TSK olmadan sönmez! Ana unsur Mehmetçik olmalı
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Türkiye orman yangınlarıyla mücadele ederken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) afet yönetim sistemindeki “destekleyici kurum” rolü tartışma konusu oldu. Türkiye Afet Müdahale Planı’na (TAMP) göre TSK, doğrudan müdahale eden birincil kurumlar arasında yer almazken; bu durum, kamuoyunda eleştirilere yol açtı. Uzmanlar, yasal statüsü gereği destekleyici konumda bulunan TSK’nın, sahip olduğu kapasite ve disiplinle afet müdahalesinde en stratejik kurumlardan biri olduğunu vurguluyor. TSK'nın nakliye helikopter sayısı bakımından, ABD’den sonra dünyanın en büyüğü konumunda olduğunun da altı çiziliyor.

Yangınların ardından bir kez daha gündeme gelen Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP), 2014 yılında yürürlüğe girdi. Planın temel amacı, olası afet ve acil durumlarda kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün rollerini önceden belirleyerek müdahale zincirini kesintisiz hale getirmek. 2022 yılında revize edilen planda bazı güncellemeler yapılsa da, TSK ise yalnızca AFAD veya valiliklerin talebiyle harekete geçen bir aktör konumunda bulunuyor.
ABD ÖRNEĞİÖte yandan TSK’nın afet bölgelerinde doğrudan devreye girmemesi, kamuoyunda “Bu kadar imkana rağmen neden müdahaleye geç katılıyor?” sorularını beraberinde getirirken, yurtdışındaki uygulamalara dikkat çekiliyor. ABD, afet anında FEMA koordinasyonunda Ulusal Muhafızları dakikalar içinde devreye sokarken; Japonya, Öz Savunma Kuvvetlerini ilk müdahale birimi olarak kullanıyor. Almanya’da ise afet anında sivil-asker koordinasyonu, olağan bir refleks olarak işliyor. Afetlerin artan şiddeti ve sıklığı, mevcut yapının gözden geçirilmesini zorunlu kıldığını belirten uzmanlar; TAMP’ın yeniden ele alınarak TSK’nın sadece “destekleyici” değil, öncelikli ve asli bir müdahale kurumu olarak tanımlanması gerektiğini savunuyor.
"GÖNÜLLÜ BİRLİKLER"Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda “MSB/TSK’ya ‘Ana Çözüm Ortağı' görevi verilmeli” derken, "Türkiye’nin sık sık karşı karşıya kaldığı orman yangınları, sel felaketleri ve kuraklık gibi afetlerde yaşanan gecikmeler ve yetersiz müdahaleler, yeni bir modeli zorunlu kılıyor. Bu bağlamda, TSK bünyesinde gençlerden, kadın-erkek demeden gönüllülük esasına dayalı, yaz aylarında eğitim alan sivil müdahale birliklerinin kurulması gerekir" diyor.
Yavuz, sistemin sadece yangına müdahale etmeyi değil, aynı zamanda toplumsal seferberlik kültürünü de yeniden inşa edeceği vurgularken, "ABD 1929 Ekonomik Buhranı sırasında ordusunu tarımsal üretime yönlendirdi. Türkiye’de milyonlarca insan, afet anlarında atıl durumda bekliyor. Bu potansiyelin eğitimli, organize ve görev tanımlı birlikler haline getirilmesi hem düşük maliyetli hem de yüksek etkili bir çözüm olur" ifadelerini kullandı.
"EMİR BEKLENMEZDİ"Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç da TSK'nın doğal afetlerde hiç vakit kaybetmeden devreye alınması gerektiğinin söylerken, şu uyarıları sıraladı. "2010 yılına kadar, TSK birlikleri sivil otoritenin emrinde kalarak, üstlerinden ayrıca emir beklemeksizin doğal afetlere müdahaleyle yükümlüydü. TSK'nın Doğal Afet Yardım Planı (DAFYAR) mevcuttu. Bu plana göre olası bir doğal afette; tüm birliklerin nereye, nasıl, hangi malzemelerle müdahale edeceği, seyyar sahra hastanelerinin nereye kurulacağına kadar tüm ayrıntılar önceden belirlenmişti."
DEVREYE GİRMELİ"Bu planlar doğrultusunda her yıl eğitim ve tatbikatlar gerçekleştirilirdi. Ancak EMASYA Protokolü, 2010 yılında sözde Balyoz Planı’na zemin hazırladığı iddiasıyla yürürlükten kaldırılmış, DAFYAR Planları da uygulamadan çıkmıştır. Halihazırda yürürlükte olan Türkiye Afet Müdahale Planı, 2022 yılında yürürlüğe girdi. Bu planda; Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı yalnızca destek çözüm ortağı olarak yer alıyor. Türkiye’nin en büyük ve en organize kurumu olan TSK, Orman Bakanlığı’nın yetersiz kaldığı bu tür büyük doğal felaketlerde, gece uçuş kabiliyetine sahip helikopter ve uçaklarının tamamını da kullanarak derhal devreye girmeli. Orman yangınları artık bir güvenlik sorunu haline gelmiştir."

Afet Uzmanı Özkan Leblebici'ye göre de yangınlara müdahalede yaşanan aksaklıkların sadece teknik değil, aynı zamanda kurumsal düzeyde ciddi sorunlara işaret ediyor. “TSK’nın afetlerdeki rolü yeniden tanımlanmalı” diyen Leblebici, şu uyarıları gündeme taşıyor: “TSK, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda sadece destekleyici değil, doğrudan 'ana çözüm ortağı' olarak tanımlanması gerekir. Afetle mücadele topyekun bir seferberliktir. "
Kaynak: Web Özel


