Sahte transkriptle üniversiteli olmuşlar
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Devleti örümcek ağı gibi sarmışlar.
‘Ziya Hoca’nın örgütü, ele geçirdiği e-imzalarla, parayı vereni lise ve üniversiteden mezun ediyor, ehliyet sahibi yapıyor.
Müteahhit şebekesi sahte banka dekontuyla 50 bin dolara 2691 yabancıya Türk vatandaşlığı satıyor.
Bu yetmezmiş gibi…
Bir başka çetenin sahte transkript hazırlayarak yurt dışında lise eğitimi almış gibi gösterdiği kişilere denklik belgesi temin ederek, üniversiteye yerleştirdiği ortaya çıktı.
Bekir Müdür
Başrolde Bekir T. var.
Yurtdışına öğrenci gönderen TVS Grup Akademi Eğitim Danışmanlık Hizmetleri Anonim Şirketi’nin sahibi.
Emekli emniyet müdürüymüş.
Kendini ‘hukuk doçenti ve kriminalistik uzmanı’ diye tanıtıyor.
‘Prof’ unvanını da kullanıyor.
Üç kez AK Parti’den, bir kez İyi Parti’den, iki kez de CHP’den aday adayı olmuş.
EF Danışmanlık’ın sahibi Erdal Ş., sektörde Bekir T.’den sonra geliyor. Tutuklandığında Yakındoğu Üniversitesi’nde ‘dr’ ünvanıyla akademisyendi.Üçüncü isim, kendi adıyla danışmanlık şirketi kuran Harun K.
Bu üç şirket de Ankara’da.
10.000-15.000 dolara diploma
Sistem şöyle çalışıyor:
Liseyi yurtdışında okuyanlar Türkiye’de denklik belgesi temin ettikleri takdirde özel üniversiteye kayıt olabiliyor. Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı’nı geçebilenler kamu üniversitelerine girebiliyor.
Şirketler bu yasal hakkı istismar ediyorlar.
Nasıl mı?
Yurt dışındaki liselerde okuyup denklik belgesi alınmasında ve Türkiye’deki üniversitelere girilmesinde yardımcı olabileceklerini söylüyorlar.
İlan veriyor…
Şehir şehir geziyorlar.
İşlemler için 10.000-15.000 dolar alıyorlar.
Öğrencileri online şekilde Rusya ve Ukrayna’daki kimi liselere kaydediyorlar. Bu ülkelere hi. gitmeden, uzaktan eğitimle mezun olmuşlar gibi transkript evrakı veriyorlar.
Evraklar Türkçe’ye çevriliyor.
Talim Terbiye Kurulu’na rüşvet
Ardından Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın, Ankara il veya Çankaya ilçe milli eğitim müdürlüklerine başvuruluyor.
Talim Terbiye Kurulu’ndan 11 kişi denklik belgesini almış.
Şebekenin bu kurumdaki bağlantısı, öğretmen Güler K.
Güler K., denklik belgelerini ‘e-denklik’ modülüne girmeden, elden, Doküman Yönetim Sistemi üzerinde gerçekleştiriyor.
Denklik Yönetmeliği’ne göre işlemlerin milli eğitim müdürlüklerince yürütülmesi gerekir. Ancak Güler K., yetkisi olmadığı halde şebekeye hizmet veriyor.
Hem para…
Hem de kardeşi ve kızına denklik belgesi temini için.
Güler K., ifadesinde, Bekir T.’nin Talim Terbiye Kurulu Başkanı M.A.B. ve kurul üyesi H.Ş. ile Rusya Komisyonu’ndan sorumlu S.B.’yi tanıdığını anlatıyor. Başkanın talimatı üzerine denklik belgesi hazırladığını iddia ediyor Güler K..
Şüpheli 39 öğrenci
39 öğrenciden 11’i Talim Terbiye Kurulu’ndan, 26’sı Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden, ikisi Çankaya Milli Eğitim Müdürlüğü’nden denklik belgesi almış.
Tarihler aynı: 2019-2020 yılları.
Tamamına yakını başka şehirlerde yaşadığı halde başvurularını Ankara’da yapmış.
Üçü Türkiye’den çıkmamış.
36’sının çıkışları eğitim tarihleriyle uyuşmuyor.
Bazıları başvuru formunda Türkiye’de lise okuduklarına ilişkin soruya ‘evet’ yanıtı vermiş. Şu durumda denklik belgesini alsalar da haktan yararlanmamaları gerekirdi. Fakat üniversiteye kayıtları yapılmış!
Üç günde lise diploması
Dilan Berra A., onlardan biri.
Liseyi Mardin’in Nusaybin ilçesinde okumuş.
Aynı anda Rusya’daki bir liseye online şekilde kaydolmuş.
