SonTurkHaber.com
close
up
Taraftarın maçı izlerken canı sıkıldı: Real Madrid de Arda Güler ve Huijsen yoksa futbol da yok

Taraftarın maçı izlerken canı sıkıldı: Real Madrid de Arda Güler ve Huijsen yoksa futbol da yok

Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

Bir ülke, iki sistem. Real Madrid bu yaz sonu haftasında böyle göründü. Olympique karşısında, sayısız fırsat ürettiği ama gole çeviremediği bir ilk yarı oynadı. 20. dakikada Güler orta sahada bir top kaybetti ve bu, Madrid’in kalesinde gol oldu.

Avrupa’nın demir yasasıdır bu: orta sahadaki kayıplar geri dönüşsüz gollerle sonuçlanır. Milli oyuncu bunu henüz bilmiyor, tıpkı Huijsen gibi. İkisi de olağanüstü ama hâlâ kendilerini Aden Bahçesi’nde sanan futbolcular. Çok genç, çok saf, üstün tekniklerine fazla güvenen… Oysa oynadıkları mevkide hiçbir hata affedilmez.

SOLAKLARIN KADERİ, ARDA GÜLER'İN DE KADERİ

Arda, hayat boyu solak, topu ayağına yapıştırıp sürse bile onu korumayı bilmiyor. Bu, sol ayağı zihinlerinden telepatiyle yöneten oyunculara özgü bir eksiklik. Bedeni koymayı öğrenmediler, çünkü hiç ihtiyaç duymadılar. Doğuştan on numaralar. Orta sahaya yaklaştıklarında, şiddetle sallanan ve bütün hediyeleri saçılan bir Noel ağacı gibiler.

Golden sonra Madrid, her üç dakikada bir gol pozisyonu üretmeye devam etti. Ama bitiremedi. Barda derin bir ses “Madrid’in bu kadar net pozisyonu kaçırdığına hiç şahit olmadım” diye bağırıyordu. Oysa bu mükemmel bir yalandı: Tam tersi doğruydu. Real, oyunuyla büyülendiğinde, rakip kaleye coşkuyla aktığında nadiren gol bulur. Hep bir şans daha olacağı düşünülür. Son dokunuş, şutun ciddiyeti genelde eksik kalır. Tarih boyunca Madrid Avrupa’da ancak mağlubiyet kaçınılmaz göründüğünde, yani “ahlaki zorunluluk” olduğunda gol atmıştır. Daha önce değil.

ESPANYOL MAÇINDA BAŞKA BİR REAL MADRID

Birkaç gün sonra Espanyol karşısında bambaşka bir yüz gösterdi: katı, ciddi, sıkıcı ama savunmada tek bir açık bırakmayan, rakibi ise aşındırarak yıpratan bir takım. Maçın başından belli oldu: bu maç yalnızca istatistiklerde yer alacaktı. Zafer ve Mbappé’nin golü. Böyle karşılaşmalarda zaman, seyircinin önünde bir tür saçma metafizik olarak belirir. Sanki sorar: “Biz kimiz? Nereden geliyoruz? Ne oynuyoruz?” İzleyici sıkıntısını bastırmak için ayrıntılara takılır: Madrid’in altyapı çocukları neden bu kadar jöleli saçlı? Mbappé, Cristiano ve Puskas’ın efsanevi “her maç bir gol” ritmini yakalayabilir mi? Mastantuono gerçekten yıldız olacak mı yoksa sadece hoş bir yanılsama mı? Huijsen’siz hayat mümkün mü? Vinícius o akıl almaz golleri yeniden atacak mı?

