SALİH TUNA Cumhuriyet 2 gün önce sizlere ömür
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Atatürk'ün İzmir suikastının ardından, "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır..." dediği rivayet olunur.
Lakin, (Attila İlhan'ın ifadesiyle) "Gazi Paşa Hazretleri" felaket yanılmıştır. Zira eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'yu hesaba katmamıştır.
İki gün evvel (3 Haziran 2025 tarihinde) Aykut Erdoğdu'nun tutuklanmasıyla birlikte Cumhuriyet yıkılmıştır. Bunu ben söylemiyorum, bizzat Aykut Erdoğdu tutuklanma kararının ardından eşi Tuba Torun'a "Cumhuriyet yıkıldı" demiştir. Bir yığın CHP'li trol de bu "tespite" akın etmiştir.
Sizin anlayacağınız, Türkiye Cumhuriyeti "ilelebet payidar" olma özelliğini külliyen kaybetmiştir.
Tuba Torun, eşinin tutuklanması üzerine "Bu bir Kurtuluş Savaşı" dediğine göre insan hâliyle merak ediyor, Aykut Erdoğdu bu savaşı nerede vermiş?
Sakarya'da mı, Dumlupınar'da mı?
***
Eski İBB Başkanı İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Meclisi İştirakler/Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız'ın demesine bakacak olursak ne Sakarya'da ne de Dumlupınar'da.Nerede mi?.. Saraçhane'de!
Gülmeyin, gerçekten böyle: Eski İBB Başkanı İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Meclisi İştirakler/Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı Ertan Yıldız'ın ifadesine göre eski CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, Saraçhane'ye gelerek 1 milyon 200 bin dolarlık rüşvet parasını İmamoğlu'nun kasası tesmiye edilen Fatih Keleş'e çantayla teslim etmiş!..
Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yok değil mi?
Gelgelelim, buradan sonrası biraz çetrefilli. Mesela, Aykut Erdoğdu'nun değerli eşi Tuba Hanım, "Dava romanında gibi hissediyorum kendimi..." demiş ki o kadar kafa patlattım bir türlü alaka kuramadım.
Benim bildiğim, Kafka'nın mezkûr romanındaki banka memuru Josef K. hakkında nedensiz bir şekilde tutuklanma kararı alındığını öğrenir. Neyle suçlandığını bilmez. Soyut bir yargıya maruz kalır. Suçu zinhar açıklanmaz. Hülasa edecek olursak, "Dava" suçluluğun irrasyonel doğasına vurgu yapar.
Ne ki, Aykut Erdoğdu'ya isnat edilen suç muamma değil gayet net: Rüşvet! İrrasyonel bir durum da söz konusu değil, rakam gayet reel: 1 milyon 200 bin dolar.
Kurtuluş Savaşı'yla mizah marifetiyle de belki irtibat kurabilirsiniz ama "Dava" ile kuramazsınız.
Tuba Hanım kusura bakmasın ama Woody Allen misali, Flaubert'in Madam Bovary romanına girseydi daha az zorlama olurdu.
***
Kıymet hükmümüzü belirtmeyi ihmal etmeyelim: "CHP'li Aykut Erdoğdu'nun rüşvete aracılık ettiği, hâkim karşısında önce inkâr ettiği, 10 dakika mola istediği, moladan sonra suçlamaları kabul ettiği öğrenildi..." şeklindeki gazete haberi dâhil tüm iddialar ispata muhtaçtır.Demem o ki, mesele yargıya intikal etmiştir, hep birlikte sonucu beklemek mecburiyetimiz var.
Fakat, "Aykut Erdoğdu eski dönemin yolsuzluklarını araştırıyordu, o yüzden tutuklandı" demek de ne oluyor birader? Bunun "Kurtuluş Savaşı verdiği için tutuklandı" demekten ne farkı var?
Eski İBB Başkanı tutuklanır aynı terane. Yok siyasi, yok Kanal İstanbul'u yapmak için tutukladılar, yok bilmem ne!
Ortada tutuklu yargılanmaya dair mahkeme kararı olduğu hâlde biz iddialar kanıtlanmaya muhtaç derken, bunlar destursuz/fütursuz biteviye üfürüyorlar.

