Türkiye müdahale eder mi? İsrail in Şara gitsin SDG gelsin planı
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Suriye’nin Süveyda kentinde meydana gelen ve ülke geneline yayılma riski taşıyan çatışmalar, Türkiye’nin arabuluculuğu ve diplomatik çabalarıyla sona erdi. Ancak Suriye’ye yönelik son İsrail saldırısı ve ABD'nin giderek karmaşık hale gelen politikaları bölgedeki stratejik denklemi derin bir belirsizliğe sürüklüyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın “Tek ülke, tek millet, tek ordu” açıklamasına karşın, Beyaz Saray danışmanı Walid Phares’in “Federalizm, Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de işe yarar” ifadesi, Washington yönetimi içindeki çelişkileri açık biçimde ortaya koyuyor. Birbirine zıt bu açıklamalar ise Başkan Trump ile küreselci kanat ve İsrail arasında süregelen derin görüş ayrılığı olarak yorumlanırken, Washington yönetimi İsrail’e karşı tavır sergilemekten uzak duruyor.
ŞARA'YI İNDİRME PLANIİsrail’in Şam’a düzenlediği son saldırıların ardından Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın yaptığı açıklamalar da dikkat çekici. Şara, “Şam’da kalıp Suriye’nin her karış toprağını savunacağız” diyerek net bir direniş mesajı verse de; müzakerelerde, Suriye ordusunun Süveyda’dan çekilmesi talebi, İsrail’in masadaki belirleyici etkisi olarak tanımlanıyor. İsrail Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, “Şara ortadan kaldırılmalı” yönündeki açıklamaları ise, yalnızca bir tehdit olarak değil, Suriye’nin egemenlik hakkına yönelik doğrudan bir müdahale çağrısı olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in planında terör örgütü PKK/YPG'nin siyasi ve askeri olarak öne çıkarılmasının hedeflendiği ve Şara yönetiminin devrilmesiyle söz konusu yapıların ülke yönetimini ele geçirmeyi amaçlandığına dikkat çekiliyor. Bölgedeki bir diğer dikkat çekici gelişme ise, geçmişte PKK karşıtı çizgide duran ve Türkiye tarafından desteklenen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENSK) gibi yapıların, terör örgütü PKK’nın kontrolüne girmeye başlaması. Stratejistlere göre, Ahmed Şara’nın devrilmesi ve terör örgütü PKK/YPG’nin ülke yönetimini devralması halinde, Türkiye'nin askeri müdahalesi kaçınılmaz olacak.
STRATEJİK HEDEFLERÖte yandan, Suriye’nin doğusunda yer alan Deyrizor, Rakka ve Haseke gibi enerji kaynakları bakımından zengin bölgelerin, ABD destekli terör örgütü PKK/YPG’nin kontrolünde olması da sahadaki önemli bir başka açmaz. Bu bölgelerde elde edilen petrol ve doğal gaz gelirlerinin Şam merkezli merkezi yönetime değil, yerel aktörlere aktarılması, Suriye’nin ekonomik parçalanmışlığını derinleştiriyor. Bununla birlikte, Şam-Lazkiye-Humus hattı üzerinden Akdeniz’e erişen enerji koridorlarının kontrolü yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de önem taşıyor. İran, Irak ve Suriye'yi birbirine bağlaması hedeflenen enerji projeleri, hem İsrail hem de ABD tarafından ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Bu çerçevede enerji nakil hatlarının inşası ve Akdeniz’e açılan limanların kontrolü, İsrail’in öncelikli stratejik hedefleri arasında yer alıyor.
Bugün gelinen noktada yaşananlar; enerji savaşları, güvenlik tehditleri, jeopolitik mücadeleler ve ticaret rekabetlerinin iç içe geçtiği çok katmanlı bir kriz olarak değerlendirilirken, haberglobal.com.tr'ye konuşan Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay ise şu uyarıları sıraladı: "Meselenin ekonomi boyutunu atlamamak gerekir. Şara yönetimi ekonomik sürdürülebilirlik ve finansal destek açısından Körfez’e yöneliyor. Suriye'de yeni bir devlet yapısı kuruluyor ve bu yapının ayakta kalabilmesi için Körfez’den gelecek fonlara muhtaçlar. Arap Birliği üyeleri, ABD’den çekindikleri ölçüde Şam ile ilişkilerini dikkatli sürdürüyorlar. Katar örneğinde olduğu gibi, kamu maaşlarını karşılayan, limanları alan ve finansman desteği sağlayan aktörler var. Kendi çıkarları doğrultusunda Şam’a destek veriyorlar."
"SURİYE BÖLÜNECEK Mİ?"“Amerikan aklı Suriye’yi kaos üzerinden yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Gerçek şu ki, Suriye üç, dört parçaya bölünecek. Bu da beraberinde merkezi Şam yönetimiyle yürütülecek ilişkilerde çeşitli sıkıntılar doğurabilir. Çünkü merkezden ayrı farklı çıkar grupları ve beklentilerle hareket etmek zorunda kalırız. Son tahlilde İsrail ve Türkiye, Suriye sahasında ortak çıkarlar çerçevesinde uzlaşmak zorunda kalabilir. Ama bu uzlaşma hangi düzeyde, ne şartlarda olacak, bunu kestirmek zor. Türkiye’nin Suriye’de çıkarları var; İsrail’in de öyle. Bir orta yol bulunacaktır.

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe (Güvenlik ve strateji uzmanı)
"Arka plana bakıldığında birçok gelişme yaşanıyor. Trump, Suriye'ye ekonomik pencereden bakıyor. Ancak ABD'deki küreselciler ve İsrail farklı düşünüyor. Trump karşısında konumlanan bu güçler, Suriye’nin 3’e bölünmesi için adım atıyorlar. Bölgede Kısa süreli ateşkesler olabilir. Türkiye açısından, Ahmed Şara’nın iktidarda kalması gerekiyor. Aksi takdirde terör örgütü suikast ve kaos ortamında güç kazanabilir. Şara’nın gitmesi durumunda SDG sahneye çıkar. Bu durum Türkiye’nin müdahalesine yol açar. Ahmed Şara’nın devrilmesi, SDG’nin öne çıkması ve dolayısıyla Türkiye’nin doğrudan sahaya inmesi demektir."
Kaynak: Web Özel


