TCMB rezervlerini vatandaş yükseltti Sözcü Gazetesi

Yatırımcıların altın sevdası, Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervini büyüttü. Bankacılık sistemindeki altın mevduatlarının rekor kırması, TCMB’nin rezervinde 15.4 milyar dolarlık artış sağladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun verisine göre büyük kısmı altından oluşan kıymetli maden hesaplarının büyüklüğü bu yıl yüzde 48.8 oranında artış göstererek haziran sonu itibarıyla 2 trilyon 113
milyar liraya ulaştı.

Altın uzmanı Hüseyin Deniz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda altın hesaplarının TCMB rezervine ‘ciddi’ katkısı olduğunu vurgulayarak “Bankalardaki altın hesaplarının neredeyse tamamı vadesiz veya 1 yıldan az vadeli hesaplarda. Bu da bankaya yatırılan 100 gram altının 28 gramının zorunlu karşılık olarak TCMB’ye gitmesi demek” bilgisini paylaştı.

DÖVİZ AZALDI, ALTIN ARTTI

Deniz, altın hesaplarının hem fiziki altın talebini yavaşlattığını hem de rezervlere katkı sunduğunu belirttikten sonra “Bankalarda yaklaşık 55 milyar dolarlık altın olduğuna göre bankaların TCMB’ye verdiği zorunlu karşılık altın miktarını da 15.4 milyar dolar olarak hesaplayabiliriz” yorumunu yaptı. Hüseyin Deniz, “Altın hesapların Merkez Bankası’nın rezervlerindeki payı yüzde 10 olarak ortaya çıkıyor” değerlendirmesini yaptı.

TCMB’nin 25 Temmuz haftasında 171.8 milyar dolara ulaşan brüt rezervi iktidarın ‘gurur’ kaynağı olurken ekonomistler, altın fiyatlarındaki artışın rezerve katkısına vurgu yapıyor. En güncel veriye göre TCMB’nin brüt rezervinin yüzde 49.6’sını altın oluşturuyor. 2024 sonuna kıyasla TCMB’nin döviz rezervi 5.5 milyar dolar gerilerken, rekorların etkisiyle
altın rezervi 20.9 milyar dolar arttı.

Merkez Bankası’nın verisine göre vatandaşların bankacılık sistemindeki kıymetli maden hesaplarının büyüklüğü 49.5 milyar dolara ulaşırken, şirketlerin ise 4.6 milyar dolarlık altın yatırımı bulunuyor. Böylece bankacılık sistemindeki toplam 54.2 milyar dolarlık altın birikimlerinin yüzde 91.4’ü gerçek kişilerin hesaplarında tutuluyor. Vatandaşın döviz mevduatının yüzde 41.8’i, şirketlerin dövizinin ise yüzde 6’sı altında değerlendiriliyor.