Türkiye’nin darbeler geçmişi Esenler’de ele alındı Gündem Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Esenler Gençlik Merkezi’nde düzenlenen programa gazeteciler Ersin Çelik ve Erem Şentürk konuşmacı olarak katıldı. Program, Esenler Belediyesi Basın Sorumlusu Aylin İzmir’in moderatörlüğünde gerçekleşti. Türkiye’de yaşanan darbelerin konuşulduğu programa; Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu (STK) üyeleri ve çok sayıda vatandaş katılım sağladı. Programın sonunda gazeteciler, dinleyicilerin sorularını yanıtladı.

Darbeci yönetimin anayasasıyla yönetiliyoruz
Türkiye, 1960’tan bu yana yaşanan darbeleri değerlendiren Ersin Çelik,
“27 Mayıs’ı, öncesi ve sonrasıyla doğru anlayamaz ve okuyamazsak; bir darbenin nasıl tehlikeli olabileceğini, nasıl planlandığını ve darbe sonrası yönetimlerin ne denli gaddarlaşabileceğini öngöremeyiz.27 Mayıs, halkın iradesiyle üç seçim üst üste kazanmış; Anadolu’yu yeniden ayağa kaldırmış, tek parti vesayetini ortadan kaldırmış, ezanın yeniden Arapça okunmasını sağlamış taşralı bir başvekilin darbeyle görevden alınmasıyla yetinilmemiş, ‘bu kişi yeniden seçilir’ endişesiyle darbeden 16 ay sonra idam edilerek şehit edilmesiyle sonuçlanmıştır.15 Temmuz öncesinde yaşanan bütün darbelerin siyasi olarak yarım kalan hesapları görülmüştür. Evet, pratikte hâlâ bir darbe hevesi, darbelere öykünme ve darbeden beklenti psikolojisi sürmektedir. Bugün, 27 Mayıs öncesi medyasına ve muhalefetin söylemlerine bakarak bugüne dair üç aylık bir okuma yaparsanız; örtüşen, benzeşen ve benzer sonuçlar doğuran birçok söylemle karşılaşırsınız.15 Temmuz’u diğer darbelerden ayıran, onu farklı kılan yön; bazı kesimlerin, bu kalkışmayı darbe girişimi olarak kabul etmemesi. Bunun tek nedeni, çıkış noktası ve darbecilerin farklılığıdır”
ifadelerini kullandı.

Biz hala darbeci yönetimin anayasasıyla yönetiliyoruz diyerek konuşmasına devam eden Çelik,
“Yönetildiğimiz anayasanın bizzat kendisi ‘yamalı bohça’ kavramını bile karşılamıyor. Tamir ede ede milli irade buraya kadar geldi. Bundan sonrası yok. Özellikle yapay zekâ çağının başladığı şu dönemde hiçbir devletin mevcut anayasasının bir karşılığı yok gibi bir şey”
dedi.

Menderes bedeli canıyla ödedi
Gazeteci Erem Şentürk, 1967 darbesi özelinde Türkiye’de yaşanan darbeleri şu şekilde değerlendirdi:
“Hiçbir yapı, bir darbeye karşı tamamen dirençli olamaz. Eski usul darbeler sona erse de yerlerine yenileri gelir. Mevcut sistemde darbeye karşı direnç göstermek mümkün değildir. Darbelerle ilgili elimizde üç temel unsur vardır: Olgunlaşma süreci, işleyiş ve nihai hedef.
1960 darbesinde verilen mesaj şuydu: ‘Haddinizi bileceksiniz, seçim yapmayacaksınız, İslam’dan uzak duracaksınız ve biz ne yazdıysak o tarihin çocukları olacaksınız.’ Aslında bu mesaj, bütün darbeler için geçerli bir uyarıydı. Hep aynı şeyi yaptılar. 1920’den bu yana pek çok anayasa yapıldı. Çeşitli dönemlerde yazılmış, zamanla bozulmuş ve değiştirilmiş anayasalar. Ancak bunların hiçbirini biz yazmadık. Hâlihazırda yürürlükte olan anayasa dâhil, içinde bizim tek bir kelimemiz bile yok.”
Şentürk, İstiklal Madalyası sahibi siyasetçi, devlet adamı ve hukukçu Adnan Menderes için ise “Ezanı, lisanı aslına döndüren ve bunun için canıyla bedel ödeyen Menderes, Türk-İslam tarihinin hicretten bugüne kadar gelen şehitlerinden biri olarak tarihe geçmiştir” ifadelerini kullandı.


