TC LLL Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
2012 yılıydı... Türk Hava Kurumu, yangın söndürme uçakları alması gerekirken, hangarda çürümeye terk edilen yangın söndürme uçaklarına yedek parça alması gerekirken, 13 milyon dolar ödedi, Cessna Citation XLS model “business jet” satın aldı, “Türk Hava Kurumu Üniversitesi için satın aldık” denildi.
TC-LLL kuyruk numarasıyla tescil edilen uçak, iki mürettebatla uçuyordu, dokuz yolcu kapasiteliydi, iş dünyanın tercih ettiği VIP makam uçağı tipiydi.
Hiç kimse merak etmedi... Yangın söndürme uçakları alınması gerekirken veya yangın söndürme uçaklarımızın tamir edilmesi gerekirken, milletin parasıyla niye böyle “business jet” satın alındı? Havacılık üniversitesi öğrencilerine pilot eğitimi vermek istiyorsak eğer, en fazla pırpır uçak alınması gerekirken, niye böyle VIP uçak satın alındı?
★
Eşzamanlı olarak... O güne kadar kurban derilerini toplama yetkisi sadece Türk Hava Kurumu’ndaydı, sayın hükümetimiz tarafından Yardım Toplama Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı, tarikatların önü açıldı, “isteyen her kurum kurban derisi toplayabilir” denildi, böylece, Türk Hava Kurumu’nun en önemli gelir kaynağı bıçak gibi kesildi, aynı yönetmelik değişikliğiyle Türk Hava Kurumu artık fitre de toplayamayacaktı.
Yani... Bir yandan Türk Hava Kurumu’nu iflas ettirip yönetimine kayyum atamak için yasal gelirleri kesiliyordu, öbür yandan Türk Hava Kurumu’nun 13 milyon dolara business jet satın alması teşvik ediliyor, yandaş medya tarafından alkışlanıyordu.
★
O günlerde açıklanmamıştı ama yangın söndürme uçağı alması gereken Türk Hava Kurumu aslında bir değil, iki adet Cessna Citation XLS model “business jet” satın almıştı, ikinci uçağa da 12 milyon dolar ödemişlerdi, TC-DAK kuyruk numarasıyla tescil edilmişti, üstelik, VIP uçaklara ödenen 25 milyon dolar kamu bankalarından kredi olarak alınmıştı.
Yani... Bir yandan yasal gelirleri kesilirken, öbür yandan kuruluş amacı dışında harcama yaptırılarak, devasa borca sokuluyordu. Ayranı yoktu içmeye ama tahtırevanla gidiyordu.
★
Birinci uçak duyulunca, apar topar kılıf uydurup “üniversite için aldık” demişlerdi, ikinci uçak duyulunca, bu defa üniversite diyemediler, “bu VIP uçakları iş dünyasına ve sanatçılara kiralayarak Türk Hava Kurumu’na gelir elde edeceğiz” dediler.
★
Gel gör ki... Bizim gibi vatan haini (!) bazı gazeteciler merak edip kurcalıyordu, 2013 geçti, 2014 geçti, 2015 geçti, “iş dünyasına ve sanatçılara kiralayacağız” denilen uçaklar hiç kiralanmadı, 2016 geçti, 2017 geçti, kimseye kiralanmadı kardeşim, tek kuruş gelir elde edilmedi.
Ama... Kimseye kiralanmadığı halde, tek kuruş gelir elde edilmediği halde, şakır şakır kullanılmıştı, şakır şakır kullanıldığını nereden biliyoruz, 2018 yılında Avusturya’ya bakıma gönderildi, oradan biliyoruz, birisinin uçuş süresi gereğince genel bakım yapılması gerekiyordu, öbürünün bazı arızaları vardı, tamir ve bakım yapılması gerekiyordu.
Yangın söndürme uçakları almamız gerekirken, envanterimizdeki yangın söndürme uçakları üç kuruşluk yedek parçaları temin edilmediği için hangarda çürümeye terk edilmişken, Türk Hava Kurumu’nun 25 milyon dolar krediyle satın aldığı Cessna Citation XLS model business jetleri, Viyana’ya tamire ve bakıma gönderildi.
★
Gel gör ki... Yasal gelirleri kesilen Türk Hava Kurumu’nun kasası tamtakır hale geldiği için, yaklaşık bir milyon euroluk tamir ve bakım parası ödenemedi, VIP uçaklar rehin kaldı!
Hem de öyle üç gün beş gün filan değil, 25 milyon dolar banka borcuyla satın alınan VIP uçaklar, bir milyon euroluk bakım borcu nedeniyle 1.5 yıl boyunca Viyana’da rehin kaldı!
E haliyle, bir yandan 1.5 yıl boyunca ödenmeyen bakım borcuna faiz bindi, öbür yandan Viyana’da hangarda işgal ettikleri her gün için ekstra park ücreti birikti, net olarak öğrenemedik ama, bir milyon euroluk faturanın, üç milyon euroyu aştığı tahmin ediliyordu.
★
Avusturyalı bakım şirketi baktı ki olacak gibi değil, “Türkiye Cumhuriyeti’ne saygımız gereği fazlasıyla anlayış gösterdik, artık yeter” dediler, rehin kalan uçakları mahkeme kararıyla satıp, faturayı o şekilde tahsil edeceklerini söylediler.
