Türk kardeşlerimizle yine omuz omuzayız... 180 yıl sonra Osmanlı vefası
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Bir zamanlar herkesin mutlu olduğu evde artık tek hakim olan şey ölüm kokusu... Birkaç ay öncesine kadar koşup oynadıkları bahçelerine adım atacak mecalleri kalmadığı için çıkamayan iki kardeş, ölmek için sıralarını bekliyor. Babaları çoktan öldü. Cesedinin nerede olduğunu bilmiyorlar bile. Belki bir yol kenarında belki de bir tarla içinde farelere yem oldu. Anneleri hayatta. Ama o da şimdilik... Üçü de iskelet gibiler, günlerdir tek bir lokma yemediler, kızıl saçları eski halinden çok farklı, yanakları eridi, renkli gözlerinin yerinde artık iki çökük göz çukuru var... Yaşam mücadeleleri sadece açlığa karşı değil, iki kardeş aynı zamanda muhtemelen ya tifüs ya da kolera. Yani açlıktan ölmezlerse yakalandıkları salgın hastalıktan son nefeslerini verecekler. Ellerinde ve çevrelerinde ne ilaç var, ne doktor, ne de bir umut...

BÜYÜLENDİLER, BIRAKALIM ÖLSÜNLER
Yukarıda tasvir ettiğimiz vahşet bir kitaptan ya da filmden alıntı değil. Avrupa'da yaşanmış kıtlığa dair gerçekler. Evet, doğru okudunuz Avrupa'da yaşandı bunlar. Üstelik açlığın nedeninin arkasında kasıt da vardı. Yani bugün tıpkı Gazze Şeridi'nde yaşananlar gibi... 1845 yılında İrlanda'da büyük bir kıtlık baş göstermişti. Tarihe "Büyük Kıtlık" veya "Patates Kıtlığı" olarak geçti. 7 yıl sürdü. Ancak 1852'de kontrol altına alınabildi. Bilançosu çok ama çok ağır oldu. İrlanda nüfusu neredeyse yarıya düştü. En az 1 milyon kişi öldü, 2 milyondan fazla kişi de ülke dışına göç etmek zorunda kaldı. O tarihte İrlanda, İngiliz İmparatorluğu'na bağlıydı. Dönemin en güçlü imparatorluğuna yani. Ama Londra yönetimi bırakın İrlandalılara yardım etmeyi "Büyülenmişler, bırakalım ölsünler" şeklinde raporlar hazırlandı ve gerçekten de ölüme terk edildiler.

ABLUKA FELAKETİ KATLADI
İrlanda'daki kıtlığın arkasında patateslere bulaşan bir salgın vardı. O dönem İrlanda nüfusunun neredeyse tamamına yakınının geçim kaynağı patatesti. Bir aile günde ortalama 6 kilo patates tüketiyordu. İrlanda Lumper'ı yani beyaz patates halkın her şeyiydi. Patateslere phytophthora infestans mantarı bulaşmıştı. Bu nedenle siyaha dönen patatesler anında çürüyor ve toprak altından diğerlerine de bulaşıyordu. Dolayısıyla patates hasatları zehre dönüşmüştü. Adadaki İngiliz ablukası nedeniyle de kıtlık başladı ve kısa sürede kontrolden çıktı. İrlanda bir yandan tek tip tarım ekonomisinin diğer taraftan da İngiliz sömürgeciliğinin kurbanı olmuştu. İşte İrlanda tarihine kara günler olarak geçen bu felaket anlarında Osmanlı İmparatorluğu yardıma koşmuştu.

İSRAİL'İ ORTADOĞU'YA HANÇER GİBİ SAPLAYAN SİYASETÇİ
Gazze'deki soykırımı ve Filistin'in işgaline zemin hazırlayan 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu, bugün hâlâ İsrail zulmünün en önemli simgelerinden kabul ediliyor. İngiltere'nin 1917'de Filistin topraklarında bir İsrail devleti kurulmasına destek verdiği Balfour Deklarasyonu'nun arkasındaki isim olan Arthur James Balfour, İrlandalılar açısından da önemli bir figür. İrlandalılar, İngiliz siyasetçiyi "Kanlı Balfour" olarak anıyor. Arthur James Balfour, 1887-1891 yılları arasında İrlanda İşleri Bakanı olduğu dönemde İngiliz emperyalizmi dayattığı için bu şekilde anılıyor.

