TikTok fenomeni cinayetinin perde arkasını Ruşen Takva anlattı: Aşiret Siyaset Mafya
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Pazartesi günü saat 22.00 sıralarında Van'ın İpekyolu ilçesinde TikTok fenomeni Onur Karayel, çocuklarıylaevine giderken sitenin otoparkında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Selimbey Mahallesi'ndeki saldırıda 36 yaşındaki Karayel hayatını kaybederken, yanındaki 3 kızı yaralandı.
Karayel dün toprağa verilirken, taziye çadırı kurulmaması dikkat çekti.
RUŞEN TAKVA PERDE ARKASINI ANLATTICinayete ilişkin detayları Halk TV yayınına konuk olan gazeteci Ruşen Takva anlattı. Uzun süredir bölgeden neredeyse her gün cinayet haberi geldiğinin altını çizen Takva, mafya, siyaset, aşiret bağlantısından bahetti.
Olayın basit bir alacak verecek meselesi olmadığını vurgulayan Takva, "Sokağın anlatısı bambaşka bir tehlikeyle, yeni bir tehlikeyle, aslında yeni değil ama artık gündemi meşgul edecek boyuta ulaşmış bir tehlikeyle, toplumsal bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor." dedi.

Bölge halkının anlatısına göre, olayda aşiret-mafya-siyaset bağlatısı olduğundan bahseden Takva, Seda Selek'in sunduğu Haber Masası programında şu detayları paylaştı:
"İktidarın politikalarıyla birlikte özellikle bölge valileri, Van Valisi, Hakkari, Diyarbakır, Mardin gibi kentlerdeki valiler bölgede bulunan aşiretleri resmi statüde ziyaret etmeye başlamışlardı. O aradan geçen o üç yıllık süreç içerisinde ziyaretlerin sonunda aşiretler resmi bir statüye kavuşarak özellikle Van merkezli olmak üzere aşiretler federasyonları kurmaya kadar giden bir sürece evrildi bu süreç. Dolayısıyla şimdi Van'da birçok aşiretin dernek adı altında örgütlendiğini, toplaştığını ve bir şekilde resmi statüye, özellikle altını çiziyorum, çözüm sürecinin ardından valiliklerin ziyaretleriyle, valiliklerin meşrulaştırmasıyla birlikte yeniden tam biz bu iş bitti, aşiretçilik artık yeni 21. yüzyıl fikrine uygun değil, miadını doldurmuş diye düşünürken tabiri caizse aniden hortlamış durumda."

Van'da daha önce meydana gelen silahlı saldırılardan da bahseden Ruşen Takva, bu son olayın da diğerlerinden bağımsız olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
"18 Nisan'da bir silahlı çatışma çıkmış, bir ölü, bir yaralı. 20 Mayıs'ta bir silahlı çatışma çıkmış, dört yaralı. 12 Mayıs'ta bir çatışma çıkmış, bir ölü, bir yaralı. 8 Nisan'da yine öyle. 22 Mayıs'ta beş yaralı. Yani sadece iki ay içerisinde 4-5 kişi hayatını kaybetmişken, onlarca kişi bu resmi anlatıya göre yine tırnak içinde söylemek gerekirse alacak verecek meselesinden çatışmışlar."
Aşiretlerin federasyon adı altında federasyonlaştıklarını ve mafyanın da bu şekilde örgütlendiğini vurgulayan Takva, "Bu meselenin resmi anlatıda anlatıldığı gibi bir alacak verecek meselesinden çok, daha çok mafyanın aşiretleştiği, aşiretin siyasete dahil olduğu ve bütün bu üçlünün bir tahsilat grubu oluşturduğuna dair ciddi bilgiler, iddialar var." dedi.
İktidarın, 'Terörsüz Türkiye' adını verdiği süreçle 60 bin korcunun dağda görevi kalmadığı için bekçi statüsüyle yeniden silahlı bir güç elde etme planı olduğundan bahseden Takva, bunun getireceği tehlikeden bahsetti.
Bölgede çetelerin cirit attığı bir anarşi düzeni oldundan ve halkın bu konuda konuşmaya çekindiğini vurgulayan Takva tehlikeden şu ifadelerle bahsetti:
"Özellikle bu son başlatılan çözüm süreci, terörsüz Türkiye süreci veya barış ve demokratik toplum süreci ile birlikte 60.000 korucunun artık dağda bir görevi olmadığı için şehirlerde bekçi statüsüyle işe alınma veya bekçi statüsüyle yeniden bir silahlı güce dönüştürülme fikri tartışılmaya başlandı. En azından iktidarın böyle bir planı var."
"Bu şu demek: Eğer bekçi statüsüyle bir de devletin yasal koruması altına girerse bu aşiretler, zaten kavgalı olan karşı aşiretler birbirlerine bu kez yol kesmeyle, sokakta kimlik sormayla ilgili devletin gücünü de kullanarak bir baskı oluşturabilir. Böyle de bir tehlikeyle karşı karşıyayız."
Bu meselenin sadece ülkenin doğusunda da olmadığından bahseden Takva, son olarak şunlara dikkat çekti:
"Bir an evvel ama bir an evvel güvenlik güçlerinin etkin soruşturmalarla birlikte yapının tamamını, bütün bu yapının, sadece bu olayla ilgili değil, süregelen, uzun zamandır süregelen bu yapının tamamını etkin soruşturmayla ortaya çıkarması, özellikle siyasilerin toplumsal bir bilinçlendirme çalışmasına girmesi ve özellikle de iktidarın aşiret gibi, kabilecilik gibi bu miadı artık günümüz çağında bitmiş olan fikri desteklemeye son vermesi gerekiyor. Aksi takdirde dediğim gibi bu düzen artık hukuki düzen değil, anarşi düzenine gitmek üzere diyeyim."


