Uzun süren boşanma davaları için AYM den tarihi karar
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Anayasa Mahkemesi, 5-10 yıl süren boşanma davaları için içtihat oluşturacak tarihi bir karar verdi.
Daha önce yıllar süren ve her iki tarafı mağdur eden boşanma davaları için yapılan bireysel başvuruları reddeden Anayasa Mahkemesi (AYM), 5 başvuruyu birleştirerek aldığı karar ile tarihi bir karar verdi. Diyarbakır’dan avukat Canan Atabay’ın müvekkili adına yaptığı başvuru da bu dosyalar arasında yer aldı.
Medyascope'un göre; AYM, kararında boşanma davalarının gereğinden uzun sürmesinin, bireylerin yeni bir aile kurmasını fiilen imkânsız hale getirdiğine dikkat çekti. Özellikle, boşanma süreci tamamlanmadan sadakat yükümlülüğünün devam etmesi nedeniyle, kişilerin özel hayatlarını planlama ve yeniden evlenme haklarının ihlal edildiği vurgulandı.
AYM raportörünün hazırladığı raporda, Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen “özel hayata saygı” ve 41. maddesinde yer alan “ailenin korunması” ilkelerinin, evlenme hakkı açısından da temel normatif dayanaklar olduğu belirtildi. Buna göre, devletin boşanma davalarını makul sürede sonuçlandırma yükümlülüğü olduğu ifade edildi.
Anayasa Mahkemesi, raportör görüşlerini dikkate alarak, başvurucuların evlenme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, başvuruculara dava sürelerine göre değişen miktarlarda tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararı değerlendiren avukat Canan Atabay, bu kararın geçmişten farklı olarak yalnızca uzun yargılama değil, doğrudan aile kurma hakkının da ihlal edildiği gerekçesiyle alınmış olmasının önemine dikkat çekti. Bunun nedenin de Anayasa’da evlenme hakkının açıkça düzenlendiği bir maddenin olmamasından kaynaklandığını söyleyen Atabay, şöyle konuştu:
“Evlenme hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12. Maddesi’nde açıkça düzenlenmiştir. Türkiye’de bu sözleşmeye taraf olmasına rağmen anayasada açık bir düzenleme olmayışı nedeniyle Anayasa Mahkemesi başvuruları daha çok adil yargılanma hakkı kapsamında uzun yargılama yönünden değerlendiriyordu. Biz de bunu bildiğimiz için iki taleple başvuru yaptık. Hem uzun yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlali hem de aile kurma hakkının ihlali yönünden. Başvuruyu yaparken de evlenme hakkı her ne kadar anayasamızda düzenlenmemiş olsa da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 12. Maddesi’ne dayandık. Yine Anayasamızın 20 ve 41. maddelerindeki düzenlemeler çerçevesinde evlenme hakkının da güvence altına alındığından söz ederek başvurumuzu yaptık.”
Avukat Canan Atabay, müvekkilinin bir kadın olduğunu ve belli bir yaşa geldiğini ifade ederek, “Ben başvuru yaparken uzun süren boşanma davalarının sadece uzun yargılamadan değil, belli bir yaşa gelmiş kadınlar için çocuk sahibi olma hakkının da elinden alındığını da belirterek başvuru yapmıştım. Bu konuda Anayasa Mahkemesi açıkça kararında herhangi bir şeye değinmemiş olsa da boşanma davalarında tarafların birbirine karşı sadakat görevinin devam ediyor olması ve hukuk sistemimizde yeni bir evliliğin ya da yeni bir birlikteliğin boşanma davasına konu evliliğin sonlanmasına bağlı olduğuna vurgu yapması da önemli” dedi.
Atabay şöyle devam etti:
“Kararın en önemli yönü, uzun süren boşanma davalarının Anayasa Mahkemesi nezdinde de artık özel hayata saygı hakkı kapsamında da görünür hale gelmesi ve sadece uzun yargılama nedeniyle değil doğrudan aile kurma hakkının ihlal edilmesinden karar vermesi. Bu ihlal kararının uzun süren boşanma davalarının kısa sürmesine katkı sunacağını umut ediyorum.”


