Sözcü, doğalgaz üzerinden kimin sözcülüğünü yapıyor?
Haber7 sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Ülkesine hainlik eden insanlar, her devirde çıkmıştır..
Ama böylesi önemli dönemlerde.. Böylesi önemli kazanımların hayata geçirildiği dönemlerde..
Dünyanın hemen tamamının gözlerinin üzerine çevrildiği bir ülkeye, kendi insanının yaptığı ihanete, az rastlanılmıştır..
Bir yandan 50 yıllık terör sorunu ortadan kaldırılıyor.
Bir yandan NATO ülkelerinin önemli bir toplantısı Türkiye’de yapılıyor..
Ki, ben NATO’cu değilim. NATO’nun, PKK terör örgütünün ülkemize yaptığı saldırılar sırasında, “Bu sizin iç sorununuz” dediğini unutmadık, unutturmayız..
Ama o NATO ülkelerinin dışişleri bakanlarına, Türkiye’nin önemini göstermek için, onların da bundan sonra böyle bir yanlış yapmamaları için ülkemizin büyüklüğünü göstermek için önemli bir fırsat olan bir toplantının içinde iken..
Diğer taraftan da, yıllardır devam eden Rusya ile Ukrayna arasındaki ihtilafın, en sonunda savaşa dönüştüğü, AB ülkelerinin Ukrayna lehine tahrikleri devam ederken, Amerika’nın “madenlerinizi bize verin, sizi koruyalım” çakallığına soyunduğu bir süreçte, savaşan iki devletin de güven duyduğu bir ülke haline geldiğimiz bir günde..
Ve o iki ülkenin temsilcilerinin İstanbul’da toplandıkları günde, Sözcü gazetesinin manşeti şöyle:
“İsrail ve Rumlara 572 yıllık doğal gaz bıraktık!”
İhanet yapılır da, bu kadarına pes doğrusu..
Hani birkaç yıllık da değil..
572 yıllık doğal gaz rezervini, hem de Saadet Partililerin büyük bir iştahla istismar edecekleri şekilde İsrail’e..
Türk milliyetçisi olduklarını iddia eden İyi Partililerin büyük bir zevkle kullanacakları “Rumlar”a bırakıldığını söylemek, gerçekten hainliğin zirve bir örneği..
Diyorlar ki: “ABD istedi, Suriye’yi unuttuk, AB istedi Doğu Akdeniz’den çekildik”.
Öyle yalancılar, öyle hainler ki..
Daha iki yıl önce, Millet İttifakı bileşenleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdikleri dönemde, Cumhur İttifakını, “Akdeniz’de maceracı girişimlere imza atmak”la suçluyorlar, bu Sözcü gazetesi de, onları ayakta alkışlıyordu..
Şimdi geldiğimiz noktada, maceracı olduğumuz iddia edilen Akdeniz’in bir kısmını, İsrail ve Rumlara bırakmışız da haberimiz yokmuş..
Merak edip, haberin ayrıntısına da bakıyorum..
Bölge ülkeleri harıl harıl sondaj yaparken, Ankara olan biteni seyretmekle yetiniyor” diyor, düne kadar Cumhur İttifakını “maceracı” olmakla suçlayanlar..
Yok yok..
Dün “maceracı” olmakla suçladılar diye..
Bizim de korkup, çekinip, Akdeniz’in bize ait olan bölümlerini şuna buna bırakma diye bir lüksümüz asla olamaz..
“572 yıllık doğal gaz nerede imiş, niye bırakmışız” diye biraz daha ayrıntılarına bakıyorum..
Kıbrıs Rum kesimi ile Gazze ve İsrail kıyıları arasındaki bölgede imiş bu doğal gaz rezervi..
Burayı İsrail’e ve Rumlara bırakmışız..
Sözcü.. Yazdığınız haberi sizin gözleriniz görüyor mu?
Attığınız manşeti, hiç okudunuz mu?
Evet biz, Tayyip Erdoğan’a, “dünya lideri” diyoruz..
Evet biz, Batılı devletlere, Reis kök söktürdü, kök söktürmeye devam ediyor” diyoruz.
Evet biz, “Dünya 5’ten büyüktür’ diye haykıran bir liderimiz var” diyoruz..
Ama lütfen..
