Türk bayraklı esnaf tabelalarıyla birlikte Berlin de 3 gün!
Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Geçen hafta Almanya'nın Köln şehrini sizlere anlatmıştım. Bugün ise başkent Berlin için gezi tavsiyelerimi sizlerle paylaşıyorum.
Berlin’de ilk adımınızı attığınız anda, havalimanının soğuk ve düzenli koridorları sizi karşılıyor. Belki yorgun bir yolculuğun ardından, belki heyecan dolu bir keşfin başlangıcında… Ama ne olursa olsun, havalimanından ilk girişinizde hissettiklerinizle, o şehirden ayrılırken kalbinizde bıraktıkları aynı olmuyor. Çünkü Berlin, insana kendini her sokağında biraz daha tanıtan bir şehir.

Berlin; tarihi kalıntıları, farklı dönemlerden izler taşıyan mozaik yapısı, çok renkli göçmen nüfusu ve o meşhur Alman rahatlığı ile disiplinini yan yana hissettiren bir yer. Berlin’i gezerken bir sokağında II. Dünya Savaşı’ndan kalma bir duvar parçasına, diğer köşesinde modern mimarinin parlak camlarına rastlıyorsunuz. O disiplinli Alman kimliği var ama aslında sokakta gördüğünüz her dükkan, her yüz size başka bir hikaye anlatıyor. Çünkü Almanya’nın makro ekonomik yapısını, vitrinlerdeki o düzenli raflardan çok göçmenlerin emeği belirliyor.
Berlin’de esnafından şoförüne, güvenliğinden alışveriş merkezlerindeki çalışanlarına kadar hayatı göçmenler omuzluyor. Ve elbette Türkler… Kendi hikayelerini, hayallerini, sofralarını bu şehre taşımış binlerce insan… Özellikle Kreuzberg’de bu hissi daha da derinden yaşıyorsunuz. Kreuzberg; adeta İstanbul’un bir semti gibi. Türk nüfus çoğunlukta, sokaklarda Türkçe duyuyorsunuz, Türk bayraklı esnaf tabelaları gözünüze çarpıyor, hatta bir köftecide durup, sanki memleketteymişsiniz gibi bir porsiyon köfte sipariş edebiliyorsunuz.

Berlin’de 300 numaralı otobüs hattına atlayıp bu canlı mozaik yapının tam ortasına, Kreuzberg’e ulaşabilirsiniz. Sadece bir semt değil, bir kültür geçidi sizi bekliyor. Parklarında gençlerin gitar çaldığı, köşebaşı kafelerinde sanat tartışmalarının yapıldığı, duvarlarında güçlü bir sokak sanatının yankılandığı bir yer burası. 3 günde gezip bitiremeyeceğiniz kadar dolu ama 3 günde kalbinize işleyecek kadar gerçek bir şehir.
BERLİN PAHALI MI?Berlin'de yeme içme normal düzeyde. İçi dolu dolu Türklerin yaptığı Alman döneri 7 Euro, fazlasıyla doyurucu. Özellikle su fiyatı yerine göre değişiyor, yol kenarlarındaki büfelerden değil de marketlerden almanızı tavsiye ederim. Yoksa bir 500 ml suya 3 Euro ödeyebilirsiniz. Marketlerde 80 cent ile 1,5 Euro arasında değişiyor. Aynı şey atıştırmalıklar için de geçerli. Hediye çikolata alacaksanız Aldı gibi büyük marketleri tercih edin. Konaklama ise Berlin'e göre çok pahalı. Gezerken Google Maps yardımı aldım. Gariptir ki; bu şehirde biraz yanılttı.
Berlin, gez gez bitmeyen bir şehir ama 3 gün için mutlaka görmeniz gerekenler:
Brandenburg Kapısı: Şehrin simgesi, Berlin’in kalbi.

Berlin Duvarı Kalıntıları & East Side Gallery: Tarihi duvarın sanata dönüştüğü açık hava galerisi.

Reichstag Binası (Parlamento): Cam kubbesinden şehri izleyebilirsiniz, önceden rezervasyon önemli.

Müzeler Adası ve Dom Katedrali Tarihi eser ve sanat sevenler için cennet. Pergamon Müzesi başta olmak üzere birbirinden önemli müzeler var.

Checkpoint Charlie: Soğuk Savaş yıllarının sembol noktası.

Tiergarten Parkı: Şehrin yeşil kalbi, yürüyüş ve dinlenme için ideal.

Alexanderplatz ve TV Kulesi: Berlin’in modern yüzü ve manzara için yüksek bir bakış noktası. Ayrıca büyük bir meydan ve alışveriş caddesi.


BERLİN’DE YEME İÇME
Berlin tam anlamıyla bir lezzet mozaiği. Kreuzberg’de döner ve köfteciler; Türk mutfağının hasretini gidermek isteyenler için birebir.

Currywurst (köri soslu sosis) denemeden dönmeyin; şehrin simge sokak lezzetlerinden.
Prenzlauer Berg’de ve Alexandra Platz'da butik kahveciler, vegan ve vejetaryen seçenekler ile dolu.

Sokak pazarları ve küçük ekmek fırınlarından sıcak Bretzel (çörek) almayı da unutmayın.
Fiyatlar genel olarak Avrupa ortalamasında ama döner ve fast food türü yiyecekler uygun fiyatlı.
ULAŞIM
Biletinizi alıp kenarlarda bulunan cihazlara damgalatmanız gerekiyor. Turnike sistemi yok.

Metro (U-Bahn) ve banliyö trenleri (S-Bahn) şehrin her köşesine ulaşıyor.

300 numaralı otobüs hattı turistik noktaları görmek için ekonomik bir seçenek. Brandenburg Kapısı, Tiergarten, Alexanderplatz gibi yerlere uğruyor.
Günlük biletler ya da Welcome Card almak bütçe açısından avantaj sağlıyor. Böylece otobüs, metro, tramvay sınırsız kullanılabiliyor. Bilet alırken Köln'de olduğu gibi Berlinde de Türkçe seçeneklerini bulabiliyorsunuz

Berlin Havalimanı’ndan (BER) şehir merkezine S9 ya da FEX trenleriyle yarım saatte rahatça ulaşabiliyorsunuz.