TARAFTARIN CANI SIKILDI

Sahada hiçbir şey olmadığında, ilişkiler bile bozulur. Derken Militao bir köpekbalığı gibi kaleye döndü ve infaz gibi bir şut çıkardı. Gol, Eylül’lerin o ortak çaresizliğini yatıştırmak için haykırıldı. Az sonra Mbappé, çok kendine özgü, kuru ve kesin bir şutla kaleciyi çarmıha gerdi. Fransız, sahada bir hükümdar gibi dolaşıyor. Futbolda da aşkta olduğu gibi: taraflardan birinin kararlılığı mutlaksa, diğeri onun arzularına boyun eğer. Kylian artık zaman kaybetmek istemiyor. Kazanmak, Altın Top’u almak ve Chamartín merkezli imparatorluğun tek merkezi olmak istiyor. Ve bunu başaracak gibi.

Ama yine de asıl meseleye dönelim: Oyunun akıcılığı yoktu. Çünkü Huijsen ve Güler yoktu; oyunun çizgilerini birleştiren, başkalarının göremediğini gören iki oyuncu.

BOŞLUK AZALDIKÇA

Büyük ayrıntıları Franco koydu sahneye. Gizemli bir başka solak. Hareketleri klas futbolcunun inceliğini taşıyor. Bir yıldız mı olacak yoksa tren kazası mı, belli değil. Ceza sahasından uzaksa işleri zorlaştırıyor; yaklaştıkça daha netleşiyor. Ta ki son dokunuşa kadar. Genelde orada batırıyor. Belki gençliğinden, belki de daha bir aydır burada olmasından. Endişesi hâlâ ağır basıyor. Kanattan gelse de o da özünde on numara. Güler gibi, onun da düşünmeye zamanı azaldığında daha iyi oluyor. O zaman içgüdü ve kuyumculuk ortaya çıkıyor.

Onun devasa çapraz koşusu bir müzik gamı gibi: her adımda başka biriyle duvar pası yapıyor, giderek hızlanıyor, ceza alanına yaklaşıyor, derken bir ver-kaç kapıyı açıyor ve golle burun buruna kalıyor. Sanki uzak bir ruh, giderek maddi hâle geliyor. Solak olduğu için hep aynanın diğer tarafında oynuyor gibi. Bir gün o çapraz koşusu golle bitecek ve bütün stat ayağa kalkacak. İşte o an camı kıracak ve öteki tarafı göreceğiz.

Güler, Mastantuono, Bellingham. Üç on numara. On numaralar Madrid taraftarının felaketi. Bizim femme fatale’imiz. İspanyol futbolunda Isco gibi kusursuzlar vardı; Prado Müzesi’nde kontrol vuruşları için bir salon açılabilirdi. Kaká ise sonsuz dirilişin limbosunda kaldı. Hazard pahalı bir paketle geldi ama açılmadı bile. Guti’den herkes kritik anlarda pastadan çıkmasını beklerdi. Bir hareketle cennetle cehennemi birleştirebilirdi.

Guti, Madrid’de on numaraların kaçınılmaz trajik kaderini gösterdi. Oyuna yaklaştıkça, galibiyet uzaklaşır. Oysa Madrid’in tek zorunluluğu kazanmak.

Isco gerçeği

Gerçekte Isco büyük bir zafer kazandı ama kimse söylemiyor, kendisi bile inanmıyor. Şampiyonlar Ligi kazandırabilen saf bir on numara, Madrid’de çok nadirdir. Isco, Cristiano’nun hüküm sürdüğü bir takımda oynadı; Cristiano onu kıskanıyor, oyununu yavaşlattığını düşünüyordu. Ama Isco ilk 11’e yerleşti ve Zidane’ın takımını durdurulamaz yapan nedenlerden biri oldu. Çeşitli uluslardan dâhiler arasında topu saklama biçimi, Madrid’e imkânsız bir denge sağladı: orta sahadaki ağırbaşlı zarafetle Cristiano’nun futuristik hızlanmaları birleşti.

Sonra Cristiano gitti ve Isco’nun arkasında onu destekleyen süper kahraman kalmadı. O da klasik on numaranın tüm günahlarına düştü: barok, narsisizm, yavaşlık. Hepsi yüksek kalite ama galibiyete uzak.

