Şimdi 40 yıllık hatrı var ama bir zamanlar 13 yıl boyunca yasaklandı! Türk kahvesinin bu hikayesi duyanları şaşırtıyor Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
UNESCO tarafından "İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası" olarak kabul edilen Türk kahvesinin hikayesi, sanılanın aksine Türkiye'de değil, 15. yüzyılda Yemen'de başladı. CNN'in haberine göre, o dönemde Sufi dervişleri, uzun zikir ve ibadet gecelerinde uyanık kalabilmek için kahve içiyordu.
Kahvenin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki asıl popülerliği, Kanuni Sultan Süleyman'ın 1538'de Yemen'i fethetmesiyle başladı. Kısa sürede kahve çekirdekleri payitahta, yani günümüz İstanbul'una ulaştı. 1550'li yıllarda ilk "kahvehanelerin" açılmasıyla birlikte, bu yeni içecek şehrin sosyal ve kültürel hayatını kökten değiştirdi. İnsanlar, kahvenin etrafında gelişen bu yeni sosyalleşme biçimine büyük ilgi gösterdi.
Ancak bu popülerlik, dönemin yöneticilerini endişelendiriyordu. Hem Osmanlı'da hem de Avrupa'da siyasi liderler, kahvehanelerin halkın bir araya gelerek devlet otoritesini sarsacak "yüzeysel sohbetler" ve "fitne" ürettiği bir mekan olduğuna inanıyordu.
İlk Yasak Mekke'de Geldi: Bu endişeyle ilk somut adım 1511'de atıldı. Mekke Valisi Hayr Bey, "radikal fikirlere yol açabileceği" gerekçesiyle şehirde kahve içilmesini yasakladı ve bu yasak 13 yıl boyunca sürdü.
Osmanlı Padişahları da Kapattı: Benzer gerekçelerle, ilerleyen dönemlerde Osmanlı padişahları da kahvehaneleri defalarca kapattırma kararı aldı.
İngiltere'de de Benzer Korku: Bu korku sadece Osmanlı'ya özgü değildi. 17. yüzyılda İngiltere Kralı II. Charles da, "kraliyet karşıtı isyanların ve ihanet konuşmalarının bu kahvehanelerde planlandığından" şüphelenerek kahvehaneleri kapatmaya çalıştı.
Bir zamanlar "tehlikeli" olarak görülen kahve, bugün Türkiye'nin en önemli kültürel simgelerinden biri. Geleneksel tarifte çok ince çekilmiş kahve, su ve isteğe göre şeker, "cezve" adı verilen özel bir kapta, kısık ateşte veya sıcak kumda yavaşça demlenir. Bu yavaş demleme, kahvenin tüm aromasını ortaya çıkaran ve kalitesinin bir göstergesi olan meşhur köpüğünü oluşturur. Yanında bir bardak su ve lokumla servis edilmesi ise ritüelin ayrılmaz bir parçasıdır.


