Ünlü iktisatçı açıkladı! İşte Türkiye de maaşlı çalışanların acı gerçeği!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri yakından takip edilen eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez'in bu kez gündeminde Türkiye'deki açlık, yoksulluk sınırı ile ücretli çalışanlar vardı.
Kendisine ait internet sitesinde “Ücretlerin Tunç Kanunu ve Türkiye Uygulaması” başlıklı yazısında, Eğilmez ilk olarak Tunç Kanunu'nu açıkladı.
Tunç Kanunu'nun 19. Yüzyılda Ferdinand Lassalle tarafından ortaya atıldığını bildiren Eğilmez bu kural için "Gerçek ücretlerin uzun dönemde, işçinin yaşamını sürdürmesi için gereken asgari ücrete doğru eğilim gösterdiğini öne süren bir ekonomik görüştür." dedi.
Tunç Kanunu’na göre ücretlerin geçimlik ücret düzeyinin altına düşememesi gerektiğini bildiren Eğilmez bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Çünkü insan o düzeyin altında yaşamını sürdüremez. Emek piyasasındaki rekabet, ücretlerin fazla yükselmesinin önünde engel oluşturur. Bu durumda gerçek ücretler sürekli düşüş ve geçimlik ücret düzeyine yaklaşma eğiliminde olur."
Tunç Kanunu’na karşı geliştirilen “İçeridekiler Dışarıdakiler” Teorisi'ni anlatan Eğilmez şunları kaydetti:
"Buna göre şirketler, işsizleri işe alıp onları yetiştirmenin maliyetine katlanmak yerine istihdam etmekte oldukları işçileri muhafaza etmeye çalışırlar. Ve bu nedenle de onların ayrılmaması için ücretlerini artırmayı tercih ederler. Son derecede mantıklı görünse de bu teori daha ziyade kalifiye elemanlar için geçerlidir. Kalifiye olmayan emek gerektiren işlerde çalıştırılacak elemanların pek bir yetiştirme maliyeti olmaz."
Ücretin, emekçiye üretime kattığı emeği karşılığında ödenen nominal bedel olduğunu enflasyon bildiren Eğilmez, bu ücretin enflasyon ortamında satın alma gücünü göstermeyeceğini belirterek "Gerçek satın alma gücü nominal ücretin enflasyondan arındırılmasıyla ortaya çıkar." dedi.
"İkinci mesele geçimlik ücret düzeyinin ne olduğu meselesidir." diyen Eğilmez Tunç Kanunu’nun ortaya atıldığı koşullardaki harcamalarla bugünün aynı olmayacağını da belirterek Tunç Kanunu’nu Türkiye’deki asgari ücrete uyguladı:
"YARISI ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYOR""Türkiye’de asgari ücret brüt olarak 26.005,50 lira, net olarak da 22.104,67 lira düzeyinde bulunuyor. Bizi bu değerlendirme açısından ilgilendiren miktar net asgari ücret. Çünkü günlük geçim düzeyiyle karşılaştırılabilecek olan ücret odur.
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>Yaşam maliyeti, belirli bir yer ve zaman diliminde barınma, gıda, vergi ve sağlık gibi temel masrafları karşılamak için gereken para miktarıdır. TÜRK-İŞ araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 24.035,59 lira olarak hesaplanmıştır.
Açlık sınırı; dört kişilik bir ailenin, sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi amacıyla bir ayda gıda için yapması gereken asgari harcama tutarını tanımlamaktadır. Bir başka deyişle açlık sınırı denildiğinde; yalnızca gıda harcamaları hesaplanmakta, kira, sağlık, eğitim vb. gibi harcamalar hesaba katılmamaktadır. Buna göre 22.104,67 liralık asgari ücret, yalnızca aile reisinin çalışması halinde 4 kişilik ailenin açlık sınırının 1.930,92 lira altında kalıyor. Aynı tarih itibarıyla bu 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 78.291,84 lira olarak hesaplanmıştır.
Yoksulluk sınırı; zorunlu ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcama tutarını ifade ediyor. Bir başka deyişle yoksulluk sınırının içinde gıda harcaması yanında giyim, konut, ulaşım ve diğer ihtiyaçlar da asgari ölçülerle yer alıyor. Söz konusu 4 kişilik ailede baba ve anne asgari ücretle çalışıyor olsa haneye giren gelir 44.209,34 lira eder. Bu durumda bu aile açlık sınırının üzerine çıkar ama yoksulluk sınırının hala 34.082,50 lira altında kalır."
Mart 2025'te Türkiye’de ücretle çalışanların sayısının 15,3 milyon kişi olduğu bilgisini veren Eğilmez "Buna karşılık asgari ücret alan ücretli çalışanların sayısı konusunda net bir veri bulunmuyor. Tahminlerimize göre ücretle çalışanların yarısına yakını (kabaca 7 milyonu) asgari ücretle çalışıyor. Bunlara, asgari ücretin üzerinde ama yoksulluk sınırının altında ücret alanları da eklersek muhtemelen on milyon kişinin üzerine çıkarız." dedi.
"Bu durum bize Türkiye’de Tunç Kanunu’nun da ötesine geçildiğini gösteriyor." diyen Eğilmez yazısını şöyle noktaladı:
"Öte yandan içeridekiler dışarıdakiler teorisi Türkiye’de değişik bir uygulama şekline bürünmüş görünüyor. Şirketler, yeni elemanlar almak yerine, emeklilik hakkını elde edip emekli olanların bazılarını eski ücretleriyle bazılarını daha düşük ücretlerle çalıştırmaya devam ediyorlar."


