Silivri de gergin duruşma
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İstanbul Barosu başkanı ve yönetim kurulunun "basın ve yayın yolu ile terör propagandası yapmak" ve "basın ve yayın yolu ile yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlamalarıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması, bugün İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de bulunan Marmara Cezaevi Yerleşkesi'ndeki 1 numaralı duruşma salonunda gerçekleştiriliyor. Duruşmayı takip etmek üzere Uluslararası Af Örgütü ve çeşitli uluslararası hukuk kurumlarının temsilcileri de Silivri'de hazır bulunuyor.
Davanın uluslararası boyutu, duruşma öncesinde sunulan bir görüşle de pekişti. Aralarında Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi ile Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi'nin de yer aldığı on iki uluslararası hukuk ve insan hakları örgütü, davanın ikinci duruşmasına ilişkin hazırladıkları ortak görüşü 5 Eylül tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu. Bu ortak görüşte, söz konusu davanın hukuk mesleğinin bağımsızlığına yönelik "doğrudan bir saldırı" niteliği taşıdığı ve Türkiye'nin Uluslararası İnsan Hakları Hukuku kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği savunuldu. Ayrıca, İstanbul Barosu tarafından yapılan açıklamanın, baronun insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunma konusundaki mesleki görev ve yükümlülükleri dahilinde olduğu belirtildi.
"BURADA SAVUNMADA BULUNMAYACAĞIM"Duruşma, İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerinden avukat Metin İriz'in itirazıyla başladı. Yargılamanın Silivri'de yapılmasına tepki gösteren İriz, "Duruşmanın nerede olacağını soranlara Silivri deyince hep 'Silivri soğuktur' şakasıyla karşılaşıyorum. Yargılanmamızın doğal habitatı Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'dir. Burada savunmada bulunmayacağım, Çağlayan'da olursa savunma yapacağım" dedi.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ise sabah saatlerinde duruşma salonu önündeki merdivenlerde bekletildiği anlara dair fotoğrafları paylaşarak duruma tepki gösterdi. Kaboğlu, "Bugün İstanbul Barosu kapalı, çünkü hepimiz buradayız. Sabahleyin 8:15'te geldim. Fizik tedavilerimi askıya aldım. Cezaevi kampüsü önünde merdivenlerde oturdum. Sizin bir saat geç başlamanızı ima etmek anlamında değil ama yarın da öyle olacaksa bilelim ki ona göre gelelim. Ben de tedavimi aksatmamış olurum" ifadelerini kullandı.
"ZİNCİRLEME HUKUK İHLALLERİNE ŞAHİT OLDUK"Baro, duruşmanın başka bir yerde yapılmasına ilişkin 36 sayfalık Anayasa'ya aykırılık itirazını mahkeme heyetine sunarak, birçok maddeye aykırılık bulunduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde bu norma karşı itiraz yoluna başvurulmasını ve Anayasa Mahkemesi tarafından konu inceleninceye kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etti. Kaboğlu, bu talebi dile getirirken, "Türkiye Cumhuriyeti'nde sav ve hükmünden beklenmeyen, zincirleme hukuk ihlallerine şahit olduk. Duruşmaların Silivri'de olmasına baştan itibaren hep itiraz ettik" dedi.
Mahkemeye sunulan bu taleplerin ardından görüşünü bildiren savcılık, itirazın reddedilmesi yönünde mütalaa verdi.

