Topraklara göz diktiler, tohum savaşında hedef Antalya
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türkiye'nin tarımsal güvenliği son aylarda Antalya Havalimanı'ndan ülkeye sokulmak istenen riskli tohumlarla gündemde. Son hadise geçtiğimiz gün yaşanırken, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü'ne bağlı denetim ekipleri Antalya Havalimanı'nda; İspanya’dan gelen 24.2 kilogram mısır tohumunda GDO tespit ettiler. Türkiye'de kullanımı yasaklı olan tohumlar, İspanya'ya iade edilirken, son üç ayda yaşananlar ise gözleri Antalya'daki tarım arazilerine çevirdi. Uzmanlara göre Antalya, gıda savaşlarındaki hedef bölgeler arasında. Bunun en büyük nedeni ise "sebze-meyve ihracat hacminin 1.3 milyar doları aşması. Türkiye’deki toplam yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 31’i Antalya'dan yurt dışına gönderilirken, yıllık ortalama 5,2 milyon ton sebze ve meyve üretim miktarının yaklaşık 3,6 milyon tonluk kısmı da seralarda gerçekleştiriliyor.

Gıda ve tohum savaşlarının odağındaki Antalya'ya hastalıklı domates tohumları sokulmak istenirken; uzmanlar ise Hindistan ve Uzakdoğu menşeili domates tohumlarının Aksu, Serik ve Kumluca'daki ekim alanlarında büyük tahribat yaşatacağına dikkat çekiyor. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Nevzat Atık virüslü veya GDO'lu tohumlar üzerinden gıda strateji ve güvenliğinin önemine değinirken, "Türkiye'ye hastalıklı tohumları sokup, tarımsal üretime darbe vurmak isteyen güçler olduğunu biliyoruz. Antalya'dan sokulmak istenen hastalıklı ürünler tespit edilmeyip, ekilmiş olsa, tarlalarda ciddi tahribat olurdu" diyor.
İstanbul Topkapı Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğreti üyesi Prof Dr Aziz Ekşi de virüslü tohumların ekilmesi durumunda ülkedeki üretimin olumsuz etkileneceğini dile getirirken, "Topraklarımızı virütik bulaşmadan korumamız, stratejik önceliklerden olmalı" uyarısında bulunuyor.
YABANCILARIN HEDEFİNDEGıda Bülteni Yayın Koordinatörü Araştırmacı Yazar Gürkan Akgüneş ise "Yerli tohum üretiminin yüzde 25 artmasına karşın, tohum ihracatının 200 milyon doları aştığına dikkat çekerek, şu bilgileri aktarıyor: "Antalya’daki lisanslı tohumculuk firmalarının sayısı 97'yi bulurken, bunların 23'ü doğrudan ihracat yapıyor. Bu yoğun trafik nedeniyle Antalya Havalimanı, hem tarımsal ihracat hem de ithalat için doğal bir geçiş noktası olarak kabul ediliyor. Ancak tarımsal üretimdeki devasa hacim bir yanda da yabancı tohum firmalarının iştahını kabartıyor."
"Ülkeye sokulmaya çalışılan hastalıklı ve GDO’lu tohumlar, yalnızca ticari değil, jeoekonomik riskler de taşıyor. Öyle ki, 2024 yılında Türkiye’ye ithal edilmek istenen yasaklı ve riskli tohum miktarı 2,1 ton olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk 6 ayında ise sadece Antalya Havalimanı'nda yapılan 17 ayrı denetimde 5 farklı ülke kaynaklı riskli sevkiyat durduruldu. Biyogüvenlik Kanunu’nun 15. maddesine göre GDO ve ürünlerinin izinsiz ithali, ticareti ve üretimi cezalandırılıyor. GDO’lu ürünlerin, bebek mamaları, devam sütleri ve küçük çocuk besinlerinde kullanılması kesinlikle yasak. Unutulmasın ki, GDO’lu veya hastalıklı tohumların yalnızca tarlaya değil, sofraya kadar uzanır. Bu sadece çiftçinin değil, 85 milyonun meselesi."

Türkiye’de genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünleriyle ilgili düzenlemeler, 26 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe giren Biyogüvenlik Kanunu ve aynı tarihte kabul edilen “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik” ile belirlendi. Türkiye'de gıda amaçlı ürünlerin yanı sıra bebek mamaları, ek gıdalar ve insan tüketimine yönelik ürünlerde de GDO’lu ürün kullanımına izin verilmiyor. İzinli kabul edilen ürünler ise yalnızca yem ve endüstriyel kullanım amaçlı sınırlı alanlara yönelik.
Kaynak: Web Özel


