Sessizce geliyor, gençleri hedef alıyor: Risk 20’li yaşlara kadar indi! ‘Son 10 yılda yüzde 20 arttı, ölümcül oluyor’
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Beyin kanaması, uzun yıllar boyunca daha çok ileri yaş grubunun karşılaştığı bir sağlık sorunu olarak değerlendirilse de son dönemde genç bireylerde görülen vaka sayısındaki artış dikkat çekiyor. Artık bu ciddi tablo, sadece yaşlı nüfusun değil, gençlerin de karşı karşıya kaldığı bir risk haline gelmiş durumda. Üstelik bu değişim hem sağlık alanında hem de toplum genelinde yeni bir farkındalık gerektiriyor.
Örneğin yakın zamanda Helsinki Üniversitesi’nde yürütülen bir çalışmada, 16-49 yaş aralığındaki bireylerde beyin içi kanama (intracerebral hemorrhage, ICH) yıllık insidansının 100 bin kişi başına yaklaşık 4,9 olduğu raporlandı.
Dünya genelinde hastalıkların, yaralanmaların ve risk faktörlerinin insanlar üzerindeki etkisini ölçen ve analiz eden büyük bir araştırma projesi olan Global Burden of Disease (GBD) ise dünya genelinde genç yetişkinlerde beyin kanaması sayısının artış eğiliminde olduğuna dikkat çekiyor.
Peki neden böyle bir artış yaşanıyor? Türkiye’de durum ne?
Son dönemde beyin kanaması vakalarına dair çarpıcı ve farklı haberler gündemde yer aldı; hem bilim insanlarından hem siyasetçilerden hem de vatandaşlardan yaşanan sağlık mücadeleleri kamuoyunun dikkatini çekti.
Örneğin, dünya çapında tanınan Türk bilim insanı Doç. Dr. Canan Dağdeviren, yaptığı son sosyal medya paylaşımında, 9 Haziran’da beyin kanaması geçirdiğini, 12 gün yoğun bakımda kaldığını ve ölümün kıyısından döndüğünü açıklamıştı. Tedavi sürecinde 964 adet ilaç kullandığını söyleyen Dağdeviren “Bir mucize yaşadım” dedi.
Deprem tahminleriyle sık sık gündeme gelen Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Bosna-Hersek’te geçirdiği beyin kanaması ve inme nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. Ercan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Boyundan bele kadar omurilik boyunca gelen ağrıyla 22/12 tansiyonla ambulansla Sarayova Hastanesi’ne kaldırıldım. 3 saatlik yoğun müdahaleyle tansiyonum 13/7,5’a düşürüldü. Beyin kanaması ve inme atlattım” ifadelerini kullandı.
Sırbistan Kamu Yatırımları Bakanı Darko Glisic de geçtiğimiz günlerde sabah saatlerinde katıldığı bir TV programında, canlı yayın sırasında beyin kanaması geçirmişti. Glisic’in bir süre sonra fenalaşması üzerine canlı yayının kesildi ve bakan hastaneye kaldırıldı.
Burdur’un Gölhisar geçtiğimiz günlerde evinde düşerek beyin kanaması geçiren H.T. (34), önce ambulans ile Gölhisar Devlet Hastanesi’ne, buradan da Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Hastanede üç gündür yoğun bakımda tedavisi süren H.T.’nin beyin ölümü gerçekleşmişti. Burdur Devlet Hastanesi Organ Nakil Birimi tarafından aile ile yapılan görüşme sonrasında H.T.’nin organları bağışlandı.
‘SON 10 YILDA YÜZDE 15-20 ARTIŞ GÖZLENDİ, HATTA…’
Özel bir üniversite hastanesinde Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olan Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, “Son yıllarda beyin kanaması vakalarının yalnızca ileri yaş grubunda değil, gençlerde de artış gösterdiği doğru. Yapılan değerlendirmelere göre, özellikle son 10 yıl içerisinde gençlerde görülen beyin kanaması oranında yaklaşık yüzde 15-20 artış gözlendi. Bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam edebileceğini söyleyebilirim. Zaten pek çok uzman da bu şekilde düşünüyor” ifadelerini kullandı.
BU ARTIŞIN ALTINDA YATAN NEDENLER NELER?
Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, gençlerdeki beyin kanamalarında anevrizma ve doğuştan gelen damar bozukluklarının önemli rol oynadığını belirtirken, yüksek tansiyon, obezite, hareketsiz yaşam, sigara, alkol ve özellikle enerji içeceklerinin aşırı tüketiminin risk faktörlerini ciddi şekilde artırdığına dikkat çekti.
“Genetik altyapı ile çevresel tetikleyicilerin birleşmesi, genç yaşta beyin kanaması geçirme olasılığını önemli ölçüde artırıyor” diyen Doç. Dr. Özbek, bu faktörlerin birlikte değerlendirilmesinin tanı ve tedavi süreçlerinde kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.
Ayrıca modern beslenme alışkanlıklarının damar sağlığı üzerindeki etkileri konusunda tartışmalar sürüyor. Pek çok uzman, GDO’lu gıdalar ve katkı maddelerinin doğrudan beyin kanamasına yol açtığına dair güçlü bir kanıt olmadığını, ancak damar sağlığını olumsuz etkileyebilecek dolaylı mekanizmaların varlığının göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
GENÇLERDE VE YAŞLILARDA FARKLI NEDENLER ÖN PLANDA
Beyin kanamasının yaş gruplarına göre farklı patolojik nedenlerle ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, “Yaşlı bireylerde genellikle hipertansiyona bağlı küçük damar yırtıkları görülürken, gençlerde daha çok anevrizma patlaması veya damar malformasyonları ön planda oluyor” dedi.
Bu farklılıkların, klinik seyirden cerrahi yaklaşımlara kadar birçok aşamada tedavi yöntemlerini de etkilediğini söyleyen Doç. Dr. Özbek, genç bireylerin semptomları hafife almamaları ve erken tanı için mutlaka uzman hekime başvurmaları gerektiğini vurguladı.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Beyin kanamasının erken belirtileri sıklıkla gözden kaçabiliyor. Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek ise en sık görülen 6 işarete dikkat çekti:
Ani ve şiddetli baş ağrısı
Bulantı-kusma
Görme bozukluğu
Konuşma güçlüğü
Yüzde veya vücutta ani uyuşma/kuvvetsizlik
Bilinç bulanıklığı
Doç. Dr. Özbek, bu tür belirtilerin “vakit kaybetmeden acile başvurulması gereken alarm bulguları” olduğunu vurguluyor.
GENÇLERDE İYİLEŞME ŞANSI DAHA YÜKSEK
Beyin kanaması sonrası iyileşme süreci, kişinin yaşına göre önemli ölçüde değişiklik gösterebiliyor. Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek’e göre, genç bireylerde beyin plastisitesinin daha yüksek olması, nörolojik toparlanmayı hızlandırıyor. Bu durum, gençlerin iyileşme sürecinde yaşlılara kıyasla daha avantajlı olduğunu ortaya koyuyor.
Ancak uzmanlar, bu avantajın ancak erken ve doğru müdahale ile mümkün olabileceği konusunda uyarıyor. Aksi halde beyin dokusundaki hasarın kalıcı hale gelebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Özbek, genç hastalarda rehabilitasyon sürecinin de daha etkin sonuçlar verdiğini belirtiyor.
GENİŞ ÖLÇEKLİ RİSKLER DE GÜNDEMDE
Doç. Dr. Muhammet Arif Özbek, bireysel yaşam tarzı kadar çevresel koşulların da beyin damar sağlığı üzerinde etkili olduğunu vurguluyor. Doç. Dr. Özbek’e göre, iklim değişikliği, hava kirliliği, ağır metal maruziyeti ve şehirleşmenin beraberinde getirdiği kronik stres gibi faktörler, damar duvarlarında zamanla hasara neden olabiliyor.
Bu etkenlerin beyin kanaması riskini artırabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Özbek, son yıllarda çevresel koşulların etkilerini ortaya koyan bilimsel çalışmaların sayısında da ciddi bir artış yaşandığını belirterek, şu yorumda bulundu:
“Sonuç olarak gençlerde artan beyin kanaması vakaları, yalnızca bireysel sağlık değil, toplum sağlığı açısından da önemli bir alarm veriyor. Düzenli sağlık kontrolleri, sağlıklı beslenme, sigara ve alkolden uzak durma ile erken tanının hayat kurtarıcı olduğunu unutmamak lazım.”
Fotoğraflar: iStock


