Soykırım gölgesinde istihbarata müdahale: Netanyahu, Yüksek Mahkeme’ye rağmen Şin Bet’in başına Zini’yi getirdi Dış Haberler
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Şin Bet'in başına atadığı tartışmalı isimden Yüksek Mahkeme kararına rağmen geri adım atmadı ve David Zini'yi kurumun başına atadı.

Netanyahu’nun bu adımı, Yüksek Mahkeme’nin mevcut Şin Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetmesinden yalnızca bir gün sonra geldi.
Gerekçe, Netanyahu’nun adının karıştığı ve yakın çevresinin yabancı bir ülkeden – Katar’dan – silahlı grupları desteklemek üzere para aldığı iddia edilen “Katar Gate” skandalıydı. Bu durum, başbakanın güvenlik kurumlarını şahsi siyasi krizlerinden sıyırmak için araçsallaştırdığı yönündeki endişeleri güçlendirdi.
“Komando komutanı” Zini; Netanyahu’nun gölgesiBaşbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, Zini’nin elit birlikler olan Egoz ve Golani tugaylarında, özellikle de Komando Tugayı’nda komutanlık yaptığı, son olarak ise Genelkurmay Eğitim ve Tatbikat Komutanı olduğu belirtildi. Ancak Zini’nin adı geçmişte herhangi bir resmi aday listesinde yer almazken Netanyahu’nun onun üst düzey bir göreve getirilmesi için baskı yaptığına dair iddialar, atamanın arkasında siyasi nüfuz kullanımı olduğu kuşkularını artırdı.
Ayrıca, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu kritik karardan yalnızca dakikalar önce haberdar edildiği öğrenildi.
7 Ekim öncesi uyarı ve yeni tartışmalarZini, Mart 2023’te İsrail’in “sürpriz saldırılara karşı hazırlıksızlığına” dikkat çeken bir rapor yazmıştı. Bu uyarı, 7 Ekim’deki Hamas saldırısından sonra önem kazandı.
Ancak, bu güvenlik geçmişine rağmen, atamanın zamanlaması ve yöntemi, özellikle mevcut istihbarat başkanının görevden alınmasının hukuka aykırı bulunması, Zini’nin göreve gelişini meşruiyet açısından tartışmalı hale getiriyor.
Hukuki prosedür reddedildi, kriz derinleştiZini’nin atamasının “Grunis Komisyonu” tarafından değerlendirilmesi gerekirken, bu komisyonun şu an eksik olması nedeniyle süreç devre dışı bırakıldı.
Uzmanlar, Netanyahu’nun anayasal süreci bilinçli olarak baypas ettiğini ve bu durumun İsrail’i kurumsal bir kaosa sürüklediğini belirtiyor. Yargı, yürütme ve yasama erkleri arasındaki gerilim, İsrail demokrasisinin temel yapı taşlarını tehdit eden bir düzeye ulaşmış durumda.
“Bu atama demokrasiye saldırıdır”Netanyahu’nun kararına hükümetteki bazı isimlerden destek geldi. Adalet Bakanı Yariv Levin bu adımı “cesur ve gerekli” olarak nitelerken, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de Zini’nin askeri geçmişini övdü.
Buna karşın, muhalefet lideri Yair Lapid, Zini’ye görevi reddetmesi çağrısında bulundu: “Netanyahu, Katar Gate skandalı nedeniyle açık bir çıkar çatışması içindedir. Bu atama, mahkeme kararına rağmen kabul edilemez.”
Demokratik Parti Başkanı Yair Golan ise daha sert konuştu: “Bu karar, doğrudan demokrasiye bir saldırıdır. Artık anayasal bir krizle karşı karşıyayız.”
Sadece Gazze’yi değil, devleti de işgal ediyorNetanyahu’nun Gazze’deki soykırım suçlamalarına rağmen geri adım atmaması ve rehinelerin akıbeti konusunda gösterdiği tutarsız tavır, İsrail toplumu içinde de tepkilere neden oluyor.
Başbakanın yargı süreçlerine katılırken mahkemeleri alenen küçümsemesi ve “Daha önemli işlerim var” minvalindeki sözleri, artık sadece muhaliflerin değil, kurumsal devlet yapısının da sabrını taşırmış durumda.
Amerika’da iki İsrailli diplomatın öldürüldüğü haberlerinin gölgesinde gelen bu atama kararı, İsrail’in içinde bulunduğu kurumsal çöküşü ve güvenlik sisteminin siyasal müdahalelerle nasıl dönüştürüldüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor


