Suriye altını, sahte pırlantalar, Kapalıçarşı neden karıştı?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Geçtiğimiz gün İstanbul’da kaçak pırlanta soruşturması kapsamında Kapalıçarşı’da 23 işyerine düzenlenen operasyonda 40’ın üzerinde şüpheli gözaltına alındı. Yapılan baskınlarda piyasa değeri tam 1 milyar 695 milyon 750 bin lira olan pırlanta, değerli taş, ziynet eşyası ve tarihi eser ele geçirildi. Uzmanlar, bu operasyonun Türkiye’de bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük pırlanta kaçakçılığı operasyonlarından biri olduğuna dikkat çekerken, bu gelişmenin hemen ardından piyasada bu kez de “Suriye altını” olarak bilinen "sahte altınların" dolaşıma girdiği tespit edildi. Darphane üretimi olmayan, piyasada basılan ve ayarı düşürülen bu altınların, ilk bakışta gerçek çeyrek altından ayırt edilmesi neredeyse imkansız. Vatandaşları ciddi zarara uğratabilecek bu sahte altınlara karşı uzmanlar peş peşe uyarılarda bulunurken, Ticaret Bakanlığı’nın da konuya ilişkin yasal düzenleme hazırlığında olduğu öğrenildi.

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş ise operasyon sürecinin sürpriz olmadığını belirterek, "Pırlanta, yakut, zümrüt, değerli taş grubunda zaten ciddi anlamda istismar süreci vardı. Genelde kara para aklamak için bu taktiği uyguluyorlardı. Yani sonuç itibariyle emniyet operasyon sürecini başlattı ve dolayısıyla hem tüketiciler hem sektörün itibarı korunmuş oldu ve ülkeye vergi zararı veren bu şebeke çökertildi. Sahte sertifikalar düzenleyip fiyatı ucuz tutmak sıkıntılı işler. Bu işi dürüst bir şekilde yapan esnaflar mağdur oluyordu. Yani çarşı bu operasyonlardan memnun" diye konuştu.
İTİBARIMIZ KORUNMALI"Sektör olarak operasyonların devam etmesini istiyoruz" diyen Memiş, sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü bu işi layıkıyla yapan insanlar fiyat politikasından dolayı zarar ediyordu. Ülke vergi anlamında çok ciddi kayıplar veriyordu. Hem vergi kaybının önüne geçilmiş oldu, hem sektörün itibarı korundu, tüketiciler korundu."
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk de, gündemdeki sahte “Suriye altını” tartışmalarına değinerek önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırımtürk, bu ifadenin aslında tarihsel bir yanlış anlamadan kaynaklandığını belirterek şunları söyledi: “Suriye altınları aslında isim olarak yanlış. Beşinci Mehmet Reşat döneminde bu altınlara büyük talep olduğu için, Suriye’de taklitleri 21 ayar olarak basılır, hakikisi ise 22 ayar olarak işlem görürdü. O dönem altının değeri ile satış fiyatı arasında yaklaşık üç kat fark vardı. Suriye bu üretimi daha sonra yasakladı, ciddi cezalar getirdi ve basım Türkiye’ye kaydı. Bugün ise çeyrek altın üretiminin geçen seneye göre yüzde 60 daha az yapılması talebin zayıflığını gösteriyor. Gramajı aynen tutturabildikleri için piyasada zaman zaman sahte ürünler görülse de, bunun şu anda çok yaygın olmadığını düşünüyorum.”

İstanbul’da Kapalıçarşı’ya yönelik düzenlenen operasyon sonrası 43 kişi gözaltına alınırken, bu kişilerden 30’u tutuklandı. Emniyetin ele geçirdiği malzemeler arasında 1 kilo 373 gram değerli taş, 135 ziynet eşyası, 1.132 adet maden taşı, 267 tarihi eser, 64 dijital materyal, ayrıca bir kurusıkı tabanca ve 109 fişek yer aldı. Operasyon sürerken piyasada bu kez de “Suriye altını” olarak bilinen düşük ayarlı sahte çeyreklerin dolaşıma girdiği belirlendi. Kuyumcu ve piyasa uzmanları, söz konusu ürünlerin ses testi veya silme yöntemi ile anlaşılabileceğini vurguladılar.
Kaynak: Web Özel


