Serdal Adalı: Rakiplerimiz gayrimenkul projelerinden gelir elde etmeye bizden çok zaman önce başladılar
Dha sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Beşiktaş Kulübü 2025 Yılı 2'nci Olağan Divan Kurulu Toplantısı, İstanbul Kongre Merkezi Üsküdar Salonu'nda gerçekleşiyor. Siyah-beyazlı ekibin başkanı Serdal Adalı açıklamalarda bulundu. Adalı, " "Biz Beşiktaşlıların günden güne azalan güvenini, itibarını, her geçen gün daha da kötüye giden sportif ve mali tablolarını yukarı çekmek, son sezonlarda ne yazık ki alışkanlık haline gelen bu gidişatı değiştirmek için bu makama geldik. 6 ay önce Beşiktaş'ımızın gündemi neydi? Hangi konular konuşuluyordu? Bugün sizlerden bir kez daha hatırlamanızı rica ediyorum. Bugün tarihin en büyük borç ödemelerinden, ekonomik bağımsızlık projelerimizden, sahip olduğumuz varlıkların nasıl en verimli şekilde kullanılacağından ve yeniden doğmakta olan şampiyonluk hedeflerinden bahsediyoruz" diye konuştu.
'BANKALAR KONSORSİYUMUNDAN ÇIKMAMIZ LAZIM'
Finansal konulara değinen Başkan Adalı, "Beşiktaş'ımız şu anda günlük 125 bin, aylık 4 milyon, yıllık yaklaşık 50 milyon Euro faiz ödediği bir dönemden geçiyor. Böyle bir finansal tabloda devamlılık sağlayan başarı neredeyse imkansız hale geliyor. En acısı da bu borç çarkı her an tüm hızıyla işlemeye devam ediyor. Bugün divan kurulumuzu sonlandırıp evlerimize gittiğimizde Beşiktaş'ımızın borcu 5 milyon lira daha artmış olacak. Bugün bu salondan ayrıldığımızda yeni bir 5 milyon lirayı boğazın sularına dökmüş olacağız. İşte bu sistem bu kadar hızlı ve bu kadar zalimce işliyor. Bu şekilde geçen her saniye, her dakika Beşiktaş'ımıza zarar veriyor. Bu tabloyu tersine çevirecek hamleleri, Beşiktaş'ımızı bu mali yükten kurtaracak finansal projeleri bir an evvel hayata geçirmek durumundayız. Sermaye artırımı ile başladık ve gördüğünüz üzere hiç bir şekilde pes etmiyoruz. Hiç vakit kaybetmeden camiamızla yepyeni projeler paylaşıyoruz. Ne yapıp edip Beşiktaş'ımızı bu faiz yükünden kurtarmamız, Bankalar Konsorsiyumundan çıkmamız lazım" şeklinde konuştu.
'GEÇTİĞİMİZ SENEDEN GELEN BİR 40 MİLYON EURO DAHA ÖDEME VAR'
Beşiktaş'ın geleceği için çok daha ciddi ve yeni kaynaklar oluşturmak zorunda olduklarını ifade eden Serdal Adalı, "Bunu yalnızca 6 ayda yapmış bir yönetim kurulu olarak karşınızdayız. Yılbaşına kadar geçtiğimiz seneden gelen bir 40 milyon Euro daha ödeme var. Fakat yeterli değil. Beşiktaş'ımız için çok daha ciddi projeler geliştirmek ve yeni kaynaklar oluşturmak durumundayız. Futbol ekonomisinin ülkemizdeki durumu göz önüne alındığında, Beşiktaş'ımızın mali bağımsızlığını sağlayacak kadar geliri futboldan elde edemeyiz. Var olan borcu kapatmak için yeni projeler üretmekten, Beşiktaş'ın elindeki gelir potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmekten başka da çaremiz yok. Biz de bu konularda hazırlığımızı yaptık. Bildiğiniz gibi 22 Haziran Pazar günü düzenleyeceğimiz Olağanüstü Genel Kurulda tarihi fırsat niteliğindeki projeler için yönetim kurulumumuz adına sizlerden yetki isteyeceğiz" dedi.
