Türkiye de 6.5 milyon sahipsiz köpek var!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, 16 Ağustos Uluslararası Evsiz Hayvanlar Günü dolayısıyla sahipsiz hayvan sorununu ele aldı. Sokaklardaki milyonlarca canın her gün yüzleştiği tehlikelere dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, "Sokak hayvanları sağlık sorunları ve açlıkla mücadele ederken, aynı zamanda trafik kazaları, kötü muamele ve bazı insanlar tarafından zarar görebilme riskiyle de karşı karşıya kalır. Dünya Sağlık Örgütüne göre evsiz hayvanlar, insan nüfusunun yüzde 10’una karşılık gelmektedir. Türkiye’de ise, 6,5 milyon civarı sahipsiz köpek varlığı tahmin edilmektedir. Sahipsiz sokak hayvanı popülasyonunu kontrol altında tutmak için kısırlaştırma şarttır" dedi.
DOĞRUDAN DENETİM ŞARTEvcil hayvanın, insan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş hayvanları, sahipsiz hayvanın ise barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan hayvanları tanımladığını kaydeden Çevreli, “Esasen, köpek veya kedi gibi evcilleştirilmiş bir türün üyesi olmayan herhangi bir hayvan, egzotik evcil hayvan tanımına girer. Bu sınıfa girenler, kaplanlar, aslanlar ve jaguarlar, örümcek maymunları, şempanzeler ve çeşitli kaplumbağa türleri, papağanlar ve yılanlar da dahil olmak üzere doğal yaşamından koparılarak hayatta kalma mücadelesi vermektedir” diye konuştu.

Türkiye’deki sokak hayvanları popülasyonu sorununun, ülkede uzun süredir devam ettiğini ve ciddi bir sorun olarak kabul edilmediğini dile getiren Çevreli, “Bu sorunun temel nedenleri arasında kontrolsüz üreme, terk edilme ve sahipsiz hayvanlara yeterli bakım ve koruma sağlanmaması yer almaktadır. Kontrolsüz üreme, sahipsiz hayvan sayısının hızla artmasına neden olur. Ayrıca insanlar tarafından terk edilen evcil hayvanların sokaklarda yaşama mücadelesi, sokak hayvanlarının sayısının artmasında etkili olur” ifadelerini kullandı.
Geleneksel olmayan "evcil hayvan" sahibi olma arzusunun yaban hayatının uluslararası ve çoğu zaman yasadışı ticaretini körüklediğini de anlatan Çevreli, “Evcil hayvan ticaretine satılan birçok hayvan, vahşi doğada özgürce yaşamaya başlıyor ve çoğu zaman acımasız ve insanlık dışı yöntemlerle yakalanıyor. Genellikle nakliye amacıyla küçük kaplara veya kafeslere konuyorlar ve bazı durumlarda nefes alamıyor veya hareket edemiyorlar” şeklinde ifade etti.
SATIN ALMA SAHİPLENSokak hayvanlarının sahiplenilmesi konusuna da işaret eden Çevreli, şöyle devam etti:
“Sokak hayvanlarının sahiplenilmesi üç şekilde karşımıza çıkmaktadır. İlki, insanların sokaktan gördükleri hayvanı sevip sahiplenmek isteyerek evlerini açmasıdır. İkincisi daha çok sanayileşmiş şehirlerimizde karşılaştığımız, yerel yönetimlerin bakımevlerinde bulunan veya özel kuruluşlar vasıtasıyla hayvanların ücretsiz sahiplenilmesidir. Mevzuatta yerel yönetimlerin geçici bakım evlerinde bulunan hayvanların sahiplenilmesini teşvik etmesi gerekliliği mevcutsa da başka kurum ve kuruluşlar hatta şahısların sahiplendirme yapmasında bir yasak bulunmamaktadır. Üçüncüsü ise hayvanların satın alınması yöntemiyle gerçekleşmektedir. Satın alma sahiplen özellikle nadir bulunan hayvan türleri için, adeta ticari kar amaca dönen bu sistemde hayvan kaçakçılığına ve daha nicesine ortak olmak yerine barınaklarda bir umut bekleyen patili dostlara el uzatılması çağrısında bulunulmaktadır. Nitekim onlar ticari mal değil, hayat arkadaşıdır. Hediye değil, bir dosttur. Oyuncak değil, birer canlıdır.”

Kısırlaştırma ve rehabilitasyonun, sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınmasında tüm dünyada uygulanan temel bir strateji olduğunu da kaydeden Çevreli, “Kısırlaştırma işlemi, hayvanların doğurganlık yeteneklerini ortadan kaldırarak popülasyonun artış hızını azaltır. Rehabilitasyon ise hastalıkların tedavisi, yaraların iyileştirilmesi ve hayvanların insanlarla güvenli bir şekilde etkileşim kurabilmesi için önemli bir süreçtir. Ülkemizde sahipsiz evcil hayvanların popülasyon kontrolünde, yakala-kısırlaştır- bırak yöntemi uygulanmaktadır. Hayvanların doğaya bırakıldıktan sonraki süreç takip edilmemektedir. Doğaya bırakıldıktan sonraki sürecinde sağlıklı bir şekilde yönetilmesi önemlidir” diye konuştu.
KALICI ÇÖZÜM ŞARTBarınak sayılarının yetersiz olduğu, kısırlaştırma konusunda yetersiz kalındığı, personel ve kaynak yetersizliği gibi sorunların varlığının tespit edildiğini de ifade eden Dr. Çevreli, “Ancak mevzuatlar gereği sokak hayvanlarının barınaklarda sürekli tutunulamayacağı açıktır. Kalıcı çözüm için hayvan üretimi denetlenmeli ve hayvan üretimi engellenmelidir. Hayvan popülasyonu bu şekilde kontrol altına alınabilir. Sahipsiz hayvanlar da kayıt altına alınmalıdır” dedi.
İnsanlarla bir arada yaşamlarına devam eden sokak hayvanlarının bilişsel fonksiyonlarının insan türü kadar gelişmediğine işaret eden Çevreli, “Bu olgunlaşmamış işlevlerine karşın hayvanlar acıyı hissedebilen canlılardır. Acıyı tecrübe edebilen fakat bunu insanlar gibi dile getiremeyen bu hayvanların, muhakeme yeteneklerinin insanlarla aynı seviyede olmaması sebebiyle korunmaya ve gözetilmeye muhtaç oldukları unutulmamalıdır” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: Haber Merkezi


