Türkiye’nin yükselen gücü
Haber7 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
PKK’nın fesih kararı hararetle tartışılmaya devam ediyor. Şimdi bu tartışmalara Lozan’la ilgili konular da eklendi. O konuya hiç girmeden kendi çapımda yaptığım bir anketi paylaşmak isterim.
Halktan konuştuğum insanların genel görüşleri iki noktada toplanıyor. Öncelikle silahların bırakılması konusunda herkes olumlu. Tek bir tereddüt var. O da, PKK gerçekten silah bırakacak mı? Yoksa yine ali-cengiz oyununa başvurur mu? Daha önce yaptığı ikiyüzlülükleri tekrar sahneler mi? O sebeple ihtiyatlı bir bekleyişin olacağı görülüyor. Devletin dilinde de aynı ihtiyatlı yaklaşımı görmek mümkün?
Türkiye’nin son zamanlarda artan etkisinin bir netice doğurma ihtimalini mümkün görüyorum. Neticede hiçbir terör örgütü dışardan destek almadan uzun müddet ayakta duramaz. Geçmişte PKK’ya destek veren güçlerin yeni konjonktürde Türkiye’ye küresel ölçekte stratejik ihtiyaçları oluştu. İsrail hariç, ABD’nin de dahil olduğu Batı dünyası Türkiye’nin artan önemi nedeniyle daha özenli bir tutuma doğru yavaş yavaş evriliyor.
Son zamanlarda küresel kriz alanlarının neredeyse tamamında Türkiye isminin sıkça konuşulduğunu fark ediyor musunuz?
Bölgesel sorunlar bir yana küresel kriz bölgelerinde de kilidi çözecek şifre rolüne doğru ilerledi Türkiye.
Birkaç önemli başlığı sıralayacak olursam bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
Ukrayna-Rusya arasında yaşanan barış görüşmelerinde Türkiye merkez ülke haline geldi. Zelenski’nin; “Yüreğin yetiyorsa İstanbul’a gel barışı görüşelim” anlamını taşıyan Putin’e meydan okuduğu günleri gördük.
Ya Trump’ın yaklaşımı nasıl?
“Putin gelirse ben de İstanbul’a gelirim” diyerek Putin’i İstanbul’a getirmeye zorlayan bir emri vaki tutumu. Kaç gündür dünya gündeminde, “İstanbul’a kim geliyor kim gelmiyor, İstanbul öte İstanbul beri” konuşuluyor.
Haydi buradan Trump’ın Ortadoğu ziyaretine geçelim.
Trump’ın liderlerle temasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da telekonferansla toplantıya katılmasını istemesi Türkiye’nin bölgedeki artan etkisine işaret. Türkiye olmadan çözüm üretmenin mümkün olamayacağının resmidir bu.
Trump’ın Suriye’ye uygulanan yaptırımları Türkiye’nin isteği doğrultusunda kaldırması ve normalleşme kapısını aralaması önemli bir gelişme. Suriye’nin uluslararası meşruiyet kazanması yolunda kritik bir adım ve Türkiye’nin yürüttüğü diplomasinin elde ettiği bir başarı. Türkiye’nin desteği olmasaydı Ahmet el-Şara kurtlar sofrasında yem olur giderdi. Batı bir taraftan, İsrail bir taraftan, İran mezhepçiliği bir taraftan…
Bosna-Hersek, Sırbistan ve Kosova hattında yükselen hararet Türkiye’nin liderliği, gücü, güvenirliği ve sağduyulu diplomasisi sayesinde söndürüldü. Tarih boyunca Balkanlar kaynayan bir coğrafya olmuştur. Kriz üretme potansiyelini barındıran bir bölge burası. Roma ve Osmanlı olmak üzere iki istikrar döneminden bahsedilir. Roma’nın ağır bir baskı ile Osmanlı’nın ise hoşgörü ve adalet ile düzeni sağladığı kabul edilir. Türkiye’nin tarihi misyonu bölgenin barış ve istikrarı açısından önemli.
NATO Dışişleri Bakanları Antalya’da. Avrupa güvenlik mimarisi yeniden yapılanma yolunda. Bir iki yıl öncesine kadar “beyin ölümü gerçekleşti” denilen, kimi zaman “Türkiye’siz bir NATO”yu dillendiren AB ülkeleri şimdi Türkiye’siz adım atamayacak vaziyette. Türkiye Avrupa güvenliğinin mihenk taşı oluyor. NATO Genel Sekreteri Rutte Antalya’da; “Türkiye’nin etkileyici bir savunma sanayi tabanına” sahip olduğu vurgusunu yaptı.
Türkiye ile İspanya arasında Hür-Jet’in üretimi konusunda varılan anlaşma yine Baykar’ın İtalya’da yaptığı yatırımlar Türk Savunma Sanayii adına stratejik değerde hamleler oldu.
Somali ve Sudan’da yaşanan krizlerin çözümünde Türkiye’nin etkisi ve Türk Savunma Sanayii’ne ait teknolojiler hep tayin edici bir rol oynuyor. Libya’daki gelişmeler hakeza aynı rotada seyrediyor.
Karabağ zaferinin ardından, Pakistan ile Hindistan arasında yaşanan çatışmalarda da Türkiye’nin Pakistan’a desteği ve ateşkese giden süreçte başrollerde yer alması göz ardı edilemeyecek gelişmeler arasında.
Yunanistan medyasının “Türkiye’nin küresel bir güç olduğunu kabul etmeliyiz” şeklindeki itiraflarına hiç girmeyelim.
Dost-düşman herkes Türkiye’nin yükselen gücünün farkında. Bu gerçeğin terörle mücadeleyi etkilemesi normal. Küresel sistem vahşi bir ormana benzer. Düşürmek ve düşeni yemek isteyen eksik olmaz. Bir o kadar da ikiyüzlüdür. Bükülemeyen bileğe sahip olanın el öpmek için sırada bekleyenleri de çok olur.
Refik Tuzcuoğlu / Yeni Akit Gazetesi


