SDG üzerinden yeni oyun! Kanton un ucu koridora çıkıyor
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Merkezinde terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'nin yer aldığı SDG ile Şam yönetimi arasında geçen mart ayından bu yana yapılan entegrasyon görüşmelerinde ilerleme sağlanamadı. Suriye'nin kuzeyinde Şam'a bağlı güçlerle, terör örgütü SDG arasında zaman zaman çatışmalar da yaşanırken, Türkiye gelişmeleri dikkatle izliyor. SDG'ye uzun süredir silah desteği veren ABD'den ise çelişkili açıklamalar geliyor. ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, SDG'nin Şam'a acil bir şekilde entegrasyonunu savunurken, 'CIA'nın gölge kuruluşu' olarak nitelenen RAND Corporation Direktörü Andrew Parasiliti ise tartışma yaratacak bir yazı kaleme aldı. Al Monitor'de bir dönem editörlük de yapan Parasiliti söz konusu yazısında Suriye için İsviçre'deki kanton düzenine benzer federatif bir yapı önerdi.

Haber Global Web Özel'e sahadaki gözlemlerini aktaran güvenlik ve terör uzmanı Ünal Atabay ise, Suriye'de Sovyet Devrimi lideri Vladimir Lenin'e ait olan "ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı" prensibi çerçevesinde "öz yönetim" tartışmaları olduğunu belirterek şu değerlendirmeleri yaptı: "Sahada keskin bir şekilde bu talep ortaya çıktı. 'Kendi kaderini tayin hakkı' da deniyor. Sovyet devrimi lideri Vladimir Lenin'in teorisine dayandırılıyor. Neticede uluslararası alanda bir karşılığı var. Kendi kaderini tayin hakkı Wilson ilkeleri gibi bağımsız bir devleti öngörmeyebilir. Kendi kültürel yapılarını muhafaza edecekleri Suriye'ye bağlı bir modelden bahsediyorlar."
ORTAKLIK PLANISuriye’nin kuzeyinde oluşan otorite boşluğunda bu taleplerin Şam’a karşı ağırlık kazandığını vurgulayan Atabay, ‘entegrasyon’ kavramına SDG ile Şam yönetiminin farklı anlamlar yüklediğini söyledi. Atabay şöyle konuştu: “SDG, Şam yönetimine ‘10 Mart Mutabakatı’na uyarız’ mesajı verdi. Ancak entegrasyon konusunda aynı şeyi düşünmüyorlar. SDG’nin anladığı entegrasyon, ademi merkeziyetçi bir yönetim modeli. Bu modelde Anayasa’da Alevi, Kürt ve Dürzi kimliklerinin yer alması, yerel yönetim ve yerel güvenlik gibi ayrıcalıkların tanınması talep ediliyor. Böyle bir model, Şam yönetimine ortak olmak anlamına geliyor.”
Çatışma uyarısı yapan Atabay, şöyle devam etti: "Dürzilere karşı aşiretleri kullandılar. Çatışmalar körüklenebilir. Fırat'ın doğusunda Arap aşiretler YPG'nin de karşısında yer alıyor. Ancak Bedevi aşiretler güç kimdeyse onun yanında yer alır. Yarın hemen saf değiştirebilirler. Bunlar üzerinden üretilecek bir politika bizi yanılgıya götürür. Burada Şam yönetimi ile SDG arasında da çatışma potansiyeli var. Şam yönetiminin radikal grupları da kapsaması nedeniyle Alevi, Dürzi ve Kürtlerin ayrılıkçı taleplerin uluslararası alanda meşru görülme tehlikesi de söz konusu. Bu gelişmelerden İsrail'in yararlanır. "ABD-Fransa ekseni Türkiye'yi kışkırtmamak ve stabil bir pozisyonda tutmak isteyebilir. Bölgedeki yol haritası için bunu aklımızda tutmak gerek."

Öete yandan Atabay'ın sözünü ettiği "ulusların kendi kaderini tayin hakkı" Rus imparatorluğu dağılırken Lenin'in ülkedeki farklı ulusları SSCB etrafında tutmak için geliştirdiği bir yaklaşım. Bu adı taşıyan bir kitabı bulunan Lenin'e göre uluslar bu hakkı ayrı devlet kurmak için değil bir arada yaşamak için de kullanabiliyor.
[email protected]
Kaynak: Web Özel


