Sonunda oraya da geldiler: South Park, Benjamin Netanyahu’yu yerden yere vurdu

South Park’ın son bölümünden bu yana geçen üç haftada çok şey değişti. Sağcı yorumcu Charlie Kirk’ün suikasta uğraması, zaten gerilmiş olan siyasi ortamı patlatmış, Trump yönetimi ve destekçileri McCarthy döneminden bu yana görülmemiş bir intikam kampanyası başlatmıştı. Yeterli kanıt sunmadan Kirk’ün öldürülmesini geniş çaplı bir solcu komplonun sonucu olarak gösterdiler. Kamu ve özel sektörde onlarca kişi yorumları nedeniyle cezalandırıldı; bunların en dikkat çekeni, programı kısa süreliğine yayından kaldırılan gece şovu sunucusu Jimmy Kimmel oldu. Bu karar, FCC Başkanı Brendan Carr’ın Disney’e baskı yapmasıyla alınmıştı.

Durum bu kadar ciddi olunca, bir çizgi komedi dizisinin bunun neresine oturduğunu düşünmek bile anlamsız görünebilir. Ancak South Park özel bir vaka. 27. sezonun ilk bölümü, Donald Trump’a eleştirel yaklaşan Stephen Colbert’in siyasi sebeplerle yayından kaldırılmasını konu alıyordu. İkinci bölümde ise doğrudan Charlie Kirk’le dalga geçilmişti.

Sağ cenahtan birçok kişi, South Park’ı Kirk’ün öldürülmesinde “ahlaki suç ortağı” ilan etti. Oysa Kirk, dizinin kendisiyle alay eden karikatürünü X profil resmi yapacak kadar bu durumdan keyif almıştı. Yine de bölümün tekrarları Comedy Central’dan kaldırıldı; yalnızca Paramount+’ta yayınlanmaya devam ediyor. Kirk’ün ölümünden tam bir hafta sonra, yeni bölümün erteleneceği açıklandı. Bu karar sansür söylentilerine yol açtı, fakat yapımcılar Matt Stone ve Trey Parker, bunun yalnızca sıkışık takvim nedeniyle yetişmeyen bir bölüm olduğunu söyledi.

Ne kadar “kolay bir bahane” gibi görünse de Parker ve Stone bugüne dek hiçbir tartışmadan geri adım atmadı. Ancak daha önce hiçbir kriz bu kadar sert ve bu kadar yakından hissedilmemişti. Yeni bölüm öncesi en büyük soru şuydu: South Park tüm bunlar hakkında ne diyecek?

En hassas konulardan birini es geçse de, South Park başka birine doğrudan girdi: Filistin’deki soykırım. Bunu da “tahmin piyasası uygulamaları” üzerinden işledi. Platformlardan birinde açılan “Kyle’ın annesi Gazze’yi vurup bir Filistin hastanesini yok edecek mi?” başlıklı bahis o kadar büyüyor ki, Kyle’ın annesi bunu durdurmak için İsrail’e uçmak zorunda kalıyor.

Bölümün devamında Kyle öfkeyle “Yahudiler ve Filistinliler üzerine bahis oynanan futbol takımları değil!” diye bağırıyor.

Ancak öfkenin asıl hedefi sonunda belli oluyor: Kyle’ın annesi, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ofisine dalıp yükleniyor:

“Sen kim olduğunu sanıyorsun? Binlerce kişiyi öldürüp mahalleleri yerle bir ediyorsun, sonra da kendini eleştiriden korumak için Yahudiliğin arkasına saklanıyorsun!”

Netanyahu’nun sahnesi, Brendan Carr’ınki kadar aşırı olmasa da dikkat çekiciydi. Brendan Carr ise Trump'ın Şeytan'ın bebeğini düşürmesi için yaptığı planların kurbanı oluyordu.

Bu bölüm sezonun en skandal bölümü olmasa da belki de en dikkat çekeni oldu. Looney Tunes tarzı espriler ve JD Vance’in yaramaz karikatürü dikkat çekti. Bu haftaki South Park, gündemi tam kalbinden yakalayamamış olabilir ama geri de adım atmadı. Ne olursa olsun, Trump ve çevresine yüklenmeye devam edeceklerini gösterdiler.