SÖZCÜ TV ne yaptı da susturuldu? Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
SÖZCÜ TV Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı
2 yılı aşkın sürede aslında ne yapmadık ki? Sözcü TV bir evin akıllı ve afacan çocuğu gibi, hiç durmuyor, soruyor, sorguluyor, kurcalıyor. 10 günlük karartma sürecinde oturup düşündük, acaba asıl suçumuz neydi diye;
MESELA İliç’teki altın ma deni faciasının hemen sonrasında ora daydık, ihmalleri araştırdık.
MESELA Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Hastanesi’ndeki “sahte doçent” skandalı ve sahte stent uygulamalarını ortaya çıkardık. MESELA Bakırköy’de bir hastanede ameliyat masasındaki hastayla yapılan pazarlık görüntülerini yayınladık.
MESELA 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya yangınındaki ihmalleri tarafla rın hepsine sorup ekrana getirdik.
MESELA TÜİK enflasyonunu açıkladığında yurttaş gerçek enflasyonunu pazar
da bizim kameralarımıza anlattı.
MESELA Meclis koridorunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Asgari ücret ne olacak?” diye sorduk.
MESELA Kaz Dağları’nda Cengiz Holding’in ağaç kıyımına karşı köylülerin sesi
olduk.
MESELA yüzbinlerin katıldığı mitingleri canlı yayınladık.
CEZALAR ONLARIN, ÖDÜLLER BİZİM HANEMİZE YAZARAslında yaptığımız her haberin, sesini duyurduğumuz her yurttaşın, dile getirdiğimiz her gerçeğin ödülünü de aldık.
MESELA Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden programlarımızla, belgesellerimizler başarı ödüllerini kazandık.
MESELA Basın Özgürlüğü ödülünü aldık.
MESELA haberlerimizle onlarca meslek örgütünden sayısız ödül aldık.
MESELA daha 2 yıldır yayın hayatında olan bir kanal olarak onlarca kez reyting sıralamasının en üstünde yer aldık.
MESELA Türkiye’nin en çok izlenen 3 haber kanalından biri olduk.
HALKIN GÖZÜNDE DAHA GÜÇLÜ BİR SÖZCÜ10 günlük karartma, ne Sözcü TV’nin inandığı değerleri unutturabilir ne de izleyiciyle kurduğu güçlü bağa zarar verebilir. Bilakis, bu süreç kanalın ve izleyicisinin ortak vicdanında yeni bir dayanışma ru hunu doğurdu. Gerçekleri dile getirmeye, sormaya, sorgulamaya devam edeceğiz. Çünkü Sözcü susarsa Türkiye susar.
YAŞANDI BİTTİ SAYGISIZCAİpek Özbey- SÖZCÜ TV Program Koordinatörü
Sevgili Özlem Gürses, '‘Çok kara kışlar gördüm ben yine pes etmedim’ şarkısını hatırlatmış, ben de başka bir şarkıdan, Burak Kut’un o 90’lara damgasını vuran ‘Yaşandı Bitti Saygısızca’sıyla bir meydan okuma ya da moda deyimiyle ‘challenge’ yapayım.
10 gün karartıldık ya biz, zamanlaması manidardı hani. Memleket yeni bir ‘çözüm süreci’ni yaşarken, dağda teröristler 30 silah yakarken eleştirel bir ses duymayı istemeyenlerin kararıydı bu. Biz biliyorduk, seyirci bilmiyordu. Ancak karartınca ve tüm TV’ler tek ses olunca onlar da şıp diye anlayıverdi. Gelen tepkiler hep aynı mesajı içeriyordu: Sözcü’yü neden kararttıklarını anladık. Ezcümle, biz gerçekleri anlatmaya, iyiye iyi, kötüye kötü demeye, halkın haber alma hakkına hizmet etme ye devam edeceğiz. Hiç hak etmedik bu cezayı, neyse ki yaşandı bitti saygısızca! Unutmayın, sizin iktidarınız varsa, bizim de seyircimiz var!