Zidane’ın dönüşümü, gerçeği gösteriyor. Juve’deki Zizou, çay saatine layık bir sanatçı gibiydi. 1998’de Madrid’e karşı oynadığı finalde Hierro’ya “affet” bakışı atmıştı. Henüz beyaz formayı taşımaya hazır değildi.

O yaz, köklerine karşı Fransa’ya Dünya Kupası kazandırmak zorundaydı. Baskı devasa idi. Hareketleri arındı, finali iki kafa golüyle kazandı. Bu onu dünyanın en iyisi yaptı ve Madrid onu bu yüzden transfer etti.

2004’te oyunun saf mutluluğuna dönmek istedi. Emsalsiz altı ay yaşandı. Bir sanatçı yüklerinden kurtulmuştu. Ama sonunda beyaz transatlantik aradığı buzdağını buldu ve rüya felaketle bitti. Tüm rüyalar gibi. Tıpkı Real Madrid formasıyla sahaya çıkan on numaraların kısa ömrü gibi.

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:82
embedKaynak:https://haberglobal.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Eylül 2025 10:27 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Ülker den İstanbul un ruhunu taşıyan yeni çikolata: Dokuların buluştuğu Ülker Çikolata İstanbul Hayat Haberleri

12 Ekim 2025 20:58see332

Gazze de acı bilanço: 67 bin 806 kişi hayatını kaybetti Ortadoğu Haberleri

12 Ekim 2025 15:45see220

İzleyici Güller ve Günahlar ı sevdi

12 Ekim 2025 12:42see217

Denizli de motosikletten düştü, 2 gün sonra yaşam mücadelesini kaybetti

12 Ekim 2025 09:32see215

Yağışla gelen çamurlu su denizin rengini değiştirdi Zonguldak Haberleri

12 Ekim 2025 15:58see198

Arda Güler ve Kenan Yıldız dan Hakan Çalhanoğlu sözleri: O bir efsane!

12 Ekim 2025 00:39see159

Trump ın temsilcisi İsrail de yuhalandı: Netanyahu sözleri olay oldu

12 Ekim 2025 02:15see136

Bulgaristan Türkiye maçının ardından

12 Ekim 2025 01:39see133

Avrupa otomotiv sektöründe 350 bin çalışan risk altında

12 Ekim 2025 20:05see132

Nijerya Milli Futbol Takımı uçağı, camındaki çatlak sebebiyle acil iniş yaptı

12 Ekim 2025 01:09see130

Rojin’in babası: Katiller yakalanana kadar mücadele edeceğim

12 Ekim 2025 14:34see129

Zeki Çelik: Bu takım hep ilkleri başardı

12 Ekim 2025 01:09see129

Danıştay, onlarca ağacın kesildiği İzmir deki Belevi Tire yolunun yapımıyla ilgili açılan davada yürütmeyi durdurdu

12 Ekim 2025 20:36see128

Erzurum da kuvvetli sağanak ve yüksek kesimlerde kar yağışı uyarısı yapıldı Gündem Haberleri

12 Ekim 2025 16:46see128

En büyük siber saldırılardan biri: Yüzden fazla şirket tehlikede Sözcü Gazetesi

12 Ekim 2025 18:16see127

Cezaevinden çıktı, boşandığı eşinin kardeşine kurşun yağdırdı Sözcü Gazetesi

12 Ekim 2025 20:39see126

Manyas Kuş Cenneti’nde sonbahar göçü

12 Ekim 2025 15:53see126

6 1 lik maç sonrası Montella nın büyük üzüntüsü: Onun da gol atmasını bekliyorduk

12 Ekim 2025 01:05see125

Kemikleriniz ne kadar sağlam? Sözcü Gazetesi

12 Ekim 2025 03:40see124

Balıkçıların kahreden spnu

12 Ekim 2025 01:07see122
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları