Uzungöl nasıl kurtulur
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Trabzon’da büyümek biraz doğa arsızı yapar insanı. Ağaçsız, boş bir arazi hayal edemez oranın çocukları örneğin. Sanki bir süre hareket etmezseniz kulaklarınızdan bir ırmak akacak, ağzınızdan bir çam dalı gökyüzüne uzanacak, yağmur suları kısa sürede sizi cangılın parçası haline getirecek gibi hissedersiniz. O yüzden okul yıllarımda en yüksek yaylalara, göllere tırmanırdık arkadaşlarımla. Düz bir yer arar, daha sakin, en azından düşmeden oturabileceğimiz eğimde çimenler bulmak için saatlerce yol giderdik. Uzungöl bunlardan biriydi. İlk gençlik yıllarımın geçtiği, en güzel lise anılarımın olduğu yerlerdendi.
İstanbul’a gelince de hep anlattım dostlarıma. Geçen hafta arkadaşlarımı götürme fırsatı buldum memleketimin dağlarına. Her yere hayran kalmaları gururumu okşadı elbette. Ta ki Uzungöl’e gidene kadar...
2 KM ARAÇ KUYRUĞU
Uzungöl’e en son beş yıl önce gitmiştim. “Neyse ki hâlâ çok güzel” diye avutmuştum kendimi. Bu kez arabanın navigasyonu Uzungöl için 2 km’lik yolumuz kaldığını gösterdiğinde biz, kontak kapatma noktasındaydık. Öyle bir trafik vardı. Ortadoğu’dan olduklarını tahmin ettiğimiz turistlerin kiraladıkları araçların çoğu yolda kalmış, trafiği biraz da onlar kapatmıştı. Yaklaşık yarım saat sonra göl kıyısına ulaştığımızda ise arkadaşlarım gelip gelmediğimizi anlayamadı. Biraz havanın sisli, puslu olmasından biraz da etraftaki yapı ve insan kalabalığından.
LUNAPARK VE ÇAKMACILAR
Bir yer bulup araçları park ettik. Yürüyüş yolları vardı. Temmuz sıcağında Türkiye kavrulurken yağmurda yürümek herkese iyi gelir dedik. Ama yürüyüş yolunda gördüklerimiz herkesi şoke etti. Ben ise utanmasam ağlayacaktım.
Şimdi bana “Zaten yıllardır söyleniyor Uzungöl’ün sorunları, bunda yeni ne var” diyebilirsiniz. Gidenler beni anlayacaktır, mesele yapılaşmanın çok ötesinde. Başınızı kaldırıp dağlara baktığınızda hâlâ ağaçlar koyu yeşil, göl hâlâ gri mavi ama çok şık bir elbisenin üzerine yağlı bir çorba dükülmüş hissi veriyor. Elbisenin güzel olduğunun farkındasınızdır da üzerinize giymek istemezsiniz.
O doğa harikası çirkin bir lunapark ile kirlenmiş. Çevre asla temiz değil. Gölün kıyısında yemek tabakları, poşetler ne ararsanız var. ‘Çadır kafe’ diye lanse edilen konsepti oraya hiç yakıştıramadım. Neye baktığını bilmeyen, bakıp da ne görmesi, ne yemesi gerektiğini bilmeyen bir turist grubu var sanki. Keyif almaktan çok kalabalığa uymaya çalışıyor gibi herkes. Ülkelerine dönünce nasıl anlatacaklar hiç kavrayamadım. Prada’dan Armani’ye bildiğiniz bütün moda markalarının sahtelerini satan dükkânlar doldurmuş her yeri (Çocukluğumda el işi kavallar, beşikler satılırdı.) Karadeniz türkülerinden başka her türlü müziği bangır bangır çalan mekânlar da cabası.
Hüzünlü geldi Uzungöl bana. Boğuluyor gibiydi.
2024 yılı turizm sezonunda Trabzon Valiliği’nin resmi kayıtlarına göre yaklaşık 7 milyon turist Uzungöl’ü ziyaret etmiş. Ama Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Kültür Yolu’ projesinin Trabzon ayağında Uzungöl’ü görmeyince şaşırdım. Sebebini ise anlamak zor değil. Evet kalabalık. İlgi yok denilemez. Trabzon Havalimanı’na inen turistlere ‘Nereyi görmek istiyorsun’ diye sorulduğunda sayılan ilk üç destinasyon arasında halen Uzungöl. THY’nin koltuk arkası imaj fotolarından biri meşhur camili göl manzarası. Ama mevcut yaklaşım ile ne esnaf ne Uzungöl ne de Türk turizmi için sürdürülebilir bir kazanım olacağı görüşündeyim.