YENİ GELMEDİK... GERİ GELDİK!Özlem Gürses- Para Politika
90'ların çok sevdiğim şarkısıdır 'çok kara kışlar gördüm / ben yine pes etmedim /çok ayrılıklar gördüm / ben yine yenilmedim... ' (Hatta siz de benim gibi tam şu anda açın dinleyin şarkıyı bir yandan :) SÖZCÜ'nün hikâyesi tam da böyle, kurulduğu günden beri gazeteci bu ailenin ve çalışan üreten bizlerin başına gelmeyen kalmadı! Ama SÖZCÜ yenilmedi, biz de yenilmedik...
Yolumuza devam ediyoruz. Açıkçası ben de meslektaşlarım da konuyu 'yenme - yenilme' olarak görmedik, görmüyoruz... Sadakati mesleğine olan gazetecilerin kurduğu, yönet tiği, çalıştığı Türkiye'nin en büyük medya gruplarından biri burası. Başka işimiz yok, sadece gazeteciyiz. Israrımız ise gazetecilikte, kimsenin ne borazanı ne savcısı olmak hevesimiz var.
Okuyucumuz, izleyicimiz tek kırmızı çizgimizin al bayrağımız dan geldiğini bilir... Kâh gazetemizi daha çok alarak, kâh simsiyah bir ekranı açık bırakarak, kâh yazdığınız mesajlarla desteğinizi güveninizi gösterdiniz yine bize. E biz de yeni gelmedik, geri geldik işte! Daha da güçlü, daha da kararlı, daha da özgür olarak... Çünkü cesaret bulaşıcıdır!
MEDYANIN DENGESİ SARSILDIDamla Doğan Tuncel - Hafta Sonu Ana Haber
Virgül diyerek bir ara vermek zorunda kaldık. Sözcü TV ekranı kararalı tam 10 koskoca gün geçti. Bu süre zarfında yalnızca bir yayın susmadı; aynı zamanda medyada kurulan denge de sarsıldı. Bu süreç, eleştirel medya kuruluşlarının varlığının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterdi.
Kısılan tek bir sesin bile neleri değiştirdiğine, değiştirebileceğine hep birlikte tanıklık ettik. 10 günün 10 günden çok daha fazlası olduğunu gördük, anladık. Yayında olsaydık yapabileceklerimizi, söyleyebileceklerimizi düşündükçe, toplumsal hafızada kayda düşmemiz gerekenleri not ettikçe içimiz içimize sığmadı. Bu 10 gün, bize yalnızca bir ara vermeyi değil, geri döndüğümüz de neyin mücadelesini vereceğimizi de gösterdi. “Olamamanın” nasıl bir eksiklik yarattığını düşündükçe, sorumluluğumuz bir kat daha arttı. Gördük ki; bu ekran yalnızca bir yayın değil, aynı zamanda toplum adına kurulan bir denge noktası. Şimdi bunun verdiği sorumlulukla işimize çok daha sıkı bir şekilde sarılma, virgül sonrası cümleyi çok daha güçlü bir şekilde tamamlama vakti!
KARANLIK GİDER SÖZCÜ KALIRSerap Belovacıklı-Aklın Yolu
10 gün boyunca ekranlarımız karartıldı, ama ne yüreğimiz sustu ne de kalemimiz durdu. Bu ceza sadece bize değil, gerçeği duymak isteyen milyonlara verildi. Biz bu karanlığı hep gördük ama yılmadık. Çünkü biliyoruz ki karanlık gider, Sözcü kalır. Şimdi geri döndük… Aynı inançla, aynı cesaretle ve her zamankinden daha büyük istekle. Bu 10 gün bize gücümüzün ekranlardan değil, inandığımız ilkelerden ve sizden geldiğini bir kez daha hatırlattı. Susturulmak istendikçe çoğaldık, görünmez kılınmak istendikçe daha görünür olduk. Ve son söz… Nerede kalmıştık?
