Ufukta görünen bir refah gemisi yok! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Rakamları her zaman tartışmalı olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün açıkladı.
Bu yılın ikinci çeyreğinde Türkiye olarak yüzde 4.8 büyümüşüz!
Büyümek tabii ki güzel şeydir. Fakat ülke büyürken vatandaş neden küçülüyor?
Hep büyüyoruz ama büyüdükçe refah bizden uzaklaşıyor. Neden?
Bir bilen varsa bunu anlatsın lütfen! Yoksa söylenenler bir aldatmaca mı?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek büyüme rakamlarından duyduğu memnuniyeti göstermek için “Ekonomimiz istikrarlı bir şekilde büyüyor, enflasyon düşmeye devam ediyor” diye açıklama yaptı.
★★★
Peki, açıklanan bu büyümenin halkta karşılığı var mı?
Vatandaşlar bugün, dünden daha mı iyiler? Hayır!
2018 yılından beri 7 yıldır vatandaşın büyümesi, refah artışı SIFIR.
Devam eden enflasyon ve durmadan artan fiyatlar nedeniyle maaşlara yapılan zamlar, sanal olarak gelirimizi artmış gösteriyor ama reel bir artış, yükselen bir refah söz konusu değil!
Gerçek olan şu ki, ulus olarak son 7 yıldır alım gücümüzün artışı SIFIR. Bazı ailelerde SIFIRIN ALTINDA...
★★★
TÜİK’in açıkladığı yüzde 4.8’lik büyüme kimlere gidiyor?
Paylaşımda adaletsizlik var.
Büyüme oranının yüzde 3.50’lik kısmını, aslan payı olarak, sayıları az olan zengin kesime gidiyor.
Toplum olarak çok çalışıyoruz ama yapılan zamlar, getirilen ağır vergiler nedeniyle refahımız bir gram bile artmıyor.
Ülke büyüyor, ekonomi büyüyor ama biz küçülüyoruz. Nasıl çarpık bir denklem bu?
★★★
* Sabit gelirli yurttaşlar için otomobil almak hayal oldu.
* Ev sahibi olmak, hayalden de öte âdeta bir masal!
* Kırmızı et yiyemeyen, hatta bu yıl kiraza bile uzaktan bakan aileler milyonlarca...
Büyüyen Türkiye’de sosyal yardımla ayakta kalmaya çalışan yoksul insanlarımızın sayısı yüzde 102 artarak 20 milyon kişiye ulaştı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu yıl açlık sınırına yaşayan ailelere 114 milyar 702 milyon 433 bin lira sosyal yardım dağıttı.
İşte bizim büyümemiz böyle!
Büyüme rakamları sadece kâğıt üzerinde kalıyor ve Sevgili Maliye Bakanı Şimşek Bey “Uyguladığımız programla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz” diye övünmeye devam ediyor.
Peki, refah ne zaman gelecek? Ufukta görünen bir refah gemisi maalesef yok!
“Kalıcı yaz saati” işkencesi bu kış da devam edecek!Türkiye bu eylül ayında “kalıcı yaz saati” uygulamasının 10’uncu yılına girdi.
2016 yılında “Tasarruf” gerekçesiyle başlatılan uygulama 9 yıldır herkese, özellikle küçük öğrencilere ve ailelerine ıstırap çektiriyor.
Sabit yaz saatinin yarattığı huzursuzluğu, uygulamanın kış günlerinde işkenceye döndüğünü defalarca yazdım ve yazmaya devam edeceğim.
Geçtiğimiz 9 yılda, minik öğrencilerin dondurucu sabahlarda çektikleri azap büyük oldu.
Kalıcı yaz saatinden şikâyet etmeyen yok ama iktidar halkın çektiği ıstıraba aldırış etmiyor, hiçbir faydası olmayan bu saçma uygulamayı ısrarla, inatla devam ettiriyor.
Uzmanlar, geçtiğimiz 9 yılda birçok çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, sabahın köründe yataktan kalkmanın ve yetersiz uyku almanın gün içinde dikkat dağınıklığı ve öğrenme güçlüğü yarattığını belirtti.
Elektrik mühendisleri “Kalıcı yaz saatinin” elektrikte de ciddi bir tasarruf yaratmadığını, bunun zararının faydasından çok daha fazla olduğunu belirtiyor ama iktidar nedense kimseyi dinlemiyor.
Sürekli yaz saati uygulaması ülkemizin toplumsal ve sosyal gerçeklerine uygun değil ama ne yazık ki, AKP iktidarı değişinceye kadar aynı eziyet devam edecek!
GÜNÜN SÖZÜÂdil paylaşılmayan bir büyümenin yurttaşa hiçbir faydası olmaz!



