SonTurkHaber.com
close
up
Siyaset bilimci Arzu Yılmaz: Yasal değişiklikler yapılmazsa, tören sembolik kalacaktır” Agos

Siyaset bilimci Arzu Yılmaz: Yasal değişiklikler yapılmazsa, tören sembolik kalacaktır” Agos

Agos sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

11 Temmuz’da Irak Kürdistan’ının Süleymaniye kenti yakınlarında yapılan “PKK’lilerin silah yakma” töreni, sembolik de olsa Türkiye’nin son dönemlerde gördüğü en kritik olaylardan biriydi. PKK’liler silahları yaktıktan bir gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan da “tarihi açıklama” diye lanse edilen bir açıklama yaptı. Barış sürecindeki bu gelişmeleri ve önümüzde nasıl bir süreç olduğunu Erbil Kürdistan Üniversitesi’nden siyaset bilimci Dr. Arzu Yılmaz, Agos’a değerlendirdi.


Silahların yakılma töreni nasıl yorumluyorsunuz?
Bu soruya cevap vermeden hemen öncesinde yaşananları hatırlamakta fayda var. Bu süreç başladığında, PKK iki şart öne sürdü. Birincisi, “Fesih kararını almamız için Öcalan’ın özgür çalışma, iletişim ve yaşam koşullarının sağlanması gerekiyor” dediler. Bu konuda bazı iyileşmeler olsa da beklentiler tam anlamıyla karşılanmadı. Ama buna rağmen fesih kararı alındı. Sonra silahların bırakılması gündeme geldi. Ve bu kez PKK, “Önce yasal düzenlemeler yapılsın” dedi. Bu yasal düzenlemelerin başında PKK'lilerin silahları bırakması durumunda Türkiye'ye dönüşlerini mümkün kılacak düzenlemeler geliyordu. O da yapılmadı ama PKK sembolik bir törenle de olsa silahları bıraktı. Bu arkaplan üzerinden, somut adımlar bağlamında, süreç Kürt siyasal hareketinin attığı tek taraflı adımlarla bugüne geldi demek yanlış olmaz sanırım.
Peki hep tek taraflı somut adımlar biraz güvensizlik yaratmaz mı?

Güvensizlik had safhada zaten. Fakat Öcalan son açıklamasında dikkat ettiyseniz “Samimiyeti görüyor ve güveniyorum” dedi. Agos’la bir önceki söyleşimizde “Bu sürecin garantisi Öcalan’ın özgürlüğü” demiştim. Halihazırda da sürecin yürüyeceğini garanti altına alan tek bir somut veri yok elimizde. Öcalan’ın neye güvendiğini de bilmiyoruz. Hâl böyleyken ben kişisel olarak bu süreçte en büyük riski alan kişinin Öcalan olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, bu süreç bir bakıma Öcalan'ın tarihe nasıl geçeceğini de tayin edecektir diyebiliriz.


Dönelim törene. Törende elbette çok ayrıntı vardı, ama siz ne gördünüz?

Törende, KCK Eş Başkanı Bese Hozat’ın konuşmasının ilk cümlesi “demokratik değişim ve dönüşüm” vurgusuyla başlıyordu. Her ne kadar PKK fesih edilmiş olsa da, Kürt siyasal hareketinin bir bütün olarak, yani KCK, Avrupa yapılanması, hatta DEM Parti’nin de dahil olduğu bütün yapıda ileriki zaman için bir “değişim ve dönüşüm” bekleyebiliriz diye düşünüyorum. İkincisi ise 27 Şubat'tan bu yana Öcalan'ın çağrılarında görmediğimiz bir “ulusal haklar”a vurgu vardı. Açıklamada ilk dikkatimi çeken noktalar bunlardı.

Peki bunca zamandır Kürt meselesi çalışan bir akademisyen olarak size “Biz orada ne yaşadık” diye sorsam?
O sorunun bana göre cevabı şu: PKK, Öcalan'ın çağrısı üzerine bugüne kadar silahların bırakılması için gereken koşullar yerine getirilmediği halde, sürecin önünü tıkayan taraf olmamak adına, bu süreçteki pozisyonunu ve barışa olan taahhüdünü ilan etti. Ama açıklamadaki bir diğer önemli vurgu ise, ‘hukuksal, anayasal ve yasal değişikliklerin yapılması’ydı. Benim anladığım şuydu: Biz burada Öcalan'ın çağrısına karşılık olarak barışa taahhütümüz gereği silahları bırakıyoruz, fakat gerekli yasal değişiklikler yapılmazsa, bu tören sembolik bir tören olarak kalacaktır. Ancak biz tarih önünde üstümüze düşenleri yaparak, sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz.
Bese Hozat, benim not aldığım şekilde şöyle dedi: “Kuşkusuz bu tarihi girişimin başarıya ulaşması için ciddi, çok ciddi hukuksal reformlara, yasal ve anayasal düzenlemelere ihtiyaç var. Bu sürecin başarıya ulaşması için bunlar gerekliliktir.” Not aldım diyorum çünkü, bu cümleler yazılı metinde yoktu.
Bu metne yansımamış olabilir ama bundan sonra ne olacak sorusunun bence cevabı o cümle. Bundan sonra silahların nasıl bırakılacağı konusunda bir sürü spekülasyon yapılıyor. Hatta o törenle aynı anda birçok yerde silah bırakılacağı da iddia edilmişti ya da törenden sonra farklı grupların farklı yerlerde MİT’in yönettiği operasyonlarla silahları bırakmaya devam edeceği söylendi. Eğer Erdoğan'ın ertesi gün bir genel af işareti verseydi bu olabilirdi. Fakat Erdoğan böyle bir şey söylemedi. Komisyonun kurulacağına ilişkin bir taahhütte bulundu. Daha da önemlisi olası gelişmelerin bölgesel bağlamına ilişkin vurgular öne çıktı. Erdoğan’ın konuşmasından sonra beliren fotoğraf bana göre şöyleydi:
Bu saatten sonra sürecin ilerlemesi Türkiye’nin somut adımlar atmasına, spesifik olarak yasal düzenlenmeler yapmasına bağlı. Ama öyle anlaşılıyor ki Erdoğan sürecin bölgesel gelişmeler ayağına ağırlık verecek. Yani Kürt tarafı içeride yapılacak yasal düzenlemelere öncelik verilmesini beklerken, Türkiye mevzunun o tarafını komisyona havale ederek zamana yayma ve bölgesel ayağına ağırlık verme niyeti taşıyor gibi.


Günün sonunda ortaya çıkan Erdoğan'ın yeni bir hikaye ortaya koymakta zorlandığı. En fazla varolan hikayeyi güncelleme çabasında bana kalırsa. Bu Öcalan için de geçerli. Öcalan da 2000'lerin başından beri söylediğinin bir başka versiyonunu söylüyor. Yani bu kez Türkiyelilik demiyor da, pozitif entegrasyon diyor. Demokratik özerklik demiyor da komünler diyor.

Peki gelelim Erdoğan’ın “tarihi” konuşmasına. Çok şey söyledi ama bu konuya ilişkin vaatler dışında somut bir şey söylendi diyebilir misiniz?

Hayır. Hatta bana göre dağ fare doğurdu bile diyebiliriz. Doğrusu, konuşmayı dinlerken bir çeşit dejavu yaşadığımı düşündüm. Zira biz bunları zaten 2011-2013 sürecinde fazlasıyla duymuştuk. Fakat bazı dikkat çekici yanlar da vardı tabii. Örneğin, Erdoğan konuşmasında “Silahları bıraktılar” dedi, teslim ettiler demedi. Bu bağlamda o sıkça dile getirilen ‘kullanılan dile dikkat edilmesi gereği’ bir bakıma karşılık bulmuş görünüyordu. Öte yandan, Türk-Kürt barışı yerine Türk-Kürt-Arap barışı vurgusuyla görece yeni bir boyut kazandırılmaya çalışması da dikkat çekiciydi.

Niye görece dediniz?
Çünkü 2013'teki sürecin özünde İslami birlik yatıyordu. ‘İslam bayrağı altında Türk-Kürt ittifakı’ deniliyordu. Şimdi de Erdoğan yine ‘ümmetçilik’ sevdasında diyenler var ama ben bu görüşe katılmıyorum. Zira bu sürecin retoriğinde bana kalırsa İslam vurgusu bir önceki süreçle karşılaştırıldığında zayıf. Bu konuşmada İslam yerine net bir şekilde Araplar ittifakın bir bileşeni olarak telaffuz ediliyor. Bu durumun görece bir yenilik olmasının nedeni, 2013'te de İslam'a yapılan güçlü referans eliyle Arapların diğer Müslüman halklar arasında sayılmasıydı.

Günün sonunda ortaya çıkan aslında Erdoğan'ın yeni bir hikaye ortaya koymakta zorlandığı. En fazla varolan hikayeyi güncelleme çabasında bana kalırsa. Bu Öcalan için de geçerli. Öcalan da 2000'lerin başından beri söylediğinin bir başka versiyonunu söylüyor. Yani bu kez Türkiyelilik demiyor da, pozitif entegrasyon diyor, demokratik özerklik demiyor da komünler diyor.
Peki neden İslam’a vurgu yapmıyor bu kez Erdoğan?

Buna biraz “zamanın ruhuna cevap verme” zorunluluğu diyebiliriz. Çünkü siyasal İslam'ın Ortadoğu'daki etkisini yitirdiği bir dönemdeyiz. İslamcı ideoloji Ortadoğu’da ölmediyse bile karikatüre döndü. Bakın Suriye’ye. Cihatçılık konusunda El-Kaide tezgahında eğitilmiş, IŞİD saflarında ustalaşmış ve nihayetinde El-Nusra'nın dönüştüğü HTŞ gibi radikal İslamcı bir örgütün liderliği yapmış bir adam (Ahmet Eş-Şara), bugün siyasal İslam’ın karşısında olduğu her şeyin yanında hatta elinde adeta bir kuklaya döndü… Sonuçta bugün yeni bir Ortadoğu düzeni kuruluyor fakat bu yeni düzende İslam bayrağını taşıyarak ilerlenecek bir mevzi yok. Erdoğan’ın da bunun pekâlâ farkında olduğu söylenebilir.

Türk-Kürt-Arap ittifakında, bu işe Araplar nasıl bakıyor?

Özellikle Suudi Arabistan ve İsrail böyle bir denkleme sessiz kalmasını beklemek doğru değil. Üstelik tüm bu işleri Erdoğan, Körfez parasıyla yaparken, Suudi Arabistan bunun Türkiye'nin hesabına yazılmasına izin vermez. Ayrıca 2010'lardaki Arap sokağındaki Erdoğan sempatisi artık yerinde durmuyor. Yakın zamanda Suudi Arabistan, eğitim müfredatında Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili bazı değişikliklere gitti. İsrail'de Netahyahu, "Biz Osmanlı'nın yeniden kurulmasına izin vermeyeceğiz" açıklaması yaptı. Yani Körfez, Osmanlı hayaline yatırım yapmaz. Erdoğan bu mevzuyu da içeride olduğu gibi eğip bükerek anlatıyor. Evet Ortadoğu'da bir değişim var, Trump'la birlikte Türkiye'ye rol düşecek ama bunun Erdoğan'ın tasvir ettiği gibi olacağını düşünmek, 2011'den daha irrasyonel ve daha büyük bir hayal. 2011'de bile elde edilebilir bir sonuç değilken, bugünün koşullarında hayal bile sayılmayacak bir hedef kısacası.

Gelelim “Hayır sadece süreçte ittifakız” açıklamasını zorunlu kılan Erdoğan’ın “AKP-MHP-DEM birlikte yürüyeceğiz” sözüne. Nasıl yorumlarsınız?

En başta söylenmesi gereken Kürtler açısından bu sürecin nihai hedefi bulundukları her ülkede iktidarda olmak. Dolayısıyla, teorik olarak bu ihtimal dışlanamaz. Fakat Öcalan'ın yazıp çizdiklerinde öne çıkan güçlü sosyalizm vurgusu bana DEM Parti’nin önümüzdeki dönemde siyasi yelpazenin daha da solunda konumlanacağını düşündürüyor. Bu haliyle AKP-MHP ile ittifaktan çok AKP-MHP ittifakı karşısında neredeyse bir blok haline gelen muhalefet alanında DEM’in daha etkin olmasını bekliyorum ben. Kürt oylarını konsolide edecek, Alevi oylarına daha fazla talip olacak ve sosyalist grupları kendine çekecek bir yeni DEM yapılanması hayata geçebilir. Hatta iddialara göre bu yeni konumlanma halinde DEM, Demokratik Cumhuriyet Partisi adını alacak. Sonuçta bu durum öncelikle genel seçim baskısını süreç bağlamında öteleyebilir, bir genel seçim anında ise CHP’ye son yıllarda seçim kazandıran zemini bölebilir. Fakat DEM’in nihayetinde iktidara ortak edecek denklem ancak bir genel seçimle ortaya çıkacaktır ki, o da bugünün konusu değil bence.

         
Gelişmeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:82
embedKaynak:https://www.agos.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 17 Temmuz 2025 15:15 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

ANA KADRODA! MasterChef ana kadroya kim girdi? MasterChef kadroya giren 5. isim kim oldu? 15 Temmuz Salı MasterChef kim kazandı?

16 Temmuz 2025 01:02see248

Beşiktaş Wolfsberger maçına hazır Futbol Haberleri

16 Temmuz 2025 15:52see198

ABD, Zengezur’a niye talip oldu

16 Temmuz 2025 07:14see190

ABD den Netanyahu nun yolsuzluk soruşturmasına müdahale... Hediyesi gündem oldu

16 Temmuz 2025 14:29see181

Savunma Sanayii Başkanı Görgün: KAAN üretim sürecinde 2028 de Hava Kuvvetleri ne teslim ediyoruz VİDEO İZLE

17 Temmuz 2025 00:50see174

Çifte koltuk, ballı maaşlar Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 04:30see173

Bakan Fidan Suriyeli mevkidaşı ile görüştü Ortadoğu Haberleri

16 Temmuz 2025 18:15see173

Kokuyu bıçak gibi kesen yöntem! Buzdolaplarının içinde kötü kokudan eser bile bırakmıyor

16 Temmuz 2025 16:05see171

Özgürlük… Tuvalete bile gidemiyorsun! Ersin Çelik

16 Temmuz 2025 04:04see153

Çalışan ve emeklinin yoksulluğu iktidarın tercihi Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 05:01see140

15 Temmuz şehitleri için 90 bin camide sela okundu

16 Temmuz 2025 00:55see135

Son dakika... 15 Temmuz un yıl dönümünde tüm Türkiye de 253 şehidin anısına selalar okundu

16 Temmuz 2025 00:30see134

15 Temmuz şehitleri dualarla anılıyor! 90 bin camide aynı anda sela sesleri yükseldi

16 Temmuz 2025 00:20see134

TBB Başkan Vekili belli oldu

16 Temmuz 2025 18:11see134

Şehitler rahmet ve minnetle anıldı: 15 Temmuz şehitleri için tüm yurttaki camilerde sela sesleri yükseldi Gündem Haberleri

16 Temmuz 2025 00:18see132

Murat Bakan: 15 Temmuz anmasında CHP ye yer verilmedi

16 Temmuz 2025 02:41see132

Tabancayı kurcalarken kazara kendisini vurdu

16 Temmuz 2025 00:26see132

‘Nadir’ bürokrat Erdoğan’ı 4’e katladı Sözcü Gazetesi

16 Temmuz 2025 04:01see129

Çalık’ı İBB Başkanı yapmak istiyordu Gündem Haberleri

16 Temmuz 2025 04:04see129

Erzincan da kumaş ve kozmetik yüklü TIR seyir halindeyken alev aldı Güncel haberler

16 Temmuz 2025 02:03see128
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları