Sanat dünyasındaki taciz ifşaları konuşuluyor! “Kadının beyanı esastır” ilkesi gündemde!
Haber7 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
GİRİŞ 28.08.2025 12:41 GÜNCELLEME 28.08.2025 12:41
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
Geçmişte yaşanan taciz olaylarına dair kadın sanatçılar tarafından başlatılan ifşalar, sanat camiasında büyük yankı uyandırdı. Kadınların art arda gelen suçlamaları sonrası, iddiaların merkezindeki ünlü erkeklerin bir kısmı konuya dair açıklama yaparken, diğerleri sessiz kalmayı tercih etti.

Fotoğrafçı Mesut Adlin, oyuncular Tayanç Ayaydın ve Mehmet Yılmaz Ak, yönetmen Selim Evci ile program yapımcısı Mesut Süre, genç kadınlar tarafından ifşa edilen isimlerden sadece birkaçı. Ünlü isimler, iddiaları mahkemeye taşıyacaklarını duyururken hem kendileri hem de yakınları savunmalarını “bunun bir itibar suikastı” olduğu üzerine kurmuşa benziyor. Ve bu durum “Kadının beyanı esastır” ilkesini de yeniden gündeme taşımış durumda. Peki bu, “Kadın ne derse doğrudur” mu demek ve ifşalamak masumiyet karinesine aykırı mı?

İşte hukukçularla konuşan Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın yazısı:
Flört ya da kur ile taciz arasındaki ince sınır ne? Konuyu hukukçularla masaya yatırdım. Son söylenmesi gerekeni en başında yazayım: “Kadının beyanı esastır” demek, toplumda yaygın şekilde bilinenin aksine, “kadın, hangi konuda ne söylerse söylesin, doğrudur ve haklıdır” demek değil.