ELEŞTİRİYE KAPALI HER SİSTEM KARANLIĞI BÜYÜTÜRSenem Tolunay Ilgaz- Öncesi Sonrası
10 gün boyunca susturulmak istendik. Peki susturulduk mu gerçekten? Kocaman bir HAYIR. Her birimiz yine sorularımızı sormaya devam ettik. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye devam ettik. Anlamadığımız anlamlandıramadığımız olaylar üzerine düşündük. Çünkü hakikat, adalet arayışımız, özgürlük talebimiz bitmedi; bitmez. İşte bütün bu biriktirdiklerimizi yeniden birlikte paylaşmaya hem de daha güçlü bir sesle paylaşmaya devam edeceğiz.
Daha güçlü çünkü; Mesajlarınızı gördük. Sözcü Gazetesi’nin nasıl elden ele dolaştığını gördük. Kapandığımız gece ekranın karşısında ne kadar çok kişi olduğunuzu gördük. SÖZCÜ medya grubunun dik duruşunu gördük. Bu ara, bir suskunluk değil, dayanışmayla güçlenen bir sessizlikti. Şimdi basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına olan inancımızla geri döndük. Çünkü eleştiriye kapalı her sistem, karanlığı büyütür. Aydınlık bir gelecek için yaşasın basın özgürlüğü, yaşasın SÖZCÜ TV!
240 SAATLİĞİNE KAPANAN PERDEGülinay Selçuk -Haber Bülteni
Zamanı yakalamak bizler için haberi bulmakla eş değerde. Ekranın karartılması ise sahnemizin perdelerini 240 saatliğine kapattı. Bizler sokakta, mahkeme salonlarında, adliye koridorlarında, gittiğimiz her şehirde, hatta evlerimizde haber yazmaya, anlamaya ve öğrenmeye devam ettik. Çünkü ‘gerçekler’ bekle mez ve karartılamaz. İşte bu yüzden haberlerimizle 10 gün boyunca Sözcü Gazetesi’ne misafir olduk, sozcu.com.tr’den sesimizi duyurduk. Sizlerden gelen mesajlar bizi güçlendirdi: İyi ki varsınız, iyi ki mücadelemizde hep birlikteyiz…
KARARTILDIK AMA KARANLIKTA KALMADIK
Can Coşkun - Gündem Masası
Pandemi oldu, özel izinle işimizi bir saniye aksatmadık. Çeşitli kararlar tepeden indi, yürüdüğümüz yoldan çıkmadık. Mesleki veya hayati badireler geldi, yayına yansıtmadık. Hiçbirinde; gece yastığa başımızı koyduğumuzda huzursuz değildik. Şimdi ise baştan sona, dipten uca... İşimizi yapamadığımız 10 gün boyunca, bunu bir cezai müeyyide nedeniyle yaşadığımız için öfke doluyduk. Yine de bulduğumuz her boşluktan yazıyla, röportajla konuştuk. Dayanışma mesajlarınızla sokakta, caddede ve sosyal medyada özlemle buluştuk. Bir ümit "karar iptal" haberini bekledik ama olmadı, "varsın geciksin" diyerek "gerçek" mahalleyi terk etmeden yakalama telaşına tutuştuk. Sorulacak sorular, konuşacak konular ortada.
Karanlığın peşi aydınlık, yasağın sonu da görüldüğü üzere kaçınılmaz toplumsal karşılık... Patika belli, elde fener ile koşacağız üstüne gizin, gizlenenin, kirin, pasın, yalanın... Tekrar buluştuk işte, sözümüz de yolumuz da değişmeden. Nerede bıraktıysak oradan devralırız dememiş miydik, milim kıpırdamadan üstelik... Ne mutlu bize, Sözcü kocaman bir aile. Okuruyla emekçisiyle... Bir final vecizesi olsun, başlıktan arak... "Karartıldık ama karanlıkta kalmadık" demenin manası ne, haklı merak. Şudur izah, anlam, meram... Karanlıkta kalmadık... Çünkü yönümüzün tayinini başkasından, sorgulama dürtümüzü ve merakımızı baskıdan yana tutmadık. Beyne kuvvet, kalanlara hiza, selam olsun yeniden yine yayınlara...