‘EN BÜYÜK SIKINTI DÜZENSİZLİK’
“Uzungöl nasıl kurtulur” diye konuyla ilgili isimleri aradım. Uzungöl Turizmcileri Derneği Başkanı Mehmet Keleş, anlattıklarıma “Buna biz de katılıyoruz, en büyük sıkıntı düzensizlik” yorumunu yaptı. Uzungöl’deki Ravza Otel’in de sahibi olan Keleş, uzun yıllardır imar planına itiraz ettiklerini söyledi. Lunapark vs gibi eleştirilerimi ise şöyle yanıtladı: “Misafirler sadece konaklamak için gelmiyor hem sportif anlamda eğlence anlamında arayış var. Ancak düzensizlik var. Bu da çirkinlik oluşturuyor. Küçük kulübeler kabul etmediğimiz şeyler. Bölgenin yapısına uymayan planlar yapıldığı için sürekli iptal ediliyor. Yerel yönetimler STK’larla oturup bölgenin ihtiyaç ve taleplerine göre plan yapılması lazım. Günde 40 bin araç girdiği oluyor bazı dönemlerde. Turizm gelirini hesaplamak mümkün değil çünkü kayıtdışı çok. ”
Keleş’in verdiği bilgilere göre TOKİ bölgede çalışmalar yapıyor, esnaf ortaya güzel şeyler çıkacağına inanıyor. Keleş, bölge nasıl kurtulur sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bölgedeki dükkânların yüzde 70’i yerel. Mal sahiplerinin tamamı yerli. İşletmecilere kiralıyorlar. Bir numaralı sorun imar planı. Düzensiz yapıların kaldırılabilmesi için planı olması lazım. Bunların yapı kaydı var ama ruhsatı yok. Yine de umut var. Şu anda bile kaybedilen çok fazla şey yok. Bugün otursak iki-üç yılda kurtarabiliriz. Burası bir yaşam alanı. Bölge insanı yok sayılmadan çözüm gerek. Burada çay yok, fındık yok. Yüksekteyiz. Turizm var. Amasız, fakatsız çözüm bulalım. Uzungöl 2 milyar TL’ye düzelir.”
‘YETKİ KARMAŞASI KALKMALI’
Uzungöl Çevre Koruma Kültür Koruma Derneği Başkanı Abdullah Özen’e göre Uzungöl’deki mevcut manzaranın nedenlerinden biri yetki karmaşası. Uzungöl’ün yıllarca kendine yeten bir belediye olduğunu ancak daha sonra statüsünün değiştiğini vurgulayan Özen, “Yıkımlar yapılıyor ancak bir kontrol sorunu var. Bunun da nedeni yetki karmaşası. Kime derdinizi anlatsanız biz bir şey yapamıyoruz diyorlar. Bunu ortadan kaldırmak, Uzungöl halkını dikkate alarak çözüm geliştirmek gerek” dedi.
KAYITDIŞILIK BÜYÜK SORUN
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkut Çelebi’ye Uzungöl’deki ticaret hayatını sordum. Bölgede bin 100 işletme olduğunu belirten Çelebi, “Bunların neredeyse yüzde 90’ı kayıtdışı. Odamıza kayıtlı işletme çok az. Ticaret Bakanlığı denetliyor ancak karmaşa var. Çevre kirliliği büyük boyutta” ifadelerini kullandı.
Çelebi’nin verdiği bilgilere göre sahte ürün satan çok fazla işletme var ve buna bal gibi gıdalar da dahil. Çelebi, “Buradaki sorunun çözümü için özel bir yönetim lazım. Herkes çözülsün istiyor, herkes çaba gösteriyor ancak yetersiz. Ne STK’lar ne resmi kurumlar sürecin önüne geçebiliyor. Coğrafi işaretli ürünlerin kötüye kullanımı gibi durumlar var. Bu işletmelere cezalar gelmeli” dedi.


