Sinir krizi geçirip eve gelen polisi bıçakladı: Evi şeytanlar bastı

Olay, 13 Ekim 2024 Pazar günü saat 10.30 sıralarında, Selçuklu ilçesi Buhara Mahallesi Bayramoğlu Sokak'ta meydana geldi. 112 Acil Çağrı Merkezi'ne, birinin sinir krizi geçirdiği ihbar edilen Nuri Köroğlu’nun evine, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler kapının açılması için beklerken, sinir krizi geçirdiği öne sürülen Emre Köroğlu polislere bıçakla saldırdı. Saldırıda 3 yıllık polis memuru Mustafa Topuz, sırtından 7 bıçak darbesiyle yaralandı. Topuz ile bir başka polis memuru, tabancalarını çekip saldırganı vurarak etkisiz hale getirdi. Yaralı polis Topuz, ambulansla Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, saldırgan da Konya Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay anı, güvenlik kamerasına yansıdı. Ameliyat edilen polis memuru Mehmet Topuz, tedavisinin ardından taburcu oldu.

Poliste 33 suç kaydı olan Köroğlu da tedavisinin ardından gözaltına alındı. Köroğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmanın ardından Emre Köroğlu’na 'Kamu görevlisinin görevi nedeniyle adam öldürmeye teşebbüs', olaya müdahale etmediği gerekçesiyle E.D. ve S.H. isimli polis memurlarına ise 'Görevi kötüye kullanma' suçundan dava açıldı. Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya Emre Köroğlu Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, polis memurları E.D. ve S.H. ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Mahkemede rahatsızlığından dolayı ifade veremeyeceğini söyleyen Emre Köroğlu, "Daha önce ameliyat geçirdim ve birkaç gün sonra yeni bir ameliyata daha gireceğim bu yüzden diğer celse savunmamı yapabilirim" dedi.

Mahkemede ifadesi alınan polis memuru E.D. ise "Olay günü haber merkezinden bize ihbar geldi. Evin içerisinden Emre bıçakla üzerimize koştu. Daha sonra silah sesini duyunca geri geldim. Olay sırasında arkadaşımın dışarı çıktığını düşündüm. Adam arkadaşımın üzerindeydi, arkadaşımı çekip ambulansa götürdüm. Olayda üzerime üzerimde biber gazı vardı ama kullanma yetkim olmadığı için kullanmadım. Arkadaşım sokak kapısına daha yakındı. Emre evin içindeydi biz girmedik direkt bıçakla çıktı. Emre’nin babası dışarıdaydı, babası bize sinir krizi geçirdiğini söyledi. Ayrıca kırık camlar vardı. Annesi de dışarıdaydı, annesi Emre’yle tartıştıklarını söyledi" dedi.

Diğer polis memuru S.H. de "Olay günü ekiple birlikteydim. Uyanamadım, yorgun olduğum için gidemedim. Benim yazılı savunmama ekleyecek bir şeyim yoktur" diye konuştu.

Olayda tanık olarak dinlenilen Emre Köroğlu’nun babası Nuri Köroğlu da "Eşimi gece hastaneye götürdük. Eve geldiğimizde sabah saat 08.00 sıralarıydı. Saat 10.00 gibi ‘Allahuekber’ sesleri geliyordu. Emre, ‘Annem ölecek, şeytanlar bastı’ diyerek domates, salatalık fırlatıp sirke döküyordu. Daha sonra dışarı çıkıp polis ve sağlık ekibini aradık. Evin bahçesine iki polis geldi. Polisler Emre’yi tutmadı. Emre içeri tekrardan girdi eline bıçağı aldı. Eşim içeriden ‘Kaçın’ diye bağırdı. Emre, ‘Allahuekber’ diye bağırıp polisi kovalamaya başladı, o sırada polisin ayağı takıldı. Önce boğuşma sonra da sesleri geldi ve silah sesi geldi" dedi.

Emre Köroğlu’nun annesi Ayşe Köroğlu ise "Olay günü hasta yatıyordum. Birden üzerime soğuk bir şeyler döküldüğünü fark ettim. Emre benim üzerime sirke atıyordu. Ne oluyor? diye sordum, bana ‘Anne cinler seni yiyor’ dedi. Lahana ve salatalık koyuyordu. Eşime seslenip ambulansı aramasını istedim. Daha sonra kapıdan dışarı çıktığımda Emre bana ‘Dışarı çıkma canavarlar seni yer’ diye sesleniyordu. Emre dualar etmeye başladı. Küçük kızıma yöneldi, kızıma zarar vermesinden korktuğum için onun yorganın altına saklanmasını istedim. Eşime ve diğer büyük oğluma gözlerinizden cinler, canavarlar çıkıyor diyordu. Dışarı çıktık, Emre mutfağa girdi bıçak almış, ‘Canavarları kovalayacağım’ diyordu, ben bıçağı bırakmasını istedim. Dışarıda polis olduğunu bilmiyordum, polislerin geldiğini görmemiştim. Emre’yle konuşurken bir anda Emre'nin dışarı koşarak ve bağırarak polisleri kovalamaya başladığını gördüm. Ben bıçağı sapladığından haberdar değilim, müdahale etmeye çalıştım ama nasıl tutacağımı, nasıl müdahale edeceğimi bilemediğim için korktum. Silah sesini ben Emre’nin elini tuttuğumda duydum. ‘Onlar canavar değil, polis’ diye bağırdım. Emre daha önceden uyuşturucu kullanıyordu, birkaç kez de tedavi ettirmek istedik bu zamana kadar bize hiç zarar vermedi. Olaydan 1- 2 ay önce de hoca çağırıp okutmuştuk" dedi.

Tanık olarak dinlenen Emre Köroğlu’nun ağabeyi Erdi Köroğlu ise "Annem rahatsızlandığı için beni çağırmışlardı. Emre’yle birlikte bahçeye sigara içmeye çıktık, orada hareketleri değişmeye başladı. Onu geçiştirerek içeri soktum. Bir süre sonra ben kız kardeşimle uyumaya başladığımda içeriden sesler gelmeye başladı. Emre etrafa yiyecekler koyuyordu. Babam ve ben yanına gittiğimizde bize ‘Çıkın evden, çabuk olun, çıkın, gözlerinizden şeytan çıkıyor’ diyordu. Daha sonra bahçeye çıktık. Babam polis ve sağlık ekibini aradı. Biz dışarıdayken Emre bir süre dışarı çıktı ve sonra tekrardan içeri girdi. İçeriden sesler gelmeye başladı. Sonra biz babamla bahçenin dışarısına çıktık. Sonra da 3- 4 el silah sesi duyduk. Bahçeye girdiğimizde polis memuru ve Emre yerde yatıyordu. Polis memurunun başına ilk ben gittim. Daha sonra yanındaki polis memuruyla birlikte ambulansa taşıdık" diye konuştu.

Mahkeme heyeti, avukat savunmalarının ardından dosyadaki eksiklerin giderilmesi ve Emre Köroğlu’nun akıl sağlı raporu için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.