Stok! Felakette insanlığın umudu, Dünyanın tarım gen bankası!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Norveç’in kuzeyindeki Svalbard Adası’nda 130 metre yükseklikte kurulan Küresel Tohum Sığınağı (SGF), 13 bin yıllık tarım mirasını yedekleyerek insanlığın felaket senaryoları karşısındaki sigortası olmayı sürdürüyor. 1 milyon 355 bini aşkın tohum örneğiyle dünyanın en büyük gen bankası olan sığınak, savaş, iklim krizi ve doğal afet riskine karşı tarımsal çeşitliliği yüzyıllarca koruyabilecek donanıma sahip. SGF, geçmişte Suriye İç Savaşı’nda olduğu gibi, yok olan tarım kaynaklarının yeniden canlandırılmasında da kritik rol oynayarak insanlık için eşsiz bir güvence sunuyor. Sığınakta Türkiye’den de örnekler bulunuyor. İşte küresel bir gıda krizinde insanların umudu olacak o sığınak hakkındaki detaylar.

Svalbard Küresel Tohum Sığınağı (SGF), Dünyanın en kuzeydeki Norveç’in Spitsbergen Adası’nda 130 metre yükseklikte saklı. Sığınak 13 bin yıllık tarım tarihinden 1,3 milyondan fazla tohum örneğini barındırıyor. 2008’de açılan ve Norveç hükümeti tarafından 45 milyon kron yatırımla (4 milyon 475 bin dolar) kurulan sığınak, tarımsal çeşitliliği doğal afet, savaş, sabotaj, teknik arıza, fon kesintisi ve diğer felaketlere karşı yedekleme amacı taşıyor. Sığınak dünyada “Tarım yok olursa insanlığı hayatta tutacak tohum bankası” olarak da biliniyor. 2025 itibarıyla sığınakta 1 milyon 355 bin 591 farklı tohum örneği doğal biyolojik ortamlarında korunuyor.
KARA KUTU PROTOKOLÜSvalbard Tohum Sığınağı, Norveç hükümeti, Küresel Bitki Çeşitliliği Vakfı (Crop Trust) ve İskandinav Genetik Kaynaklar Merkezi (NordGen) arasında yapılan üçlü bir anlaşmayla yönetiliyor. Depolanan tohumların sahipliği tamamen gönderen ülke veya kurumlara ait ve sığınaktaki tohumlara sadece gönderici gen bankaları erişebiliyor. Sistemde “kara kutu” protokolü geçerli; yani Norveç sığınağı işletiyor ama tohumların yasal sahipliği değişmiyor.
Svalbard’daki eski bir kömür madeninde 1984’te başlayan ilk deneysel depolama çalışmaları, 2004’te Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle resmiyet kazandı. 2006’da inşasına başlanan ve 2008’de açılan sığınak, -18 derecede tohumları üç katlı alüminyum torbalarda, oksijenin sınırlı olduğu ortamda saklıyor. Spitsbergen’in deprem riskinden uzak ve kalıcı don tabakası (permafrost) sayesinde elektrik kesintisi yaşansa bile sığınak, yüzyıllar boyunca düşük sıcaklık korumasını sürdürebiliyor. Norveç, sığınağın tüm inşaat maliyetleri ve bakımı üstlenmekte.

SGF’nin bulunduğu 130 metre yükseklik, buzullar erise dahi tesisi deniz seviyesinden koruyacak şekilde seçildi. Fiberoptik yapıya sahip olan ve mimaride sanat eseri olarak kabul edilen yapının çatısından girişine kadar kutup ışığı yansıyarak sığınağın yeri kilometrelerce öteden bile görünür kalabiliyor.
EN BÜYÜK DESTEK MEKSİKA’DANSığınakta depolanan türler; buğday, pirinç, mısır gibi temel tahıllardan patates, baklagiller ve yerel bitkilere kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Sığınaktaki en büyük uluslararası katkıyı Meksika (187 bin örnek ile) ve Filipinler (133 bin örnek ile) sağlıyor. ABD Ulusal Bitki Gen Kaynakları Sistemi 157 bin, Almanya 69 bin, Kanada ise 35 bin örnekle ön plana çıkıyor. SGF’de Türkiye’den de tohum örnekleri saklanıyor.
SURİYE’DE KULLANILDISGF, ilk kez 2015’te Suriye İç Savaşı nedeniyle fiilen kullanıldı. Merkezi Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bulunan Uluslararası Tarımsal Araştırmalar Merkezi (ICARDA) bu tarihte Halep’teki gen bankasını kaybettiğinden, Svalbard’daki yedek tohumları çekip Lübnan ve Fas’ta yeniden üretime soktu.
Kaynak: Web Özel