Türkiye’nin önündeki değil, Rumlarla Gazze ve İsrail kıyıları arasındaki bölgedeki doğalgazın da sahibi bizmişiz gibi, nasıl manşet atarsınız.
“Gazze’ye sahip çıkacağız. Gazze’nin siyasi temsilcisi HAMAS’a sahip çıkacağız. Rumlarla İsrail’in oynadığı oyunu bozacağız” dersiniz..
“Allah razı olsun” deriz..
Ama bir yandan Gazze’nin temsilcisi HAMAS için terörist örgüt diyen Sözcü ve avanesi, şimdi nasıl olur da, Rumlarla İsrail’in yaptıkları bir işbirliği üzerinden, sanki o bölge bizim yetki alanımız dahilinde imiş gibi, “Onlara bıraktık” söylemi geliştirir..
Şunu söylerler, ona da varım.
“Kıbrıs Rum kesimi, aslında Kıbrıs’ın tek temsilcisi değildir.. Kıbrıs’ın haklarında, Türk kesiminin de hakları vardır. AB devletleri nezdinde haklarımızı koruyup, AB üyesi yapılan Rumların çakallığını önlemeliyiz.”
Bu söyleme de eyvallah derim..
Ama hatırlatayım, Sözcü gazetesi de kabul ediyor i, o doğalgaz rezervi henüz kesinlemiş değil..
Sadece iddia ediliyor.
Onun içindir ki, “sondajlar yapılıyor” diye özetliyorlar, haberlerini..
Belki çok daha önemlisi, Türkiye’nin son yıllarda sondaj gemileri ile doğal gaz aramaları açısından denizde yaptığı atılımların düne kadar takozu konumunda olanların..
Şimdi sanki kendi babalarının iktidarı döneminde alınmış gibi, Kanuni, Abdülhamit Han ve Yavuz gemilerini “Karadeniz’de boş boş bekliyorlar” şeklinde oluşturmak istedikleri algıya alet etmeleri..
Her üçü de, AK Parti iktidarına devreye alınan gemiler, değil mi?
CHP iktidarında mı bu gemiler devreye alınmıştı..
Veya bu gemiler alınırken, hizmete girerken, bu Sözcü gazetesi değil miydi, “Geminin mürettebatının hemen tamamı yabancı. Bu nasıl Türk gemisi oluyor” diye kılçıklık yapan..
Bugün geldiğimiz noktada, kendi ayaklarını üzerine basan Türkiye Cumhuriyeti karşımızda dururken..
Kafalarını duvardan duvara vuran ulusalcı bir ekibin yalanlarını, iftiraların alt etmeye çalışmakla gün dolduruyoruz..
Yazıklar olsun, bunların ulusalcılıklarına..
Yazıklar olsun bunların milliyetçiliklerine..
Türkiye, dünya devletlerinin her birinin dikkatini çekmiş, her biri ayrı ayrı “kıskanıyorlar”..
Evet, hece hece yazayım..
Almanyası da, Fransa’sı da, İtalya’sı da.. Türkiye’yi kıs-ka-nı-yor-lar..
Ama içimizdeki hainler, devletimizin itibarını sarsmak için, olmadık iftiralarla bel altı vuruşlar yapmaktan bir an geri durmuyorlar..
Ortada ne çıkarılan doğal gaz var. Ne döşenen petrol borusu var..
Hatta kendileri, haberin içinde, “Tankerlerle taşınması düşünülen” diyerek..
Kendi haberlerindeki, “boru hatları”nı yalanlarken..
Türkiye’nin Avrupa’ya doğal gaz akışını sağlayan boru hatlarının bir-iki yıl içinde işlevsiz hale gelebileceği yalanını uyduruyorlar..
Gerçek bu değil iken, birileri bizi buna inandırmaya çalışıyor ise.
“Bak Rumların önündeki doğal gazı alırız. Sizin boru hatlarınızdan gelen doğal gazın pek bir önemi yok” diyorlarsa..
Bunun üzerinden bize şantaj yapmaya kalkanlar var ise.
Bunların sözcülüğünü yapmak, Sözcü gazetesine düşmemesi gerekirdi..
Kendi ülkesine düşmanlık bu seviyelere gelmemeli idi..
Tayyip Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz.
Oy vermeyebilirsiniz.
Ama bırakın, oy verenlere de böyle iftiralar atmaya hakkınız yok..
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi


