Şiddet eğilimi olan çocuklara dikkat, vasi atanacak mı?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Son zamanlarda özellikle kalabalık ortamlarda gençler ilginç kıyafetleri ile gündem oluyor. Amaçları dikkat çekmek olsa da çevredeki vatandaşlar tarafından bu durum endişe verici bir hal alabiliyor. Yaşanan son olayda, İstanbul Hacıosman metrosunda elinde tüfekle gezen tavşan kostümlü 15 yaşındaki A.Y., görüntülerin sosyal medyaya düşmesinin ardından yakalandı. A.Y. hakkında 'genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçundan adli işlem başlatılırken, bu olaylarda ailelerin özellikle sorumlulukları olup olmayacağı konusu gündeme geldi. Peki, böyle durumlarda kolluk kuvvetlerinin yetkileri neler? Ailelere nasıl görevler düşüyor, devletin bu durumlarda çocuğun velayetini alma hakkı var mı?
AİLENİN HUKUKİ SORUMLULUĞUKonuyla ilgili konuşan Avukat Gizem Gonce, kamuya açık olan bir bölgede güvenlik görevlilerinin ortaya çıkabilecek olası tehlikelere karşı müdahale etme ve öncesinde önlem alma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı. Gonce, 18 yaşın altındaki çocukların velayetlerinin ailelerinde olması sebebiyle olası sorunlar karşısında ailelerin de sorumluluğu bulunduğunu belirterek, "18 yaşından küçük bir çocuğun kamuya açık bir yerde kendi kimliğini saklamak suretiyle tavşan kıyafeti giyerek oyuncak silah ile bulunması diğer insanları tedirgin eden ve hayatın olağan akışına uygun olmayan bir haldir. Oluşabilecek tehlikeli durumlara karşı ailelerin de hukuki açıdan sorumluluğu bulunmaktadır. Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma müdahale edemeyecek şekilde davranış sergiledikleri takdirde hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alma hakkına sahiptir" dedi.

Gonce, "Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminde tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hâkim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hâkim aynı önlemleri alabilir. Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu önlemlerin gerektirdiği giderler devlet tarafından karşılanmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Psikolog ve Aile Danışmanı Özge Öztaşçı, ilk bakışta masum bir şaka gibi görünse de bu tarz davranışların birer sinyal olduğunun altını çizdi. Öztaşçı, "Çocuklar bazen ilgi görmek, fark edilmek ya da sosyal medyada dikkat çekmek için böyle davranışlara yönelebiliyor. Ama bu sadece çocuğun bireysel bir seçimi değil; aile ortamı, medya kullanımı ve içinde bulunduğu sosyal çevreyle şekillenen bir süreçtir. Öncelikle çocukların ilgi ve ifade ihtiyaçlarını güvenli, sağlıklı alanlara yönlendirmek gerekiyor. Bir çocuk kendini ifade edecek başka bir yol bulamıyorsa, dikkat çekmek için uç davranışlar sergileyebilir. Aileler çocuklarıyla açık bir iletişim kurmalı, onları yargılamadan dinlemeli ve duygularını anlamaya çalışmalıdır. ‘Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydun?’ sorusu yargılamadan sorulursa, altında yatan gerçek ihtiyacı görmemizi sağlar" şeklinde konuştu.

"Çocukların gerçeklikle bağ kurmakta zorlanmasının nedeni çoğu zaman onlara sunulan dünyadır" diyen Öztaşçı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sürekli filtrelenmiş içeriklerle, abartılmış hikâyelerle büyüyen bir çocuk, gerçekliğin sınırlarını kaybedebilir. Bu noktada hem dijital içeriklerin denetlenmesi hem de çocuğun hayal gücüyle gerçeklik arasındaki farkı ayırt edebilmesini sağlayacak rehberlik şart. Çocukların yalnızca davranışlarını değil, duygularını da konuşmalıyız. ‘Oyuncak silahla metroya binmek eğlenceli mi geldi? Neden?’ gibi sorular sorarak onların iç dünyasına inmeliyiz."
Kaynak: Web Özel