PADİŞAH ABDÜLMECİD GEMİLERİ GÖNDERDİ
İrlanda'daki kıtlığa yardım elini uzatanların başında Osmanlı İmparatorluğu gelmişti. Dönemin Osmanlı Padişahı Abdülmecid, 1847 yılında yardımda bulunmaya karar verdi. Padişahın İrlanda halkı için 5 bin sterlin yardımda bulunmak istediği İngiliz hükümetine bildirildi. Ancak Osmanlı'nın bu talebi kabul görmedi. Gerekçe Kraliçe Victoria'nın dahi kendi vatandaşlarına ancak 2 bin sterlin yardımda bulunmasıydı. Yani İngilizler Osmanlı'ya "Siz Kraliçe'den daha fazla yardımda bulunamazsınız" demişti. Bunun üzerine yardım bin sterline düşürüldü. Ancak Padişah Abdülmecid, 4 bin sterlinlik buğdayı da gemilerle İrlanda'ya gönderdi. 3 gemi dolusu gıda İrlandalılara can simidi oldu. Ayrıca İngiltere'nin izin vermeyeceği bilindiğinden gemiler, Dublin yerine gizlice daha kuzeydeki Drogheda limanına götürülmüştü.

İRLANDA'NIN GELECEĞİ DEĞİŞMİŞTİ SIRA FİLİSTİN'DE
Büyük Kıtlığın İrlanda'ya etkileri çok fazla oldu. İngiliz İmparatorluğu kıtlıkta İrlanda nüfusunu değiştirmeyi planladı. Ölenler ve ülkeyi terk edenlerin yerine kendilerini destekleyecek nüfusu getirmek istediler. Ancak İrlandalılar sadece kıtlığa karşı değil, Londra'nın baskılarına karşı da büyük bir dayanışma gösterdi. Milliyetçilik daha da arttı. Sonrasında ise bağımsızlık geldi. Landlord yani toprak sahiplerine dayalı sömürge sistemi değişti. Bugün Gazze Şeridi, İsrail'in soykırımı altında ama dünyanın dört bir yanında Filistin devletinin kurulması için büyük bir ivme var.
OSMANLI GEMİLERİNİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMADILAR
İrlanda halkı Osmanlı'nın gönderdiği yardımları hiçbir za- zaman unutmadı. Halk, Padişah'a man teşekkür mektubu gönderdi. İr- İrlandalılar her fırsatta Osmanlı'nın landalılar yardım elini dile getiriyor. Osman- Osmanlı gemilerinin yanaştığı Drogheda lı kentinin takımının formasında hâlâ Ay Yıldız bulunmakta.

ŞİMDİ YARDIM SIRASI BİZDE
İrlanda halkı, Müslüman Türkler tarafından Hristiyan bir topluma yani kendilerine yapılan cömert yardımı hiçbir zaman unutmadı. Şimdilerde İsrail'in Gazze ablukasını kırmak için büyük bir filo denizde seyir halinde. 44 ülkeden aktivistleri taşıyan 52 teknelik Küresel Sumud Filosu, Gazze Şeridi'ne birkaç gün uzaklıkta. Bu haberi hazırladığımızda Cuma günüydü ve henüz İsrail'in özgürlük filosuna yönelik bir saldırısı olmamıştı. Ancak İsrail daha önce yaptığı gibi Sumud Filosu'na da müdahale edeceğini söylüyor. Gemilerde çok sayıda İrlandalı aktivist bulunuyor. İrlandalı insan hakları savunucuları filodaki Türk aktivistlerle sık sık videolar çekerek sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar. "Osmanlı'nın Büyük Kıtlık'ta yanımızda durduğu gibi şimdi biz de Türk kardeşlerimizle yeniden omuz omuzayız ve bu kez Filistin'in özgürlüğü için mücadele ediyoruz" diyorlar. TRHaber isimli sosyal medya hesabına konuşan ve filodaki yolculardan olan İrlandalı komedyen Tad Hickey, "1847' İrlanda'daki kıtlık aslında insan eliyle yapılmış bir açlıktı. İngilizler halkı ölüme terk etmişti, bugün Gazze'de olana benziyordu. Osmanlı bize yardım etmişti, şimdi sıra bizde" dedi.
FİLİSTİN VE İRLANDA'NIN TEZLERİ AYNI
"İşgal, kolonizasyon, sömürü, etnik temizlik, özgürlük, kendi dinini yaşamak", dünya bizi yalnız bıraktı..." Bu söylemleri bugün Filistin halkı için kullanıyoruz. İrlandalılar da Büyük Kıtlık öncesi ve sonrasında İngiliz İmparatorluğu'na karşı aynı terimlere sığınarak haklarını aramışlardı. İşte bu yüzden İrlanda halkı, Filistinlilerin haklı mücadelesini sadece insani bir dayanışma olarak değil, aynı zamanda bir özgürlük mücadelesi olarak görüyorlar.