İşte tam o sırada, 2019 yılında... Artık iyice sıfırı tüketmiş olan Türk Hava Kurumu’na sayın hükümetimiz tarafından kayyum atandı. Kayyuma derhal musluk açıldı, Avusturya’ya borç faturası ödendi, 18 ay boyunca rehin kalan VIP uçaklar kurtarıldı, Ankara’ya getirildi, Türk Hava Kurumu’nun Etimesgut tesislerine park edildi.
★
Sayın hükümetimiz tarafından yasal gelirleri kesilen, amacı dışında harcamalarla göz göre göre borca sokulan, adeta taammüden iflas ettirilen Türk Hava Kurumu’na kayyum atanır atanmaz, yandaş medyada havai fişekler fırlatıldı.
“Türk Hava Kurumu’nun VIP jetleri yeniden hizmete girdi” manşetleri atıldı.
Hatta devletin haber ajansı Anadolu Ajansı bile ballandıra ballandıra duyurdu, “Türk Hava Kurumu’nun VIP jetleri dünya semalarında” başlığıyla müjdeli haber servis etti.
“Türk Hava Kurumu’nun VIP uçakları iş dünyasına ve sanatçılara kiralanacak, Türk Hava Kurumu’na gelir elde edilecek” denildi. Tee altı yıl önce ilk satın alındıklarında aynı palavrayı anlatıyorlardı, altı yıl sonra bunca kepazelikten sonra gene aynı teraneydi.
★
Gel zaman git zaman... Aradan üç yıl daha geçti, 2022 yılında, sessiz sedasız şekilde, bu VIP uçaklardan biri elden çıkarıldı, satıldı. Kime satıldı, kaç paraya satıldı, meçhuldü.
Ama... Kaç paraya satılmış olabileceğine dair fikir sahibiydik, çünkü, yıllardır bu VIP uçakları metheden yandaş medyaya adeta sihirli bir el değmişti, “artık işe yaramaz olduklarını” yazıyorlardı, “çürüğe çıktıklarını” yazıyorlardı, hatta “bugün satmaya kalksan ikisine birden anca üç milyon dolara alıcı bulabilirsin” diye yazanlar bile vardı.
★
25 milyon dolara alınmıştı, anca 3’e gider deniyordu!
★

Gel zaman git zaman... Aradan bir yıl daha geçti, 2023 yılında, aralık ayında, İstanbul’dan havalanan TC-LLL kuyruk tescil numaralı business jet, Diyarbakır’a inerken, yoğun sis vardı, pistten çıktı, iki mürettebat ve dokuz yolcu taşıyordu, ölümden döndüler, pist derhal hava trafiğine kapatıldı, Diyarbakır’a gelen uçaklar Batman’a Elazığ’a yönlendirildi, Diyarbakır’daki yüzlerce yolcu otobüslerle Mardin Havalimanı’na götürüldü, hem hayati tehlike yaratan, hem de ciddi maddi zarara yol açan kaza nedeniyle soruşturma başlatıldı, o gün itibarıyla kimsenin dikkatini çekmemişti ama, bu haberi aktaran bütün gazetelerde şu cümle vardı: “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, pistin kapanmasına ve yolcuların mağdur olmasına sebep olan özel jetin sahibi Diyarbakırlı iş adamı Aziz İhsan Aktaş ve jetin pilotu hakkında soruşturma başlattı.”
★
Evet, bu kaza vesilesiyle... Türk Hava Kurumu’nun “üniversite için aldık” denilen, “iş dünyasına ve sanatçılara kiralamak için aldık” denilen TC-LLL kuyruk tescilli VIP uçağının, kayyum yönetimi tarafından Aziz İhsan Aktaş’a satıldığı ortaya çıktı!
★
Kaça satıldı, bilmiyoruz.
İhaleyle mi satıldı, onu da bilmiyoruz.
★
Hatta, Aziz İhsan Aktaş’ın bu uçağı, sayın hükümetimizin meşhur müteahhitleri arasında yer alan Kalyon Holding’le ortak aldığı iddia edildi, Kalyon Holding bu iddiayı derhal yalanladı, Aziz İhsan Aktaş’la herhangi bir ilişkileri/ortaklıkları olmadığını açıkladılar.
Aziz İhsan Aktaş ise, sessiz kaldı, bu uçakla ilgili olarak hiç konuşmadı.
Kaza vesilesiyle tüm bunların açığa çıkmasına sebep olan uçağın, tamiri yapıldıktan sonra bir yabancı şirketi satıldığı öne sürüldü.
★
TC-LLL’in vaziyeti böyle.
TC-DAK’ın akıbeti ise belirsiz.
★
Özetle... Söndürme uçağı almak yerine Türk Hava Kurumu’nun parasıyla business jetler satın alan zihniyet yüzünden, envanterimizdeki yangın söndürme uçaklarını tamir ettirmek yerine çürümeye terk edip, on milyonlarca dolarlık business jetleri kayyum marifetiyle yandaşlara tahsis eden zihniyet yüzünden, ormanlarımız cayır cayır yanıyor, çaresizce seyrediyoruz.
Eşzamanlı olarak... Binsin rahat rahat dolaşsın diye Türk Hava Kurumu’nun VIP makam uçağı altına verilen ihale fırıldağı Aziz İhsan Aktaş’ı kibrit olarak kullanıyorlar, CHP’de orman yangını çıkıyor, onu da çaresizce seyrediyoruz.
★
Vaktinde sorulmayan soruların, hesabı sorulmayan cevapların neticesidir bu maalesef.