'FİNANSAL BAĞIMSIZLIK PROJESİ HALİNE GELECEK ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLİYORUZ'
Dikilitaş Mahallesi'nde bulunan gayrimenkul projesi hakkında konuşan Adalı,"40 yıldır orada duran arazimizin, mevcut imar durumuyla Beşiktaş'a maddi olarak en ufak bir faydası yoktur. Yeni bir imar düzenlemesi olmadığı takdirde bu arazi hiçbir zaman değer kazanamayacak ve atıl durumda kalacaktır. Dolayısıyla Beşiktaş'ımız elinde bulunan müthiş potansiyelden bugünkü haliyle maddi olarak faydalanamamıştır ve eğer bu fırsatı kaçırırsak hiçbir zaman da faydalanamayacaktır. Biz bu araziye, Gençlik ve Spor Bakanlığının kulübümüze tahsis ettiği yaklaşık 5 dönümlük arazimizi satın alarak ekliyoruz. Bu 5 dönümlük arazi de eklenince proje çok daha efektif hale geliyor. Bu tahsisli arazilerin kulübümüze satılması için daha evvelden Gençlik ve Spor Bakanlığına müracaatlarımızı yapmıştık. Şimdi bu tahsisi tapuya çeviriyoruz ve bu şekilde projeye dahil ediyoruz. Bu şekilde 20 dönüme ulaşacak arazimizin de imarını alıp, Beşiktaş'ımız için finansal bağımsızlık projesi haline gelecek şekilde yeniden düzenliyoruz. Bu projenin bu noktaya gelmesinde önemli katkısı olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile tüm devlet büyüklerimize ve yetkililere de camiam adına bir kez daha teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi.
'KULÜBÜMÜZÜN FAİZE TABİ 125 MİLYON EURO CİVARINDA BORCU BULUNUYOR'
Elde edilecek gelirle faizli borçların ödeneceğini vurgulayan siyah-beyazlı ekibin başkanı, "Gelirler daha ilk günden kırdırılıp günlük ihtiyaçlara harcanmayacak. Bu anlaşmanın paydaşları Ziraat Bankası ve Emlak Konut gibi önemli devlet kurumlarıdır. Bu yüzden projenin her alanında denetim ve şeffaflık hep ön planda olacak. Bu tip arazilerde rezerv hakkı kullanılması yetkisi sadece Emlak Konut'ta bulunuyor. Biz bu projeyi devletimizle yapıyoruz. Resmi, güvenilir ve şeffaf bir proje süreci yürütmek ve bu süreçte devletimizin desteğiyle ilerleyerek daha hızlı, daha güvenli aksiyon almak için Emlak Konut ile çalışıyoruz. Ziraat Bankası'nı da kulübümüze büyük fayda getirecek nedenlerden dolayı bu projenin içerisine dahil etmeye çalışıyoruz. Ayrıca Ziraat Bankası'nın bu projeye ortak olacağı pay oranında bir tutar, bankaya olan borcumuzdan düşülecek. Şu anda kulübümüzün faize tabi 125 Milyon Euro civarında borcu bulunuyor. Kalan borcumuz 3-4 seneye bölünüp vadelendirilecek ve dövize çevrilecek. Borcumuzu dövize çevirdiğimizde, faiz oranlarında da önemli bir düşüş olacak. Proje kapsamında yapılacak satışlar da döviz cinsinden değerlendirilecek. Böylece kur riskimiz de olmayacak" ifadelerini kullandı.
'PROJEYİ 3 SENE İÇERİSİNDE TAMAMLAMAYI PLANLIYORUZ'
Dikilitaş projesi hakkında konuşmaya devam eden Adalı şu ifadelere yer verdi;
"İnşaat maliyetleri çıktıktan ve Emlak Konut proje yönetim maliyeti ödendikten sonra buradan kulübümüze kalacak net gelir 150-200 milyon Euro arasında olacak. Bu rakam, projenin tamamının satılması halinde elde edilecek gelirdir. Dediğimiz gibi biz kulübümüzün faiz giderli borçlarına karşılık gelen kısmı satıp, kalan tapuları da kasamıza koyacağız. Kongremizden proje onayını aldığımız takdirde de projeyi 3 sene içerisinde tamamlamayı planlıyoruz" diye konuştu.
'ONLAR BU ALANDA AKSİYON ALIRKEN BİZ SADECE İZLEMEKLE YETİNDİK'
Ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gayrimenkul konusunda daha erkenden davrandığını söyleyen Adalı, "Bu farktan söz edilirken de ilk olarak ezeli rakiplerimizle aramızda büyük bir kadro kalitesi farkı olduğu söyleniyor. Hep birlikte bir düşünmenizi istiyorum ezeli rakiplerimiz bu kadro seviyelerine ulaşırken biz neden, nasıl geride kaldık? Bu farka sebep olan yalnızca hatalı transferler, yanlış oyuncu seçimleri değil. Onlar da transfer hataları yaptı ve yapmaya da devam ediyorlar. Ancak rakiplerimiz gayrimenkul projelerinden gelir elde etmeye bizden çok zaman önce başladılar. Onlar bu alanda aksiyon alırken biz bugüne kadar sadece izlemekle yetindik. Biz maalesef birbirimizi yemekten başka hiçbir şey yapmadık. Rakiplerimiz elde ettikleri bu gelirlerle her sezon transfere ciddi bir bütçe ayırıyor. Biz ise her sene 2-3 kaliteli oyuncu getirebileceğimiz maliyeti faiz gideri olarak ödemek zorunda kalıyoruz. Yoksa şu an bizde görev yapan transfer ekipleri inanın hiçbirisinde yok. Projelerimizle bu ekonomik farkı kapatırsak, biz onların yaptıklarından çok daha iyilerini yaparız. En iyi oyuncuları getirir ve çok daha iyi takımlar kurarız. İşte bu nedenle rakipler yaparken onları takdir edip, biz gayrimenkul projesi için gelince 'Yaptırmam' demek Beşiktaş'a kötülüktür" dedi.
'AKLA VE VİCDANA AYKIRIDIR'
Projeyi eleştirenlere yanıt veren Adalı, “Bu projeleri hayata geçirmek için bütün prosedürleri tamamlayıp, Beşiktaş için bütün plan projeksiyonu hazırlayıp devlet kurumlarıyla ön anlaşma yaptıktan sonra projeleri karalamak, 'bu projeyi yaptırtmayız' diyerek Beşiktaş'a bir kötülük ediliyormuş gibi göstermek akıl tutulmasıdır. Akla ve Vicdana aykırıdır. 22 Haziran tarihli genel kurulumuz bir yetki kongresidir. Genel kurul bize bu yetkileri verirse projelerimizi başlatır ve hep birlikte geleceğin bağımsız ve güçlü Beşiktaş'ını inşa ederiz. Bu projeleri yapmayın derlerse de anlattığım bu faiz yüküne, bu mali tablolara, bu gidişata katlanarak yolumuza devam ederiz. Ancak Beşiktaş'ı bu darboğazdan çıkarmadan, faiz ve borç yükünden kurtarmadan, sportif başarıya ulaştırmadan, başkalarının yaptığı gibi yarı yolda bırakıp gitme düşüncemiz yok. 'Beşiktaş, küçük olsun benim olsun' siyasetini uygulamak isteyenlerin eline kalmayacak. Kimse Beşiktaş'ın borçlarını gerekçe göstererek yabancı sermayeye satılmasını kurtuluş projesi gibi anlatamayacak. Henüz açık açık söylemiyorlar ama alttan alta bunun için uğraşıyorlar" cümlelerini kullandı.
Sermaye artırımından 1.4 milyar TL gelir elde ettiklerini ifade eden Adalı, "Diğer bir yetki, özetle Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş.'deki halka açıklık oranımızın yüzde 51'in altına düşmemek kaydıyla değiştirilmesidir. Bildiğiniz üzere sermaye artırımı sürecimizin sonunda 1.4 milyar TL gelir elde ettik ve bu geliri Bankalar Konsorsiyumu'na olan borcumuz için kullandık. Bu rakam, Beşiktaş tarihinin bugüne dek gerçekleştirdiği en büyük borç ödemesi olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Bu sürece başlamadan önce kulübümüz yüzde 51 hisseye sahipken, sermaye artırımı sonucunda elimizde bulunan hisselerin oranı yüzde 70'e çıkmıştır. Üstüne basa basa tekrar etmek isterim ki kulübümüzün kasasından bir kuruş çıkmadan, üstelik 35 milyon Euro'luk bir borç azaltarak Beşiktaş'ımıza önemli miktarda hisse kazandırılmıştır. Sermaye artırımı sonucunda, kulübümüzün himayesindeki 50 milyon Euro'luk hisse değeri şu an için 150 milyon Euro bandına yükselmiştir. Bununla birlikte sermaye artırımından elde edilen gelirle birlikte öz kaynak yapımız düzelmiş ve UEFA kriterleri ile TFF limitleri gibi konularda elimiz rahatlamıştır. Şimdi süreç sonunda kazanılan yüzde 19'luk hisse oranıyla ilgili kongremizden bir yetki talep ediyoruz" dedi.
Şeffaflık konusuna yönetim kurulu olarak önem verdiklerini belirten Serdal Adalı, "2007 tarihinde yüzde 85 olan payımız farklı yönetimlerin bugüne kadar yaptıkları satışlarla yüzde 51'e kadar indirilmişti. Yani bugüne kadar tam tamına yüzde 34'lük bir pay satışı olmuş. Yönetim kurulu olarak en önem verdiğimiz hususlardan biri şeffaflık. Geçmişten gelen güven ve itibar kayıplarını telafi etmek için bu şekilde hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle attığımız her adımı sizlerin desteğini alarak ve sizlerle birlikte atma yolunu seçiyoruz. Bu yetkinin yönetim kurulumuzun elinin altında olması lazım. Bunun tüm camiam tarafından bu şekilde bilinmesini isterim" diye konuştu.
Serdal Adalı, konuşmasına şu ifadelere devam etti;
"Takip ettiğiniz üzere Akaretler'deki bu binamız yaklaşık 2.5 yıldır bomboş duruyor. Son kira geliri 2.5 yıl önce elde edilmiş. Bu değerimizi maalesef öylece kendi haline bırakmışlar. Hiç kimse de dönüp buraya bir el atmamış, burayı umursamamış. Böyle bir lokasyonda böyle bir binanın bomboş durması kulübümüz için çok ama çok büyük bir kayıp. Buna gönülleri nasıl razı gelmiş anlamak mümkün değil. Binamızla şu anda uluslararası bir otel zinciri ilgileniyor. Fakat yapacakları yatırımı ve tadilat çalışmalarını 10 senelik kiralama karşılığında yapmak istemiyorlar. Yapacakları yatırımın kendi ticari fizibilitelerine göre garanti altına alınabilmesi için 20 ya da 25 yıllık bir kira anlaşması yapmak istiyorlar. Aksi halde farklı bir alternatife yönelecekler. Otellerle yapılan kira anlaşmalarının, binaları kurumsal şirketlere kiraya vermekten ya da parça parça yapılan kira anlaşmalarından çok daha iyi gelir potansiyeli bulunuyor. Yani sözün Türkçesi burayı bu otel zincirine kiraya verirsek, en iyi kiralama koşullarına ulaşıyoruz. Burasının yıllık en fazla 2.5 milyon Euro kira rayici varsa, bu şekilde değerlendirdiğimizde 3.5 milyon Euro'ya yakın bir gelir elde etme fırsatımız oluyor. Planladığımız yeni anlaşmaya göre neredeyse 9-10 milyon Euro demek. İşte bizim istediğimiz yetki bu. Yeri gelmişken burada 'şerh' konusuna bir değinmek isterim. Kiralamak isteyen şirket, kira süresi boyunca bizim bu binayı satmamızı istemiyor. Bu yüzden de tapuya bu amaçla şerh koydurmak istiyor. 'Yani 25 yıl boyunca burayı satmayın' diyor. Bizim de zaten böyle niyetimiz var mı? O da asla ve asla yok. Bu nedenle ortada camiamızın tedirgin olacağı bir durum da yok."