“Eğitimleri online şekilde aldım” diyor.
Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girmiş. İkinci sınıfa geçtiğinde sahtekarlığı fark edip kaydını silmişler.
Barış Can T., İstanbul’da yaşıyor.
Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi son sınıfta.
Ukrayna’da bir lisede online eğitim alıp mezun olduğunu iddia ediyor.
“Evrakın sahte olduğunu bilmiyordum” diyor.
Merve A. ve Şevval S., Rusya’da üç gün kalıp lise diploması aldıklarını iddia ediyorlar.
Aracı şirkete 3.500 dolar ödemişler.
YÖS’ü kazanıp Dicle Üniversitesi’ne kaydolmuşlar.
Biri eczacılıkta, diğeri tıp fakültesinde okuyor.
Ümit A. ise aynı yolla Kıbrıs Adakent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş.
Öğrencileri suçladı
Vurgun önce Bursa’da fark edildi.
Bekir T. ve bazı şüpheliler altı ay tutuklu kaldı.
Aynı anda Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne ihbarlar gitti.
Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu suç duyurusunda bulundu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açtı.
Bekir T., ifadesinde öğrencileri suçluyor.
Transkript belgelerinin öğrenciler tarafından Rusya ve Ukrayna’dan getirildiğini iddia ederek, şöyle diyor:
“Bize öğrenci tarafından getirilen lise bitirme belgesinin sahte olup olmadığını tespit etme imkanımız yoktur.”
Yani, öğrencilerin sahte evrak hazırladığını iddia ediyor, Bekir T.
Bu ifadesiyle eşi Ayşegül’ü yakıyor.
Çünkü Ayşegül T. sahte transkriptle denklik belgesi alarak, iki hukuk fakültesine kayıt yaptırmış.
Milyonlarca öğrencinin hakkını gasp ettiler
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde 46 sanığa resmi belgede sahtecilik suçu yöneltildi. Bekir T. rüşvet vermekle, Güler K. almakla da suçlanıyor.
Milyonlarca öğrencinin emeklerinin gasp edildiği belirtilerek, şöyle deniyor:
“Yurt dışında eğitim görmediği halde görmüş gibi sahte belgelerle denklik belgesi alan ve işlemlere aracılık edenlerin bu eylemleri ile, ilk okula başladıkları günden itibaren nihai amaçları üniversite sınavını kazanıp iyi bir fakültede öğrenim görmek olan milyonlarca genç öğrencinin emeklerini gasp ettikleri, herhangi bir üniversiteye yerleşmesine engel oldukları, aileleri ile birlikte bu gençlerin harcadığı emek ve parasını zayi ederek mağduriyetlerine sebebiyet verdikleri…”
Dava Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
İBB’den sonra Bursa borsası
Önceleri ‘FETÖ Borsası’ vardı.
Şimdilerde ‘İBB Borsası’ndan söz ediliyor.
Avukatların İBB soruşturmasında tutuklananları ziyaret ederek, “Etkin pişmanlık için başvurur, aleyhte ifadeler verir, bize yüklü bir meblağ öderseniz, seni serbest bıraktırırız” dedikleri iddia ediliyor. İddiaya göre bu avukatlar savcılar üzerinde yaptırım güçleri varmış gibi sözler veriyorlarmış.
Biri, Mehmet Yıldırım’dı.
CHP lideri Özgür Özel’in, kimliğini ifşa ettiği Yıldırım, Antalya’da yakalandı ve ev hapsine alındı.
Bie diğeri ise işadamı Murat Kapki’den 2 milyon dolar istediği öne sürülen Mücahit Birinci.
Birinci, dün AK Parti tarafından kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilince istifa etmek zorunda kaldı.
‘İBB Borsası’ yargıdaki kokuşmanın örneği olarak tartışılırken, bu çürüme başka adliyelere de yayılıyor.
Örnek mi istiyorsunuz?
Al sana, Bursa!
Duyduğum kadarıyla…
Halil T. adlı bir dolandırıcı, CHP’li bir ilçe belediyesine yönelik soruşturmada telefonu dinlenen şüpheliye giderek “100.000 dolar verirsen seni dosyadan çıkarırız” teklifinde bulunuyor. Mağdur Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda şikayetçi oluyor.
Savcılık, Halil T.’nin sulh ceza hakimliğindeki yazı işleri müdürüyle işbirliği içerisinde olduğunu tespit ediyor. Bu iki kişi tutuklanıyor. Bir sulh ceza hakimi hakkında da soruşturma izni için Hakimler Savcılar Kurulu’na başvuruluyor.
Karaman Sevgi Evi’nde yasak aşk iddiası
Karaman’da, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı Sevgi Evi’ne yönelik iddialar bitmek bilmiyor.
