STGM: Türkiye’de STÖ’ler AB’den daha fazla mali ve siyasi rol bekliyor
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) 2024–2029 dönemine yönelik hazırladığı yeni Sivil Toplum Stratejisi için Türkiye’den de görüşler toplandı. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) tarafından Türkçeye uyarlanan anketi 32 sivil toplum örgütü yanıtladı. Elde edilen sonuçlar AB’ye resmi rapor olarak iletildi.
STGM, yeni stratejinin Türkiye’de sivil toplum için bir referans belgesi haline gelerek, gelecekte reform süreçlerini hızlandırma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
STGM ilettiği görüşte AB’nin Türkiye sivil toplumunu güçlendiren ve onunla diyaloğu sürdüren bir yaklaşım benimsemesinin kritik önem taşıdığını, sivil toplum diyaloğunun devamı, vize kolaylığı gibi somut adımların uygulanması ve STÖ’lere mali desteğin artırılması gibi desteklerin de bu bağın kopmasını engellemek açısından hayati önem taşıdığını söyledi.
Bu süreç AB’nin ilk kez hazırladığı sivil toplum stratejisi olması nedeniyle ayrıca önem taşıyor.
STÖ’lerin en güçlü talebi: AB sadece hibe sağlayıcı değil, demokratik normların güvencesi olmalıKatılımcı STÖ’lerin en dikkat çekici beklentisi, AB’nin yalnızca hibe sağlayan bir aktör değil, aynı zamanda demokratik normların korunmasında ve sivil alanın güvence altına alınmasında aktif bir siyasi rol üstlenmesi yönünde oldu.
STÖ’ler, Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında açık gerilemelere rağmen, AB sürecini destekleyen toplumsal dinamiklerin halen korunduğunu, bu nedenle AB’nin bu bağın kopmaması için daha güçlü bir siyasi duruş sergilemesi gerektiğini belirtti.
STÖ’lerin karşılaştığı başlıca sorunlarAnkete göre Türkiye’de STÖ’lerin en sık karşılaştığı zorluk kısıtlayıcı yasal çerçevenin, idari engeller ve aşırı bürokrasi olurken, bunu STÖ’lere karşı hukuki işlemler / stratejik davalar (SLAPP), fiziksel tehditler ve çevrimiçi saldırılar, olumsuz medya kampanyaları, fonlama yetersizliği ve finansal kısıtlamalar, sansür ve bilgiye erişim kısıtlamaları ve operasyonel zorluklar takip etti.
STÖ’lerin karşı karşıya kaldığı başlıca sorunlar arasında, iktidarın kendi görüşünü paylaşmayan örgütlere yönelik ayrımcı tutumu, liyakatsiz atamalar nedeniyle kamu idaresiyle işbirliği imkânlarının kısıtlı olması ve sivil toplumun katkılarının kamuoyunda yeterince görünür olmaması öne çıktı.
Yine hukuki yaptırım tehditleri, hak temelli çalışmalara düşük toplumsal ilgi, kamu desteğinin yetersiz ve ayrımcı biçimde sunulması ile politik atmosfer ve hukuki koşulların yurttaşları dernek üyeliğinden uzaklaştırması da STÖ’lerin en sık dile getirdiği sorunlar arasında yer aldı.
Diğer sorunlar arasında karmaşık bürokratik prosedürler, keyfi denetimler, ayrımcı kamu politikaları, hukuki yaptırım tehditleri, olumsuz medya kampanyaları ve siyasi kutuplaşmanın yarattığı güvensizlik ortamı öne çıktı. Katılımcılar, yurttaşların dernek üyeliğinden uzaklaşmasına yol açan politik atmosferin, sivil toplumun bağımsızlığını zayıflattığını ifade etti.
STÖ’ler ayrıca kamu kaynaklarının şeffaf olmayan, eşitsiz ve taraflı biçimde dağıtılmasının bağımsızlığı zayıflattığını ifade etti.
AB’den beklenti daha kapsayıcı ve erişilebilir destekKatılımcılar, AB fonlarının küçük ölçekli örgütlerin erişimini kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesini, kurumsal kapasite geliştirme, insan kaynağı ve uluslararası ağlara erişim desteği sağlanmasını istedi. Ayrıca AB’nin tarafsız, kapsayıcı ve çifte standartlardan uzak bir tutum benimsemesi ve vize konusunda kolaylaştırıcı bir yaklaşım sergilemesi gerektiği dile getirildi.
Kamu fonları şeffaf ve adil olmalıKatılımcılar, kamu fonlarının şeffaf ve bağımsız değerlendirme mekanizmalarıyla dağıtılmasının, özellikle kadınlar, çocuklar, mülteciler gibi dezavantajlı gruplarla çalışan örgütlerin toplumsal ihtiyaçlara daha hızlı yanıt vermesini sağlayacağını vurguladı.


