Tanınma konuşuluyor ama Filistin’de insan kalmayacak
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
İsrail’in Gazze başta olmak üzere birçok yerde gerçekleştirdiği kitlesel cinayetlere uluslararası tepki her zaman yavaş olmuştur. Özellikle batılı hükümetler kendi kamuoylarının tutumlarının tersine, yaşanan trajediye her zaman “seyirci” kaldı. Avrupa’nın yavaşlığında İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan Yahudi Soykırımı’ndaki sorumluluğunun da etkisi var kuşkusuz. Ancak İsrail kendisine gösterilen bu “krediyi” uzun zamandır tüketir görünüyor. Batı ülkeleri, kamuoylarının da baskısıyla İsrail'e karşı ses yükseltmeye, kararlar almaya başladılar. Pratikte kısa vadede pek bir fark yaratmayacak adımlar bunlar. Ancak İsrail’in gittikçe yalnızlaşmasına katıda bulunacak girişimler olduğu da bir gerçek.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Eylül’de Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını açıklamasının adeta zincirleme etki yaptığı görülüyor. Çünkü İngiltere de bir koşula bağlayarak Filistin Devleti’ni tanıyabileceklerini açıkladı. İngiltere G7 içinde bu yönde tutum açıklayan ilk üye ülke.
Tanınma kararıyla ilk kez karşılaşıyor değiliz tabii. Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkeden 147'si Mart 2025 itibariyle Filistin'i devlet olarak tanımış durumda zaten. Bu ülkeler arasında Rusya, Çin, Hindistan, İspanya, İrlanda da var.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer başlangıçta, daha geniş bir barış planının parçası olması gerektiğini söyleyerek Filistin Devleti’ni tanıma çağrılarına direnmişti. Koşuldan neden vazgeçtiği merak konusudur benim için. İngiltere’nin yerine getirilmezse tanınma kararını alacağını belirttiği koşul, Starmer’in ifadesiyle, İsrail’in “Gazze'deki korkunç duruma” son vermesi.
Bu yapılmazsa tanınmayı ilan edecek İngiltere. İsrail’in bu şartı kolayca kabul edeceğine dair bir işaret olmadığına göre, tanınma kararının gelebileceği söylenebilir. Buna karşı İsrail’in yanıtı alınacak bu tür kararın ateşkes çabalarına zarar vereceğini, elbette Hamas’ı ödüllendirmiş olacağını söylemek oldu.
Fransa ile İngiltere’nin niyetlerinin diğer ülkeler üzerinde nasıl etki yaptığını anlamak zor değil. İki devletli bir çözümü desteklediği bilinen Almanya şimdilik bir Filistin devletini tanımayacağını açıkladı örneğin. Almanya Gazze'de ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması, insani yardım gibi konuların daha acil olduğunu savunuyor.
İtalya’nın tutumu konunun bu ülke tarafından ya hakkıyla anlaşılamadığını ya da “top çevirerek” İsrail’i kışkırtmamaya çalıştığını ortaya koyuyor. Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, bir Filistin devletinin tanınmasının yolunun o devletin de İsrail'i devlet olarak tanımasından geçeceğini söyledi. Bakalım sonrası nasıl gelecek gelişmenin.
Pratikte kısa vadede fark yaratmayacak demiş de olsam tanınmanın yine de kimi kazanımları olacak Filistin Devleti’ne. Her şeyden önce uluslararası bir koruma kalkanına sahip olacak, mali yardımları bir devlet olarak alabilecek başka avantajların yanısıra. Öncelikle hatırlatalım; 1933'te imzalanan Montevideo Sözleşmesi uyarınca, Filistin'in uluslararası hukuk kapsamında egemen bir devlet olarak tanınabilmesi için çeşitli kriterler bulunuyor. Buna göre bir devlet kalıcı bir nüfusa, tanımlanmış bir bölgeye, etkin bir hükümete/ uluslararası ilişkilere, elçiliklere, büyükelçilere, antlaşmalar dahil olmak üzere resmi diplomatik süreçlere sahip olmalıdır.
Tanıma kararı alan Fransa ile İngiltere de, bu kararı almaktan hayli uzak olan Almanya da Filistin’de ikili devletli çözümü tanıyor aslında. İki devletli çözüm, mevcut İsrail devletinin yanında bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını, her iki halka da kendi topraklarının verilmesini öngörüyor.
Tabii bu çözümün önündeki belki de en büyük engel toprak paylaşımı olacak. Potansiyel bir Filistin devletinin sınırlarının ne olacağına karar vermek hayli zor. Normali, sınırların 1967 öncesinde var olan sınırlarla aynı olması aslında ama sözkonusu tarihten başlayarak Batı Şeria'da giderek artan sayıda İsrail yerleşimi kuruldu. Batı Şeria ile İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'te yaklaşık 600 bin İsrailli yaşıyor.
Gazze’de ölü sayısı 18 bini çocuk 60’bine ulaştı. Sadece kurşunla, füzeyle değil, “açlıkla” da öldürülüyor Filistinli.
Yani Filistin Devleti’nin tanınıp tanınmaması konuşulurken, tanınma kararı çıkıncaya kadar “insansız” bir Filistin’le karşılaşılacak oysa.


