Terör biterken sevinemeyenler!

Adamın biri çok mutsuzmuş. Psikoloğa gitmiş. Psikolog hastasını dinlemiş. Onu hayattan bezdirecek bir problem kaynağı görememiş. Neden sonra aklına takip ettikleri gelmiş.

"Hangi gazeteyi okuyorsunuz?" diye sormuş. Adam 'Cumhuriyet' deyince psikolog "Derhal bırakıyorsun. Mutsuzluğun kaynağı o" cevabını vermiş...

Latife bir yana, fıkrada bir hakikat payı var...

Türkiye'de kendilerine 'muhalif' denen ama muhalefete muhalif olmayan medya, devamlı topluma karamsarlık pompalıyor.

Yıllar yılı fikren muhalefette kalmanın ezikliğinden ve öfkesinden dolayı çıldırıyorlar.

En güzel zamanlarda bile milletin heyecan ve mutluluğuna ortak olmuyor, mutlaka çamur atıyorlar.

-Deniz altından tünel açılıp iki kıta birbirine bağlanıyor "Hani balıkları göremiyoruz" diye itiraz ediyorlar.

-Dünyanın en büyük havalimanlarından biri açılıyor "Ama çok uzak. Kuşların rotasını ve rahatını bozuyorsunuz" diye mızmızlanıyorlar.

-Türkiye dev bir fabrika kurup gözlerinin önünde kendi otomobilini yapıyor "İtalya'dan getirdiler" diye yalan atıyorlar.

-Şehirler yenileniyor, güçleniyor "Betona gömdünüz" diyorlar.

-Kentsel dönüşüm için kampanya başlatılıyor "Yandaş müteahhit kazanacak" diyorlar.

-Dev şehir hastaneleri yapılıyor "Bütçenin kara deliği" diyorlar.

-Terörün kökü kazınıyor, ülke 50 yıllık melanetten kurtuluyor "Hükûmet karşılığında bir şey vermiştir" diyorlar.

-Gabar’dan petrol çıkarılıyor, Karadeniz'de tarihin en büyük gaz rezervi keşfediliyor "Yıllardır aynı gazı, aynı petrolü buluyoruz" diye karalıyorlar.

-Kendi uçak gemimizi yapıyoruz, elin Batılısı 'Türkiye sınıf atladı' diye övüyor, Yunan endişeleniyor bunlar "İki bombayla batırırlar" diyorlar.

-Kendi savaş uçağımızı yapıyoruz 'Neresi millî ki' diyorlar.

-Adam geliştirdiği insansız hava araçlarıyla dünya savaş tarihini değiştiriyor "Damat değil mi?" diye burun kıvırıyorlar.

-Mavi Vatan doktrini yazılıyor Ege'de Yunan'a gözdağı veriliyor "Masal" diyorlar.

-Uzaya bir Türk çıkıyor "Halkın parasıyla uzaya gitti AKtronot oldu" diye dalga geçmeye çalışıyorlar.

-Libya'da, Somali'de askerî üsler kuruyor, Afrika Boynuzu'na yerleşiyoruz "Ne işimiz var orada" diyorlar.

-Suriye'de devrim yapılıyor, PKK emellerine darbe vuruluyor, sığınmacıların dönüşünün önü açılıyor "Suriye, HTŞ'ye teslim edildi" diyorlar.

-Rusya, İran sahadan güneyimizden çıkarılıyor "İsrail'e alan açıyorlar" diyorlar.

-Coğrafyamızda barış masaları Türkiyesiz kurulmuyor, kavgası olan Erdoğan'a geliyor, onlar "Savaş baronu" gibi göstermeye çalışıyorlar...

Başkasının gözünde çöp arıyor, kendi gözündeki merteği görmüyorlar.

Ana muhalefet partisini saran yolsuzlukları, rüşveti, cinsel tacizleri, üstüne branda çekilen çöpleri, bantla kapatılan kameraları, para kulelerini, karton bardaklarla yapılan vurgunları, pavyonda delege pazarlıklarını hiç yazmıyorlar!..
 

Karanlık oyunu

CHP Beyazıt Meydanı'nda gece mitingi yaptı. Ama organizasyonu düzenleyenler aydınlatmanın yetersiz geleceğini hesap edemedikleri için gelenler karanlıkta kaldı. "Elektrikler kesildi, karartma var" dediler, BEDAŞ "Yok öyle bir şey" açıklamasını yaptı. "Fatih Belediyesi engelledi" dediler, sorumluluğun İBB'de olduğu ortaya çıktı. Cumhuriyet gazetesi "Karartma ve sansür siyaseti" diye manşet attı. Haberde bile bile "aydınlatma kısıtlandı" diye yalan yazıldı. Hem kitlelerini karanlıkta bıraktılar hem başkasını suçladılar...
 

Tanımaktan çok öte

Özgür Özel tayfasının, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'sır küpüm' dediği 37 yıllık asistanı Şükran Kütükçü'yü "satın aldığı" iddia edilmişti. Kütükçü'nün Kılıçdaroğlu hakkında kritik bilgiler vermesi karşılığında paraya boğulup yurt dışına tatile gönderildiği tanık ifadelerine yansımıştı. Operasyonunu da Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu'nun yaptığı belirtilmişti. Hakkındaki davalardan dolayı İngiltere'den yurda gelemeyen Mahiroğlu, mahkemeye avukatı aracılığıyla bir beyanda bulunmuş. Kütükçü ile münasebetleri için "Ben CHP'li seçmenim. CHP'liler birbirini tanır" demiş. Mahiroğlu'nun avukatı kim? Sebla Öztürk Başarır. Peki Sebla Hanım kim? CHP Grup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır'ın eşi. Tiyatro bu kadar!

Türkiye gazetesi