sağlandığı bölgelerde yaşayanların daha az ilaç kullandığını, psikolog ya da psikiyatriste daha az ihtiyaç duyduğunu ve ruhsal sağlıklarının genel olarak daha iyi olduğunu gösteriyor.
İstanbul'un toplam yüzey alanının yüzde 28'i yeşil alanAncak bu standartlara ulaşmak sanıldığı kadar kolay değil. Örneğin, HUGSI (Husqvarna Urban Green Space Index) verilerine göre, İstanbul'un toplam yüzey alanının %28'i yeşil alanlardan oluşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi verilerine göre ise 2022 itibarıyla kişi başına düşen yeşil alan miktarı 7,20 metrekare. Ancak uzmanlar sadece yeşil alanların yeterli olmadığını da belirtiyor.
Eşit dağılım, kaliteli kamu ulaşımı, düşük emisyon bölgeleri ve soylulaştırma karşıtı politikaların da eş zamanlı olarak yürütülmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.


