Sevdiklerini kaybedenlerin yas süreci yaşam süresini etkiliyor: İşte o araştırma Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Danimarka'da, araştırmacılar ortalama yaşı 62 olan 1735 kişiyi 10 yıl boyunca takip etti. Bu bireyler yakınları kaybetmiş kişilerdi. Katılımcıların, yüzde 66'sı eşini, yüzde 27'si ebeveynini, yüzde 7'si ise başka bir yakınını yitirmişti. Araştırma süresince düzenli aralıklarla uygulanan anketler aracılığıyla katılımcıların yas süreci ve psikolojik durumları değerlendirildi.
YAS SÜRECİ YAŞAM SÜRESİNİ ETKİLİYORAraştırmada, sürekli yüksek düzeyde keder yaşayan kişilerin, düşük düzeyde yas yaşayanlara göre ölüm riskinin yüzde 88 daha fazla olduğunu gösterdi. Dr. Mette Kjærgaard Nielsen, daha önce yas süreci ile kalp damar hastalıkları, ruh sağlığı sorunları ve intihar arasında bağlantılar kurulduğunu söyledi. Fakat, ölüm oranlarıyla olan ilişkinin daha derinlemesine araştırılması gerektiğini vurguladı.
Dr. Nielsen, "Yoğun yas yaşayan bireyler, erken dönemde tespit edilebilir. Özellikle depresyon ve geçmiş ruh sağlığı problemleri olan bireylerde bu belirtiler daha dikkat çekici olabilir" dedi.
AİLE HEKİMLERİNE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYORUzmanlar, aile hekimlerinin bu süreçte aktif rol üstlenmesi gerektiğini belirtiyor. Pratisyen hekimler, geçmiş psikolojik rahatsızlıkları dikkate alarak hastalara özel takip randevuları verebilir. Gerekirse bu kişileri psikologlara ya da ikinci basamak sağlık hizmetlerine yönlendirebilir.
Dr. Nielsen, Yas tutan kişilere özel planlanmış bir ruh sağlığı görüşmesinin bireylerin duygusal yükünü hafifleteceğini söyledi.
Çalışma kapsamında, yoğun yas yaşayan kişilerin yalnızca daha erken ölme risklerinin artmadığı, aynı zamanda sağlık hizmeti kullanım oranlarının da yüksek olduğu belirlendi.