Çünkü cinsel saldırı, çoğunlukla kapalı kapılar ardında yaşanır, bir şahidi de olmaz. “Kadının beyanı esastır” ilkesi işte burada devreye girer; delil yetersizliği olan durumlarda kadın ve çocuğun beyanı esas alınır ve direkt kovuşturma aşamasına geçilir. Diyelim tacize uğradınız. Ancak fail sizi tehdit etti, kolluğa başvuramadınız. Aradan ay ya da yıllar geçti, bu sürede kendinizi ancak topladınız ve bir cesaret faili şikâyet ettiniz. Bu durumda karakol/ savcılık/ yetkili makam size, “İspatlayabilir misin?’ ya da ‘Raporun nerede?” gibi sorular sorulamaz. Başka deyişle beyanınız kovuşturma için yeterli bir “delildir.” Yargılama aşamasında ise beyanınız tek başına yeterli olmayacak, ek deliller sunmanız da istenebilecektir.
MASUMİYET KARİNESİNE AYKIRI DEĞİL
Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü Avukat Selin Nakıpoğlu "Kadının beyanının esas alınması “masumiyet karinesine” aykırı mı?" sorusuna şu cevabı verdi:
“Cinsel suçlar, çoğu zaman kanıt olmayan, kapalı mekânlarda işlenen eylemlerdir. Çoğu dava, failin maddi- manevi gücü, şiddete maruz kalanın korkması, toplumsal baskılar derken açılmadan kapanır. İfşa, bu noktada kadınların yalnız olmadığını gösterir, başka kadınların benzer deneyimleri paylaşmasına alan açar. Toplumsal sorumluluk ile hukuki sorumluluk ise ayrı şeylerdir. Hukuk, failin cezasına karar verir. Toplum ise failin davranışını sorgular ve ifşa da “güvenilir biri değil” deme hakkının kolektif biçimidir. Dolayısıyla ifşa masumiyet karinesiyle çelişmez çünkü aynı düzlemde değillerdir. Şöyle ki; ‘masumiyet karinesi’ ceza hukukunun konusudur. Yani kişi, hakkında mahkeme bir hüküm verene kadar, ‘suçsuzdur.’ Bu, bireylerin değil; devletin, yargının ve kolluğun uyması gereken bir ilkedir. Toplumsal alanda bir fail hakkında fikir beyan etmek ise birini ‘hukuken suçlu ilan etme’ amacı taşımaz, yaşanan olayı kamusal alana taşıyarak dayanışma, farkındalık ve önleyicilik yaratır. İfşa, suçun hukuken ispatı değil; yaşanan deneyimin görünür olmasıdır.”
EŞİK Gönüllüsü, Avukat Sema Yurtbilir flört etmekle taciz arasındaki farkı şu sözlerle anlattı:
“Bu ikisini birbirinden ayırmamızı sağlayacak temel kavram ‘rıza’dır. Rıza, sadece ‘hayır’ demek değildir, ‘evet’in de açık, net ve baskıdan uzak olmasıdır. Çünkü irade baskı altındayken bir rızadan söz edilemez. Mesela, bir erkeğin teklifini reddettiği takdirde işinden kovulacağı, dışlanacağı, mobbing ya da ayrımcılığa uğrayacağı baskısını hisseden bir kadının rızasının varlığından söz edemeyiz. Bir tarafın kendini, ‘rahatsız’, ‘baskı altında’ ya da ‘zorlanmış’ hissettiği her durum; flört ya da kur değil, eylemin türüne göre ‘taciz’, ‘cinsel saldırı’ ve ‘ısrarlı takip’tir ve Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur.
Ki rıza, baştan sona kadar süreklilik de göstermelidir. Örneğin, ilk cinsel ilişkiyi kabul etmek sonrakilere onay vermek anlamına gelmez.”
‘AMA O KARINCAYI DAHİ İNCİTMEZ’ Mİ CİDDEN“Ama o karıncayı dahi incitmez!” gibi sözler de faili aklamaya hizmet eder. Ve bu savunma, tacize uğrayanı değil, arkadaşları ya da ailesinin deneyimi ve sınırlarını merkeze almaktadır. Yani birine dışarıdan iyi görünmek, ilişkide iyi olmak anlamına gelmez. Aslolan; somut vakadır, mağdurun ne deneyimlediği ne hissettiğidir. Size göre kur yapmak, iltifat etmek gayet doğal olabilecekken karşı taraf için rahatsız edici olabilir. Flört, karşılıklı rıza ve hoşgörüye dayalıdır. Diğer tarafı rahatsız ettiği, sınırlarına ihlal ettiği yerde buna flört denilemez. Fail, bu bahanelerle eyleminin suç olarak tanımlanmasından ve cezadan kurtulamaz.”
"BÖYLE BİR DURUMDA KADINLAR NE YAPMALI?"“Her türlü eylemin tanık ve belgelerle delillendirilmesi son derece önemli. Fakat biliyoruz ki kadınlar birçok vakada delile ulaşmakta zorlanıyor. Ancak yine de ‘Delilim yok!’ diyerek harekete geçmekten vazgeçmeyi, failin eylemlerine boyun eğmeyi tavsiye etmiyoruz. Çünkü 6284 sayılı ‘Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ ile bu eylemleri durdurmak ve failin cezalandırılmasını sağlamak mümkün. Bugün birçok Yargıtay kararında, mağdur beyanının belli ölçütler süzgecinden geçirilerek, hükme esas alındığını görüyoruz. Dolayısıyla, ‘Korkmayın! Umutsuzluğa kapılmayın. Kadın dayanışmasından güç ve destek alın.’
KAYNAK: HÜRRİYET - FULYA SOYBAŞ
Ramazan Yıldız Haber7.com - Yazı İşleri Müdürü

Editör Hakkında 1981 yılında Isparta'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Afyonkarahisar'da, lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde, yüksek lisansını Bahçeşehir Üniversitesi'nde tamamladı. Üniversitenin ardından bir süre özel sektörde araştırmacı, daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) farklı iştiraklerinde İngilizce öğretmeni, sosyolog ve idareci olarak çalıştı. İnternet haberciliğine ilk adımını 2015 yılında Türk Medya’da attı. 2020’de Haber7’de gece editörlüğüne başladı. Halen Haber7.com’da haber şefi olarak görev yapmaktadır.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