Geçençalışanların WhatsApp yazışmaları sızdırılmıştı. Bu yazışmalarda “(Yemeklerin) İçine taş atalım” denildiği ortaya çıkmıştı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise yazışmaların çocuklara yönelik olmadığını açıklamıştı.
Yazışmaların S.Ş. adlı bakıcı anne tarafından sızdırıldığı savunuluyor.
Gerekçe, kurumda yasak aşktan kaynaklı bakıcı anneye verilen ceza!
İddiaya göre Müdür Yardımcısı B.Ç., nöbet çizelgesine müdahale edip S.Ş. adlı bakıcı anneyle gece aynı evde kalacak şekilde vardiya düzenlemesi yapmış. Bu yasak ilişki fark edilmiş. Ancak kurum içinde üstü örtülmüş.
Daha sonra S.Ş., K.G. adlı memurla yasak ilişki yaşamış. Ama S.Ş.’nin eşi bu ilişkiyi gizli kamera ile tespit edip görüntüyü valiliğe sunmuş.
S.Ş. ve K.G. açığa alınmış.
Soruşturma derinleştirilince S.Ş.’nin Müdür B.Ç. ile ilişkisi de ortaya çıkmış.
Haliyle B.Ç. de görevden uzaklaştırılmış.
Bakanlık yetkilileri iddiayı doğrulayarak, soruşturma açıldığını ve derhal müfettiş gönderildiğini ifade ediyor.
CHP birinci, İyi-Zafer ve Anahtar’ın toplamı yüzde 16.3’e ulaşıyor
Prof. Özer Sencar’ın sahibi olduğu Metropoll Araştırma, geçen ayki anketini tamamladı.
Araştırmaya göre bu pazar seçim olsa kararsızlar, cevap vermeyenler ve protestocular orantılı şekilde dağıtılırsa tablo şöyle şekilleniyor:
CHP: 32.2
AK Parti: 31.3
DEM: 7.6
İyi Parti: 6.7
Zafer: 6.7
MHP: 5.1
Anahtar: 2.9
Yeniden Refah: 2.7
Diğer: 4.8
Bu veriye göre CHP, AK Parti’nin 0.9 puan önünde seyrediyor. Metropoll’ün haziran ve mayıs ayı anketlerinde AK Parti, birinci sırada yer alıyordu. CHP ise ikinciydi.
MHP yüzde 5.1’e gerilerken, İyi Parti, Zafer ve Anahtar’ın toplam oyu 16.3’e ulaşıyor. Bu değişimi milliyetçi seçmenlerin ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine tepkisiyle açıklamak mümkün.
Yüzde 59.7’si sürece karşı
-Katılımcıların yüzde 59.7’si yeni açılım sürecine karşı, yüzde 34.9’u destek veriyor. Yüzde 5.4’ünün fikri yok. MHP’li seçmenin desteği yüzde 35.6’ya gerilemiş.
-Yüzde 48.6’sı CHP’nin süreci desteklemesi gerektiğini söylüyor. Yüzde 41.7’si “Hayır” diyor. Yüzde 9.7’sinin fikri yok. CHP’lilerin yüzde 30’u, AK Partililerin ise yüzde 70.4’ü “CHP de desteklesin” diyor.
-Yüzde 68.2’si “PKK silah bırakmaz” diyor. Yüzde 25.6’sı bırakacağına inanıyor. Yüzde 6.2’sinin fikri yok.
-Yüzde 79.1’i PKK kendisini tasfiye etse dahi Öcalan’ın serbest bırakılmasını onaylamıyor. Onaylayanların oranı yüzde 14.6’da kalıyor. Yüzde 6.3’ün fikri yok.
-Yüzde 47.9’u “Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı” derken, yüzde 44.9’u “Hayır” diyor. Yüzde 7.2’sinin fikri yok.
-Yüzde 53.9’u kendisini Türk milletinin, yüzde 28.8’i ise İslam ümmetinin parçası görüyor. Yüzde 5.9’u “İkisi de değil” şeklinde yanıt veriyor. Yüzde 11.8’inin fikri yok.
Yüzde 55.4’ü İmamoğlu iddialarına inanmıyor
-Yüzde 55.4’ü İmamoğlu’na yönelik iddiaları inandırıcı bulmuyor. Yüzde 37’si inanıyor. Yüzde 7.6’sının fikri yok.
-Yüzde 47.7’si CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk iddialarını inandırıcı buluyor. Yüzde 33.3’ü inanıyor, yüzde 12.1’i “Kısmen evet” diyor. Yüzde 6.9’u fikir belirtmiyor.
-Yüzde 59.1’i operasyonların siyasi olduğu görüşünde. Yüzde 29.1’i “Yolsuzluk operasyonu” diyyor. Yüzde 11.8’i fikir belirtmiyor.