Fulya'daki akaryakıt istasyonu sorununun bir kangrene döndüğünü belirten Adalı, "15 sene önce ben ilk yönetici olduğumda da bu konu gündemdeydi. Şimdi de hala önümüzde duruyor. Burada bahsedilen yetki konusu kira kontratının 2026 yılbaşından itibaren olmak üzere 15 yıl için uzatılması durumu. Açıkçası mevcut kiracı bizden önceki yönetimle konuşmuş ve aylık kira bedelinde anlaşmış. Bu yetki, önceki yönetim süresi içerisinde yapılmak üzere genel kurulumuz tarafından onaylanmış. Sonrasında malum seçim ortamı olunca imzalar atılamamış. Şimdi bizim istediğimiz, bu kira anlaşmasını uzatma yetkisine kendi dönemimiz için de sahip olabilmek. Tamamen genel kurulumuzun daha önce onayladığı aynı yetkiyi istiyoruz. Bu yetkiyi de ilave bir değer artışı daha oluşturarak ve anlaşılan geliri yükselterek talep ediyoruz. Önceki yönetim de önemli bir adım atmış ve bu taşınmazımız için firmayla aylık 1 milyon 100 bin lira karşılığında anlaşmış. Biz de geldiğimiz gün yapılmış olan bu prensip anlaşmasını aylık 1 milyon 200 bin liraya çıkarttık. Her yıl enflasyona göre bu rakam artacak. Biz bu anlaşmaları yapmadan önce aylık kira bedeli sadece 145 bin liraydı. 1 senelik fark 12 milyon 600 bin lira. Ayrıca firma ile futbol altyapımız için de 3 milyon lira tutarında sponsorluk mutabakatına vardık. Bu firmanın kulübe 'işletme zararı' adı altında açtığı yaklaşık 10 milyon Dolar tutarında bir dava vardı. Bu davadaki bilirkişi raporları da tamamen aleyhimizde hazırlanmıştı. Hukuk kurulumuza göre büyük ihtimalle biz bu davayı kaybedecek ve bu tutarı ödemek durumunda kalacaktık. Biz bu davanın sona erdirilmesi için de firma ile anlaştık. Yani Beşiktaş'ımızı böyle bir yükten daha kurtardık. İşte bu 15 yıl süreli kira anlaşmasını yapabilirsek bu kazanımları tek seferde elde edeceğiz. Şerh konusuna da bir cümle açıklama getirmek istiyorum. Bu şerh sadece kiralama dönemi içerisinde kiracı tanımının her durumda geçerli olabilmesi için belirtilmiştir. Firmanın olası bir akaryakıt markası değişikliğine gitmesi halinde sektörce istenen zaruri bir durumdur. Kaldı ki zaten anlaşmanın ilk gününden bugüne kadar da aynı şerh maddesi firma sözleşmesinde yer almaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Fulya'da bulunan Aşçıoğlu konusu ile alakalı da bilgi veren siyah-beyazlı ekibin başkanı, "Önceki yönetim kurulu kendisi ile oturmuş ve konuyu bir noktaya kadar getirmiş. Biliyorsunuz davalar, karşı davalar ve itirazlar ile maalesef ki bu mahkeme süreçleri halen sürüyor. Aşçıoğlu'nun kulübümüzle olan kontratı da 2034 yılına kadar devam ediyor. Ayrıca kiracı hakları gereği de 10 yıllık otomatik uzama süresi var. Açıkçası mahkeme süreçlerini bekleyeceğimize biz anlaşalım ve bu defter de kapansın istiyoruz. Bu sorunları çözebilirsek orada bizi bekleyen tam 19 plaza katımız ve 12 bin 500 metrekare kiralanabilir alanımız var. Yani anlayacağınız bölgenin bugünkü rayiç değerlerine göre bu işi çözemediğimiz her ay 7-8 milyon TL kira gelirinden oluyoruz. Aşçıoğlu'nun sahip olduğu bütün alt kiralama hakları da bize (kulübümüze) devrolacak. Tüm sözleşme haklarından vazgeçmesi kaydıyla da 5 yıl süresince şu anda kullanmakta olduğu ofisi kullanacaklar. Bu anlaşmayı tamamlarsak Aşçıoğlu'nun bize olan ve ödenmek için mahkeme kararlarına bağlı olarak daha ne kadar bekleyeceğimizi dahi bilemediğimiz 40 milyon TL borcunu da vadeli şekilde tahsil edeceğiz. Kendi kişisel kefaletini de bu borca koyacak. Yani ödememe şansı olmayacak" açıklamasında bulundu.
Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı;
"Genel kurulumuzdan Beşiktaş'ımızın menfaati için istediğimiz bu yetkiler sonrası engellemeye çalışanları üzülerek görüyoruz. Ben Beşiktaşlıların endişelerini anlıyorum, geçmişte yaşananlardan sonra bu endişelere hak da veriyorum. Bu camia son yıllarda farklı farklı başkan travmaları yaşadı. Tribünlerde söylenen ve sporla alakası olmayan sözleri şarkılar eşliğinde hepimiz üzülerek dinledik. Halen o günlerin bedellerini ödüyor ve sonuçlarını atlatmaya çalışıyoruz. Bu güven ve itibar kaybını gördüğümüz için, kaybettiklerimizi geri getirmek için bu göreve talip olduk. Biz yetkiyi almamız halinde buradan elde edeceğimiz geliri ve Beşiktaş'ın bütün kaynaklarını Beşiktaş için en doğru şekilde kullanacağız. Beşiktaş camiası bir daha ne geçen seneki gibi bir süreç yaşayacak, ne de benzer bir travmaya maruz kalacaktır. Bizim bu makamda bulunmamızın başlıca nedeni, bu güveni ve istikrarı sağlamaktır. Beşiktaş'ı sağlıklı bir organizasyona, bağımsız bir mali yapıya, sportif başarıya ulaştırmadan bir yere gitmek gibi bir niyetim de yok. 22 Haziran tarihli genel kurulumuzda Beşiktaş'ın geleceği adına son derece önemli kararlar alacağız. Geleceğimiz için önemli bir gün yaşayacağız. O gün alınacak kararlar hem ekonomik geleceğimiz hem de sportif hamlelerimiz için oldukça yol gösterici ve hedef belirleyici olacak. Biz de yönetim kurulu olarak bu sezondan itibaren transfer politikamıza da buna göre devam edeceğiz. Camiamız 'Bu projeleri yapma, aynı düzeni devam ettir' derse, Beşiktaş'ımızın menfaatleri doğrultusunda sabır göstereceğimiz bir strateji izleyeceğiz. Ya da bu kararlarla geleceğimiz için umut verici ekonomik adımları atarsak, elimiz çok rahatlayacak ve ona göre bir yol haritamız olacak. Aynı performansı süratle ve özellikle futbol takımımız için de zaman kaybetmeden göstereceğiz. Bu gelir projeksiyonunu hesaplarımıza katarak transferlerimizi ona göre yapacağız. Bu sezondan itibaren de şampiyonluk yarışının içine iddialı bir şekilde dahil olacağız. Sezon bitti, şimdi herkes bana soruyor 'Yıldız transferi yapacak mısın?' diye. Nasıl yapacağız bu transferleri? İşte böyle projelerle yapacağız. Sizler rakiplerimizin ödediği futbolcu maaşlarının ve bonservislerin sadece sportif gelirlerle karşılandığını mı düşünüyorsunuz? Onlar bu projelerden hem de 3'er 4'er tane yaptılar. Allah kısmet ederse biz de yapacağız."


