SALİH TUNA Oh be başörtüsünü çıkardı
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Vaktiyle bu tip "türbanlı" kadınları üst tarafı "muhafazakâr", alt tarafı "seküler" şeklinde tarif etmiştim.
Hayır, durduk yere değil, bir vesileyle, lakin bahsi diğer.
"Belki de üst tarafı alt tarafına söz geçirememiştir!" demeyi de ihmal etmemiştim. Yani, "self determination" misali, üst tarafı "özerklik" vermiştir alt tarafına! Tersi de olabilir tabii, artık hangi tarafı daha dominantsa.
Yine de o vakitler vaziyet bu denli garabet içre değildi.
Şimdi öyle mi ya! Sokak ortasında öpüşeninden barlarda içki içenine kadar her çeşit "türbanlı" arzı endam ediyor!
İşbu manzarayı umumiye yüzünden 64 yaşındaki başörtülü bir kadın yazar, "Gidişat tehlikeli... Tesettürü ne hâle getirmişler..." diye isyan etmiş.
İsyan etmekle de kalmamış, "Başı türbanda, poposu meydanda" olan bu yeni sınıfın yeni muhafazakârlarına inat başını açmış...
Hayır böyle acayip bir şey olmadı, ben uydurdum.
Lakin, çok daha acayip bir şey oldu!
Adı Zerrin Sönmez olan 64 yaşında başörtülü bir ablamız "Gidişat tehlikeli" diyerek başörtüsünü çıkarıp atmış.
Mevzuya tamamen Fransız olanlar, "Başörtülülere saldırılacağından korkup kendince önlem mi almaya çalışmış?" dese yeridir.
Hiç alakası yok. Tam aksine, herkesi başörtüsüne sokacaklar diye endişelenip başörtüsünü çıkarmış!
Gülmeyin, gerçekten böyle.
Politik tavırmış. Hatta bu nedenle "Başörtümü Diyanet ve iktidarın dibine atıyorum" demiş. Hani Anadolu'da aşiret kavgaları veya bitmez tükenmez kan davaları nihayete ersin diye kadınlar beyaz yaşmaklarını ortaya atarlar ya (ne alakası varsa artık) o hesap.
Diyanet'e kafayı takmasının nedeni, geçen hafta "hayâ ve iffet" konulu cuma hutbesinde "uygunsuz" kıyafetler giyilmesi eleştirilmiş. (Meraklısına not: Söz konusu hutbede "başörtüsü" geçen tek bir ifade yok.)
Hükümete kafa takmasının nedeni ise vaka-i adiye, yani "yurdum sporu" mesabesinde. Bu konuda malumunuz adeta tandem oynanıyor; kimi endişeli muhalif muhafazakârlar "İktidar milleti dinden uzaklaştırıyor, din elden gidiyor" demeye getirirken, endişeli modernler de "İktidar herkesi çarşafa sokacak" yollu kaptırıp gidiyor.
İşin garibi, kirişi kıran da fonlu Ruşen'in medyasında soluğu alıyor.
Diyanet'in hutbesine kızıp, "Bu benim kişisel direnişim" diyerek başörtüsünü çıkaran Zerrin Sönmez ablamıza şuncağızı sormak isterim: Bir başkası da Diyanet'in zinanın haram olduğunu dair bir hutbesine kızıp "Bu benim kişisel direnişim..." derse bu işin sonu neye varacak? Tövbe ya Rabbim.
O değil de, muhtereme ablamızın "herkesi örtecekler" endişesini dile getirdiği "Gidişat tehlikeli" ifadesinin ışığında, isterseniz yurdumuza şöyle bir bakalım.
Nilüfer gibi hanım hanımcık şarkı söyleyen popçu kalmadı. Gülşen'inden Hadise'sine kadar neredeyse anadan üryan sahneye çıkmalarından geçtim, o "uygunsuz" hareketleri ne yapacağız!
Sokaklara bakıyorsun, kroptan geçilmiyor; göbeği örten tişörtleri mağazalar satmıyor. Çıplaklık teşhircilik boyutunda. Uluorta iş çevirmekten olmadık yerlerde "one-night stand" sapıklığına kadar gırla gidiyor.
Evet bence de "gidişat tehlikeli" ama akıl ve idrak yoksunluğu bakımından.

