Suriye de neden ABD üsleri var? Gerçek hedef İsrail ve petrol
Haber Global sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü katliamlar ve Suriye'deki istikrarsızlık, Ortadoğu'nun jeopolitik dengelerini yeniden şekillendirirken, bu değişimin merkezinde ABD'nin Suriye topraklarındaki askeri varlığı bulunuyor. Resmi olarak terör örgütü "DEAŞ'la mücadele" amacıyla başlayan operasyonlar, zamanla bölgesel güç dengelerini doğrudan etkileyen stratejik bir unsura dönüştü. Suriye'nin doğusundan güneyine kadar uzanan Amerikan üsleri, yalnızca askeri değil; siyasi ve ekonomik etkileriyle de çatışmanın seyrini değiştiriyor. Peki, ABD'nin Suriye'deki üsleri tam olarak nerede bulunuyor?

Al-Tanf üssü, ABD’nin Suriye’deki en kritik askeri varlıklarından biri olarak öne çıkıyor. Ürdün, Irak ve Suriye sınırlarının kesiştiği, doğrudan Suriye topraklarında bulunan bu üs, bölgedeki jeopolitik dengeleri derinden etkiliyor. 2011 yılında kurulan Al-Tanf, başlangıçta terörle mücadele gerekçesiyle faaliyete geçti. Stratejistlere göre Al-Tanf üssü, İran’ın Suriye üzerinden Lübnan’a uzanan ikmal yollarını kesme hedefinin omurgasını oluşturuyor.
PARÇALANMAYA YOL AÇIYORAl-Tanf, Suriye ordusu ve müttefiklerinin kontrolündeki bölgelerden izole edilmiş bir noktada yer alıyor. Yaklaşık 55 kilometrelik bir güvenlik alanı olarak belirlenen bu bölge, ABD’nin bölgedeki proxy güçlerine lojistik, eğitim ve istihbarat desteği sağlamasına olanak tanıyor. Aynı zamanda İran destekli güçlerin bölgeye geçişini engellemek amacıyla önemli bir bariyer işlevi görüyor. Bu durum, ABD ve müttefiklerinin bölgedeki etkinliğini artırırken, Suriye egemenliğinin fiilen parçalanmasına yol açıyor.
KONTROL NOKTASIAl-Tanf’ın varlığı, sadece askeri anlamda değil, siyasi olarak da büyük bir kırılma noktası. Analistlerin ortak görüşü ise, ABD, burayı “Büyük İsrail” vizyonunun ve “Davud Koridoru” projesinin bir parçası olarak gördüğü şeklinde. Al-Tanf, İsrail’in bölgesel genişlemesinde önemli bir üs ve kontrol noktası olarak kullanılıyor.
ABD ve SDG İŞBİRLİĞİAl-Tanf’ın yanı sıra ABD’nin Suriye’deki en büyük askeri varlığı, ülkenin kuzeydoğusundaki bölgelere yayılan üslerde bulunuyor. Haseke, Rakka, Deyrizor ve Tabka gibi şehirlerde bulunan bu üsler, ağırlıklı olarak terör örgütü SDG ile ortaklık için kullanılıyor. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise söz konusu ABD üsleri için, "Suriye’nin doğusunda bulunan bu enerji sahaları, bölge için hem ekonomik hem de stratejik bir öneme sahip. Haseke’de bulunan hava üssü, ABD hava operasyonlarının merkezi olarak kullanılıyor. Ayrıca bu bölgede konuşlu özel kuvvetler, SDG’ye eğitim ve istihbarat desteği sağlıyor. Rakka ve Deyrizor bölgelerindeki üsler de benzer şekilde askeri destek, operasyon planlama ve kontrol noktaları olarak hizmet veriyor" diyor.
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı, sadece sabit üslerle de sınırlı değil. Türkiye sınırına yakın kuzeydoğu bölgelerinde kurulan küçük gözlem noktaları, devriye alanları ve hareketli birlikler, kritik roller üstleniyor. Özellikle Türkiye’nin zaman zaman bölgeye yönelik operasyonları düşünüldüğünde, bu noktalar ABD için stratejik caydırıcılık unsuru olarak görülüyor. Bu bölgelerdeki ABD varlığı, bölgedeki terörist SDG güçlerinin korunmasını da amaçlıyor.

Prof. Dr. Köni ise ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı sadece terörle mücadele ile açıklanamayacağının altını çizerken, şunları söylüyor: "Bölgedeki gerçek hedefler daha kapsamlı ve stratejik. İran’ın bölgedeki nüfuzunu kırmak ABD’nin öncelikleri arasında. Aynı zamanda İsrail’in güvenliğini sağlamak da amaçlanıyor. ABD, bu amaçlarla Suriye topraklarını bir cepheye dönüştürerek, İran’a karşı bir tampon bölge yaratmayı hedefliyor. Enerji kaynakları da ABD için kritik önemde. Suriye’nin doğusundaki petrol ve doğal gaz sahaları, ekonomik olarak hem rejim üzerinde baskı aracı hem de bölge güçlerinin kontrolü için bir koz olarak kullanılıyor. ABD, SDG üzerinden bu kaynakları kontrol ederek bölgedeki ekonomik dengeleri de yönlendirmeye çalışıyor."
Kaynak: Web Özel


