Uzatma kablosu kriz çıkartıyor, sitelerde yangın riski!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Elektrikli araçlar çoğu sitenin otoparkında yer almaya başladı. Bu araçların şarj istasyonları aynı zamanda yangın riskini de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, istasyonların kurulması site içlerinde tartışmalara neden oluyor. Türkiye'nin 2035'te elektrikli araç sayısının 4 milyon 214 bin 273'e, ulaşacağı öngörülüyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın hesaplamalarına göre her 100 bin araçtan hibritlerde 3 bin 474, benzin ve motorinle çalışanlarda bin 529, elektriklilerde ise 25’inde yangın çıkıyor. Bununla birlikte yılda 5 bine yakın elektrikli aracın alev aldığı tahmin ediliyor.
SÖNDÜRÜLMESİ ZORİSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, elektrikli araçlarda yangın çıkması durumunda yapılması gerekenleri anlattı. Uçan, elektrik kısa devreleri; bina ve trafolarda meydana gelen hasarlar kısa devreye, bu da yangına yol açabileceğini belirterek, "Araç yangınları; deprem sırasında çarpışan araçlar ya da devrilen elektrikli araçlar yangına neden olabilir. Elektrikli araç yangınlarının söndürülmesi ise son derece zordur. Isıtma sistemleri; şofben, kombi, soba veya LPG tüpleri gibi sistemler devrilerek yangın çıkmasına neden olabilir" dedi.

Elektrikli araçların sitelerde şarj istasyonların kurulması konusunda ise tartışmalar sürüyor. Elektrikli araç kullanımındaki hızlı artış, hukuki altyapının bu değişime yeterince hızlı ayak uyduramamasını da gözler önüne seriyor. Avukat Elvan Kakıcı Şimşek, konunun sadece çevreci bir dönüşüm olmadığını vurgulayarak, “Çevre Bakanlığı genelgesi, apartmanlara şarj istasyonu kurulumu için çoğunluk oyu yeterlidir ancak Kat Mülkiyeti Kanunu hâlâ beşte dört çoğunluk şartını arıyor. Genelgelerle kanunlar aşılmaz. Bu durum, ileride yargı önüne taşınacak pek çok uyuşmazlığın habercisidir" ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2022 tarihli genelgesi, apartman otoparklarına şarj ünitesi kurulabilmesi için salt çoğunluk kararını yeterli görse de, bu durum Kat Mülkiyeti Kanunu’yla açıkça çelişiyor. Bu uyumsuzluk, pratikte büyük sorunlara yol açıyor. Uygulamada karşılaşılan en ciddi sorunlardan biri, elektrikli araç sahiplerinin kat maliklerinden izin almadan kendi dairelerinden uzatma kablosu çekerek araçlarını şarj etmeye çalışmaları. Bu yöntem, yalnızca hukuki açıdan değil; teknik ve güvenlik bakımından da ciddi riskler içeriyor.

Şimşek, bu tarz uygulamaların yangına davetiye çıkaracağını belirterek, "Kat Mülkiyeti Kanunu’na açık hükümler eklenmeli. Şarj ünitesinin kim tarafından kurulacağı, hangi teknik şartlara tabi olacağı ve maliyet paylaşımı netleştirilmeli. Bu yapılmazsa hem komşuluk ilişkileri zedelenecek hem de yargının yükü artacaktır" diye konuştu. 2025 itibarıyla Türkiye’de elektrikli araç sayısının 400 bini aştığı tahmin ediliyor. Ancak konutlardaki şarj altyapısı bu artışın gerisinde kalıyor. Hukuki netlik sağlanmazsa, hem çevre politikaları sekteye uğrayabilir hem de konut yaşamı içinden çıkılmaz bir çatışma alanına dönüşebilir. Elektrikli araç şarj sistemleri artık sadece bir teknoloji meselesi değil; hukuk, altyapı ve toplumsal uyum konusu. Net bir yasal düzenleme yapılmadan, apartmanlarda sağlıklı ve güvenli bir dönüşüm mümkün görünmüyor.
Kaynak: Web Özel


