Saygımızı kaybettik, öğretmene şiddet neden arttı?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da bir velinin öğretmene saldırması, eğitimcilere yönelik şiddet sorununu yeniden ülke gündemine taşıdı. Uzmanlar, yaşanan hadisesinin tekil bir olay olmadığını, verilerin de bu endişeyi doğruladığını belirtiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 26 ilde yaptığı son “Şiddet Algısı Araştırması”na göre 6 bin 299 ortaokul ve 7 bin 511 lise öğrencisi arasında dijital ortamda yaşanan tehdit ve baskılar şiddet olarak tanımlanıyor. Lise öğrencilerinin yüzde 92,3’ü, ortaokul öğrencilerinin ise yüzde 88,5’i özel fotoğraf ya da bilgi paylaşımıyla tehdit edilmeyi şiddet olarak görüyor.
KADIN ÖĞRETMENLER MAĞDURÖğretmenlerin maruz kaldığı şiddet ise giderek görünür hale geliyor. Türk Eğitim-Sen’in verilerine göre kadın öğretmenlerin yüzde 33,4’ü fiziksel ya da sözlü şiddet yaşadığını belirtirken, bir başka araştırmada öğretmenlerin yüzde 8,2’si doğrudan şiddete maruz kaldığını dile getirdi; bu şiddetin kaynağı yalnızca öğrenciler değil, yöneticiler, veliler ve okul çevresindeki farklı aktörler de olabiliyor. 2023-2024 eğitim-öğretim yılında şiddetin önlenmesine yönelik 7 milyondan fazla öğrenci, 144 bin öğretmen ve 857 bin veliye çeşitli eğitimler verilmesine rağmen tablo, caydırıcılığın yetersiz kaldığını gösteriyor.

Eğitim Uzmanı İlhan Sevin ise öğretmenlere yönelik şiddet olaylarının artışının endişe verici olduğunu belirterek, "Üstelik bu şiddet yalnızca öğrencilerden kaynaklanmakla sınırlı değil; zaman zaman veliler de bu olumsuz davranışlara sebebiyet vererek sürece dahil oluyor. Öğretmenin otoritesinin geçmişe göre zayıflaması, sosyal medyanın yanı sıra diziler ve filmlerde şiddeti teşvik edici unsurların yer alması, bu eğilimleri daha da körüklüyor" dedi.
MESLEKTEN SOĞUYORLAR"Eğitim ortamındaki eksiklikler, yaşanan problemlerin doğrudan öğretmene mal edilmesi ya da öğretmenlerin mesleklerinin ötesinde birer bakıcı olarak görülmesi de önemli sorunlar" diyen Sevin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durum, öğretmenlerin mesleğine olan bağlılıklarını zayıflatıyor ve tükenmişliğe yol açarak meslekten soğuma eğilimini artırıyor. Sonuç olarak, bu olumsuzluklar eğitimin niteliğini düşürüyor ve sistemin genel başarısını olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü için okul yönetimlerinin öğretmenleri öğrenci ve veli ile yaşanan çatışmalarda daha etkin şekilde desteklemesi oldukça önemli."

Eğitim Sosyoloğu Prof. Dr. Tunay Kamer ise eğitimcilere şiddete yönelik önemlşi uyarılarda bulunurken, şunları kaydetti: "Ebeveynlerin çocuklarının öğretmenlerine saldırdığına dair haberleri artık daha sık duymaya başladık. 'Öğretmenlerimizin önünde ceketlerimizin düğmelerini iliklediğimiz günlerden, öğretmenlerin hayatlarının tehdit edildiği günlere nasıl geldik?' diye sormadan edemiyoruz. Öte yandan düşük maaşlar, artan iş yükü ve belirsiz istihdam koşulları mesleğin cazibesini azaltıyor. Unutulmamalıdır ki, öğretmenlere yönelik şiddete karşı etkili ve hızlı bir yasal mekanizma işletilemediğinde, caydırıcılık ortadan kalkar."
NASIL ÇÖZÜLECEK?Konuya ilişkin çözüm önerileri de sunan Kamer, "Öğretmenlere yönelik şiddet karşısında cezalar daha caydırıcı olmalı ve hızlı uygulanmalı. Medyada öğretmeni hedef gösteren söylemlerden kaçınılmalı, aksine öğretmeni yücelten kampanyalar yapılmalıdır. Veliler ile okullar arasında sağlıklı ve yapıcı iletişim kanalları oluşturulmalı. Bu sorun, sabır, kararlılık ve ortak akıl gerektirir. Öğretmen saygı görmezse, toplum da geleceğini inşa edecek en önemli unsurunu kaybeder. Unutmayalım, öğretmenin değeri, aslında yarının nasıl bir toplum olacağını belirler" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel


