Son dakika: Kritik altyapı ve tesislerin korunması: Fiziksel ve siber saldırılar yapılabilir
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
2011’deki Töhoku Depremi ve tsunamisi sonrasında 11 Mart 2011’de Japonya’daki Fukuşima Nükleer Santrali’nden atmosfere ve denize radyoaktif maddeler karışmıştı. Son depremden sora Fukuşima Nükleer Santrali tahliye edildi.
Tsunami riski olmasa da doğal afetler, terör saldırıları, savaş ve kriz durumları Türkiye’nin kritik altyapı ve tesislerinin korunması ihtiyacını her zaman ön sıralarda tutuyor. Henüz faaliyete geçmese de Türkiye’nin de nükleer santral inşa çalışmaları bulunuyor. Aynı zamanda çok geniş alanda ve farklı coğrafyalarda kritik altyapı tesisleri var.
Kritik altyapılar, gizliliği, bütünlüğü veya erişilebilirliği bozulduğunda; can kaybına büyük ölçekli ekonomik zarara, kamu düzeninin bozulmasına veya milli güvenlik zafiyetine neden olabilecek ve günümüzde genellikle elektronik bilgi sistemlerini de bünyelerinde barındıran fiziki tesisler veya bilgi teknolojisi ağlarıdır.
Kritik altyapılar, tesislerin elektronik bilgi sistemleri vasıtasıyla yönetilmesi sebebiyle siber saldırılara ve yanı sıra fiziki tahriplere maruz kalabilmektedir. Kritik altyapıları hedef alan saldırıların etkili olabileceği alanlar; elektrik, su, gaz dağıtım hatları, haberleşme, ulaşım, sağlık, finans, medya, lojistik ve eğitim tesisleri olabilir.
HARBİN BOYUTU DEĞİŞTİ
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da izlendiği gibi devletler arasındaki mücadeleler yalnızca silahlı kuvvetler arasında yaşanmıyor. Rusya, Ukrayna’nın şehirlerine saldırarak buralardaki ulaşım, haberleşme ve üretim tesislerini tahrip ederken, saldırının 37’nci gününde Ukrayna da Rusya topraklarında bulunan petrol tesisine taarruza girişti.
Benzer şekilde terör örgütleri de bu altyapıları hedef alan saldırılar düzenleyebilirler, bireysel fedai eylemleri dahi mümkün.
KOLLUK GÜCÜYLE KORUNUYORGeçmişte terör örgütleri, ülkemizin çeşitli yerlerinde ve farklı zamanlarda petrol ve doğalgaz boru hatlarına saldırmışlardır. Ülkemizdeki kritik altyapıların sayıca fazla ve geniş alana yayılmış olması sebebiyle bu altyapıların muhtemel fiziki saldırılara karşı korunabilmesi maksadıyla günümüzün teknolojik ve askeri kabiliyetlerine uygun, mukavemeti yüksek tedbirlerin bulunmaması dikkat çekiyor.
Kritik altyapıların fiziki olarak korunması kapsamında çevresinde özel güvenlik bölgesi ilan edilen tesisler haricindeki diğer kritik altyapılar, yalnızca genel kolluk faaliyetleri ve olağan diğer tedbirler kapsamında korunmaya çalışılıyor.
SİBER SALDIRILARA KARŞI CİDDİ ÖNLEMLER
Kritik altyapıların siber saldırılara karşı korunması hususunda ise ülkemizde daha ciddi önlemlerin alındığı görülüyor. Bu kapsamda yürürlüğe konulan çeşitli yasa, yönetmelik, eylem planı yoluyla kurumsal ve operasyonel bakımdan ülkemizin milli siber güvenlik organizasyonu güçlendiriliyor. Bunun yanında 10 üniversitede siber güvenlikle ilgili araştırma ve uygulama merkezi oluşturuldu.
Hasım devletler ve terörist gruplar, patlayıcı maddeler, füzeler veya teknolojinin gelişmesiyle bugün kolaylık erişilebilen uçan gözler (drone-İHA) vasıtasıyla kritik altyapılara ve tesislere saldırma imkânına sahip.
ABD ve Fransa tarafından PKK/KCK terör örgütüne kamplarında uçan göz kullanma eğitimleri verildiği ve terör örgütünün saldırılarında mini kamikaze uçan gözlerden yararlandığı biliniyor. 26 Haziran’da Hakkari-Çukurca Pençe-Kilit operasyon bölgesinde PKK’nın drone saldırısı sonucu 10 asker yaralanmıştı.
AYAKLANMA ÇIKARMA HEDEFİKritik altyapıları hedef alan saldırılar, hedef ülkenin muharebe gücünü önemli derecede zayıflatma, kamu hizmetlerini aksatma ve kamuoyunu toplumsal olaylara varacak kadar ayaklandırma risklerini barındırıyor.
Bu maksatla fiziksel veya siber saldırılar araç olarak kullanılabilecekken saldırıların etkisini artırabilmek için muhtemel bir doğal afetin fırsat olarak değerlendirilmesi de söz konusu olabiliyor.
GAYRİ NİZAMİ HARPSabotaj gibi fiziksel tehditlere karşı alınacak tedbirlerin, afetlere hazırlık süreçleri ile birleştirilmesinin, bilgi teknolojilerinin savunma sanayine entegrasyonunun yüksek seviyede olması sebebiyle siber saldırıların Gayri Nizami Harp elemanı olarak değerlendirilerek muharebe alanına etkileri ölçülmeli.
Bunun yanı sıra; barış şartlarında ve seferberliğe hazırlık kapsamında kritik altyapıların güvenliğinin en üst seviyeye çıkarılması amacıyla alınması gereken tedbirlerin 2024-2027 Ulusal Siber Güvenlik Eylem Planı kapsamına alınması gerekiyor.
KRİTİK TESİSLERİ SINIFLANDIRMAKritik altyapı sektörlerinde yer alan kamu ve özel tesislerin, iletim hatlarının ve bunların bütünleyici parçalarının fiziki olarak da korunabilmesi amacıyla ilk olarak sınıflandırılarak kritiklik düzeylerinin tespit edilip derecelendirilmesi önem taşıyor.
Ardından her bir gruba ilişkin muhtemel tehditlerin belirlenmesi ve nihai olarak kritik altyapılara ilişkin koruma ve zarar görmesi durumunda eski haline getirme tedbiri alınması faydalı olacaktır.
Ayrıca bu tesislerin korunmasına yönelik tam hükümet yaklaşımıyla senaryo bazlı kriz oyunlarının icrası da önemlidir.
EŞGÜDÜM KURULUSivil Hazırlıklar ve Eşgüdüm Kurulu, bu meselede kolaylaştırıcı rol oynayabilecektir. Ayrıca kamu ve özel sektörde yer alan kurumların altyapılarının korunması maksadıyla ilgili yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekir.
Kritik sektörlerde düzenleyici/denetleyici olarak görev alan devlet kurumlarının siber güvenlik açısından yeterli olmamasının ilgili sektörlerde doğuracağı olumsuz sonuçlar ve kritik altyapı sektörlerinin siber güvenlik açısından düzenlenmesi ve denetlenmesi için kurulmuş olan Sektörel SOME birimlerinin insan ve teknoloji kaynakların açısından yetersiz olmaması gerekir.


