Silahlara veda diyemeden...
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
OECD üyesi ülkelerin antidepresan kullanım karnesi böyle söylüyor.
Sinirlerimiz çok bozuk! O yüzden memleketçe depresyondayız. Doğal olarak da ilaçlara hücum ediyoruz.
Verilere göre listede 48. sıradayız. Vahim görünmeyebilir.. Ama özgürlükler listesinde o kadar diplerdeyiz ki, 48. sıra “birinci lig” gibi.. Ne yazık ki halimizi dışa vuran sıkıntılı bir lig bu!
Listenin ilk sırasında, yüz milyonlarca insanın sokakta yaşadığı.. Bu çağda KAST SİSTEMİ ile toplumun paramparça edildiği Hindistan var.
İlginçtir, intihar sıklığı iddiaları ile konuşulan.. Depresyon deyince parmakla gösterilen Kuzey Avrupa ülkeleri listenin çok aşağısında. Yani antidepresan kullanımında bize oranla daha iyi durumda.
*. *. *
Bu meselenin dikkatimi çekmesinde İsrail-İran savaşının payı var elbette. Ama asıl, “savaşın durması” için mekik diplomasisi yürüten Erdoğan’ın, “BU ÜLKENİN GENÇLERİNE AÇTIĞI SAVAŞ”..
Zaten savaşın patlak verdiği gün toplanan dört kişilik güvenlik zirvesine katılmak yerine, yeni anayasa ve yeni kabine için saraylarından birine çekilmemiş miydi!
Yeni anayasa demokrasi ve özgürlük sağanağı ile gelecekmiş.
Bugün yaptıkları da yapacaklarının teminatı olacak herhalde.
Baksanıza…
İmamoğlu’nun 19 Mart'ta gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından Hacettepe, Yıldız Teknik, Marmara, Anadolu, Erciyes ve Ankara Üniversitelerinde protestolara katılan öğrencilere soruşturma açıldı. “Gençlerin öğrenim hayatlarına darbe anlamına gelebilecek soruşturmalarda gerekçeler akıl ötesi: “halay çekmek, helva kavurmak, afiş asmak, hatta çocuk işçiliğine hayır demek..”
Bu kadar da değil!
“Yıldız Teknik Üniversitesi, kampüsteki bulunan bir kahve firmasının önünde Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini okuyan öğrencilere soruşturma açtı.”
*. *. *
AKP imzalı son anayasa, böyle bir demokrasi öngörüyor herhalde! Yenisi gelince kanat takacağız!
Peki kimler yazacak bu özgürlük eserini?
Anadolu Ajansı’nın haberinden aynen alıyorum:
“ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında oluşturulan heyette, AK Parti Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ali İhsan Yavuz, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Bahadır Yenişehirlioğlu yer alacak.”
Heyetteki Ali ihsan Yavuz’u hatırlarsınız.
Yerel seçimlerde İstanbul için görevlendirilmişti. İlk seçimim iptal edilmesinde de çok ciddi katkıları olmuştu. O günlerde “hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur” sözleriyle konuşulmuştu.
Daha sonra, önce “ben böyle bir şey söylemedim” dedi.. Ardından, “ben demedim ama benim düşüncemi o kadar iyi yansıtıyordu ki benimsedim” açıklaması yaptı.
Şimdi Reis’in düşüncelerini aktarabilmek için masaya oturacak!!
Mustafa Elitaş mesela! O da Reis’in zihin haritası kılavuzluğunda yürüyenlerden. Bu yılın başındaki sözleri ekonomiye damgasını vurmuştur:
“Asgari ücret alan birine 10 bin tl zam yaptığınızda; ‘3 bin tl harcayayım, 7 bin tl de tasarruf yapayım’ demez. 10 bin tl'nin tamamıyla eksik gördüğü ihtiyaçları gidermeye çalışacağından enflasyona baskı oluşturur."
Bunun kadar -hayır akıl değil- insaf / vicdan yoksunu bir değerlendirme azdır.
Ama sadece yoksul değil kadın ve sol karşıtlığıyla da bilinir. Güldal Mumcu’nun üzerine yürümesi ya da Kamer Genç için “dokunan kirlenir” sözleri umarım unutulmaz.
Aslında heyet üyelerinin her biri için neler neler yazılabilir. De… Hepsi Erdoğan’ın filtresinden geçtiği için gerek yok. Nasılsa ellerine verilecek metinleri “virgülü şuraya mı koyalım buraya mı” diye tartışıp gün dolduracaklar.
*. *. *
Virgülü bilemem ama, Erdoğan’ın “kendisini hak vaki olana kadar başkan yapmasını umduğu” yeni anayasa için çok ciddi bir engel var.
Epeydir konuşulmaz olan sürecin, şimdi savaş nedeniyle “İPTAL EDİLMİŞ” gibi tıkanması.
Bu yaz aylarında PKK “SİLAHLARA VEDA” edecekti güya. Hem Orta Doğu’daki sıcak gelişmeler hem de İmamoğlu kumpasları, DEM ile Cumhur İttifakı’nın arasını açtı.
DEM Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit iktidara veryansın ederken de özellikle kumpas dalgalarına dikkat çekti:
"Tutuksuz yargılamak esasken, görevinin başında kalarak bu yargılama süreci devam edebilecekken, tutuklu yargılanarak aslında bir nevi gerçek anlamda yerel yönetimi çökertmeye, halkın iradesini gasbetmeye dönük bir operasyonun odağı olduğunu görüyoruz. Bu sadece CHP’li yerel yönetimlere yönelik bir operasyon değil, en temelinde aslında halkın demokratik tercihlerini cezalandırmaya, sınırlandırmaya, yargı kıskacıyla el değiştirmeye zorlamanın bir aracıdır.
Türkiye’nin demokrasisinin geriye kalan bütün kırıntılarının yok edilmesini kabul etmediğimizi ve halkın iradesinin yanında olduğumuzu, yapılan bu operasyonları asla kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Kimse bu siyasi operasyonları adli meseleler üzerinden, yolsuzluk meseleleri üzerinden hafifletemez. Derhal bu operasyonlardan vazgeçin."
*. *. *
Bırakın toplumsal barışı.. İktidar muhalifleriyle, gençlerle savaşıyor. Hem de sürekli cephe genişleterek! Mesela, yürümek suç oluveriyor. Ya da.. Anayasa’da, yasalarda, yönetmenliklerde yeri olmayan “LGBT-i SUÇU İCAT EDİLİP TERÖR ESTİRİLİYOR.”
Nitekim üniversite öğrencileri hakkında açılan soruşturmalardan bazılarında buna atıfta bulunuluyor.
Bizler, Netanyahu’nun Ağlama Duvarı’na koyduğu nottan hareketle İSRAİL-İRAN savaşı için “AYAĞA KALKAN ASLAN” adını koyduk.
Oysa savaşın kod adı olarak, Batı’da -daha çok demokrat çevreler diyebileceğimiz- kimileri “KİTCHEN SINK” ifadesini tercih ediyor.
Kabaca “mutfak lavabosunun kiri” anlamına geliyor.
Ve savaşın nasıl kirli bir arka planı olduğunu ima ediyor. Her iki ülkenin iktidarını suçluyor.
Temiz savaş olur mu zaten?!!
Ama kimi savaşlar vardır ki, her türlü ahlaki, vicdani değerden yoksundur.
Yalan mübah sayılır.. Din kullanılır.. Suçsuzlar göz göre göre cezalandırılır..
İsrail ile İran arasındaki savaşa kilitlenip kendi halimizi unutmayalım diye yazdım bunları.
Çünkü bizde de açık bir savaş sürüyor.
Bu ülkenin değerli siyasetçileri, gençleri “medeni ölü” haline getiriliyor.