NEREDE KALMIŞTIK?Gülşah İnce- Türkiye'nin Sözü
10 gün boyunca en çok bu cümleleri duydum: “Neden karartıldığınızı çok iyi anladık!” “Yokluğunuz epey fark edildi.” “Özledik” Sabahları apartmandan inerken her katta kapı sepetlerinde gördüğüm Sözcü ve Korkusuz gazeteleri ise kanatlarım oldu basamaklardan inerken… Sonra mesajlar gelmeye başladı telefonuma; Şişhane metro durağının çıkışına her gün bırakılan Sözcü gazetelerinin fotoğrafı… Parklarda bankların, kafelerde masaların üzerinde her yerde vardık. Elden ele yayılan gizli bir mesaj gibiydi, “Gerçekler susturulamaz! Ekran kararsa da haber, adresine ulaşır”… Konuşamadık belki ama yazdık. Sormaya devam ettik televizyon sayfasından… Evet, konuşamadık belki ama haber alma hürriyetine sahip çıkan izleyicilerimizle işte böyle anlaştık. Hep birlikte çok daha güçlendik. Bir gazeteci susamışlığıyla şimdi aynı yerden sorma ya devam edeceğiz ve ilk sorumuz da hazır elbette: Nerede kalmıştık?
KARANLIKTAN KORKMADAN, GÖZÜMÜZÜ KIRPMADANAslı Kurtuluş Mutlu- Sözün Aslı
Gökyüzünde bazı yıldızlar vardır. Karanlık çöktüğünde bile yerini bilirsin. Parladığını göremesen bile, oradadır. İşte benim için Sözcü Televizyonu tam da böyle bir yıldız. Son 10 gün boyunca o yıldız görünmez oldu. Ekran karardı, sesimiz susturuldu. Benim için geçen bu 10 gün sadece bir sessizlik değil; bir mesleğin kalbini durdurmak gibiydi. Ama o yıldız hiç sönmedi. Sadece bulutların arkasındaydı. İnandığım şeyi hatırladım: Sözcü TV’nin ilk kurulduğu günlerdeki heyecanımı…İlk yayına çıkarken kalbimin çarpışını… Ve en çok da bu ekrana, bu mesleğe, bu ülkeye duyduğum sorumluluğu. Biz gazeteciler, yıldızlar gibiyiz biraz; Bazen uzak görünürüz ama en çok yön gösteririz. Yolunu kaybedenlere umut oluruz. Gerçeği arayanlara ise ışık… Bu yüzden, geri döndük. Bu, yeniden doğan bir yıldızın ışığı gibi. Daha parlak, daha cesur, daha inançlı. Sözcü varsa yol vardır. Gerçek vardır. Aşkla, umutla, titizlikle çalışan bir ekip ve karanlıkta bile yıldızımıza inanan milyonlar var arkamızda. Şimdi yeniden parlıyoruz. Karanlıktan korkmadan, gözümüzü kırpmadan…
TÜRK BASIN TARİHİNE DÜŞEN KARA LEKEBurak Tatari- Dünyanın Sesi
Ben son ana kadar Sözcü TV’nin karartılacağına inanamadım. Bunun gerekçesini akla, mantığa uygun bulmadığım için de bir şekilde iptal edilmesini bekledim. Sözcü çalışanları olarak birlikte çıktığımız son yayında ekran siyah-beyaza dönene kadar da bunun gerçekleşeceğine ikna olmadım. Dakikalar sonra Sözcü ekranı siyaha döndü ve 10 gün boyunca böyle sabit kaldı, Türk basın tarihine bir başka kara leke düştü. Yaptığı işi seven ve gördüklerini izleyicilerle paylaşmak isteyen gazeteciler olarak bu günlerin geçmesini sabırsızlıkla bekledik. Aldığımız mesajlarla Sözcü’nün okur ve izleyicileriyle ne kadar özel bağ kurduğunu bir kez daha fark ettik. Şimdi, sizlerin desteği ve dayanışmasıyla motive olmuş şekilde yeniden ekrana dönmeye çok hazırız


