‘Yaptığımız bu eylemler çocuklarımızı geri getirmeyecek ama başka ailelere faydası olacak’
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Tanju Mutluay, bir yorgun mermiyle oğlu Muhammet’i kaybedince sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışıyor. Bu esnada yakınlarını kaybeden ve adalet arayan çok sayıda kişiyle yolları kesişiyor ve ortaya Mağdur Aileler Platformu çıkıyor. Maalesef bu grup her gün biraz daha büyüyor. Kimi evladını kaybetmiş, kimi babasını... Kimisinin davası sonuçlanmış, kimisi daha yolun başında. Kaybettiklerinin hakkını ararken bir amaçları da başkalarının bu acıları yaşamaması. Sosyal medyada hikâyelerini anlatıyor, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. WhatsApp grubundaysa haberleşip dertleşiyorlar... Seslerini duyurmak için eylemler yapıyor, davaları takip edip birbirlerine destek oluyorlar. Tanju Mutluay ve yakınlarını kaybedenlerle konuştuk.
‘ONUN SEVDİĞİ HİÇBİR ŞEYİ YEMİYORUM BEN’
Tanju Mutluay (50), Muhammet Mutluay’ın babası ve Mağdur Aileler Platformu’nun kurucusu
◊ Olay 30 Ekim 2024 akşamı oldu. Muhammet (19) fotoğrafçıydı. Haftada bir kez halı sahada maç yapıyordu. O akşam halı sahaya giderken Sefaköy, Bağlar Caddesi’nde arkadan gelen bir arabadan etrafa ateş açıyorlar. Bizim çocukların olduğu arabaya bir mermi geliyor, stop lambasından girip arabanın tavanından sekiyor, oğlum önde sağda, kurşun kulağının arkasından giriyor. Olay yerinde bilincini kaybediyor. İki gün hastanede kaldı, sonra kalbi durdu yavrumun.
◊ Bütün suçlular yakalandı. Davanın açılması için savcımız yaralanan Suriye uyruklu birinin ifadesini bekliyor. Bu tür olaylarda olası kasttan yargılanıyormuş zanlılar. Ama bu kasten adam öldürme. 4 kişilik bir çeteymiş bunlar, mekânlardan haraç toplayan tipler. Allah’ın izniyle hepsi ağır cezada yargılanacaklar.
◊ Oğlumuzu kaybedince sosyal medyadan adalet için paylaşımlar yapmaya başladık. Ve bizim durumumuzda olan çok aile olduğunu fark ettik. Sesini duyuramayan anneler yazmaya başladı. Yasemin Minguzzi aradı, o da benim gibi paramparça... “Bir WhatsApp grubu kurayım mı” diye ona sordum. “Yap Abi” dedi. 50 küsur kişiyiz şimdi. Her gün birileri daha ekleniyor.
◊ Yakınlarını kaybeden kişilerin davalarının çoğuna gidiyorum. Kendime, oğluma söz verdim. ‘Oğlum davan için ne gerekiyorsa yapacağım’ dedim (ağlıyor). Şartlarımı zorladım. Hatta 2-3 kredi çektim. Arayıp ağlayanlar, yol göster diyenler... İntihar etmeyi düşünenler bile var...
◊ Grup olarak eylemler yaptık, bizim yaptığımız bu eylemler tabii ki çocuklarımızı geri getirmeyecek ama belki başka ailelere faydası olacak. Cezalar ağırlaşmalı, o zaman bu suçlar biter. Oğlumun sevdiği hiçbir şeyi yemiyorum ben artık. Çocuğumu el bebek gül bebek büyüteceğim, biri gelip öldürecek, bunu kabul edemiyorum.
‘BİZ ARTIK YAŞAMIYORUZ, AİLE OLAMIYORUZ TEKRAR’
Derya Uman (41), dövülerek öldürülen Kıvanç Uman’ın (16) annesi
◊ Olay 15 Mayıs 2023’te oldu. Bir kızla arkadaşlık ediyordu, kızın eski sevgilisi uğraşmaya başlıyor bunlarla. Haber gönderiyor, Kıvanç’ı bir yere çağırıyorlar. Konuşarak halledebileceğini düşünüyor, gidiyor ve en az 15 kişilik bir grupla karşılaşıyor orada. Zorla dövüştürülüyor Kıvanç. Dövüşü ayarlayan çocuk boksör. Ben o videoları seyredemedim... Kıvanç kalbine bir darbe alıp yere yığılıyor, ölüm sebebi künt kafa travması. 4 gün dayandı, 19 Mayıs’ta kaybettim. Hastaneye gittiğimizde beyin ölümü gerçekleşmiş zaten.
◊ Çocuklar 18 yaş altı. Üç kişiyi tutukladılar. İki kişi 8’er yıl aldı. Biri lisanslı boksör, diğeri de sporla ilgileniyor. Kızın daha önce sevgili olduğu çocuk, iki yıl yattı çıktı. Şu anda dışarıda geziyor. Ben o acıyla davayla ilgilenemedim.
◊ Çocuğum çok çalışkandı. Bateri, gitar çalıyordu. Futbol, basketbol, voleybol, badminton oynuyordu. Tiyatro yapıyordu. Ev onur belgesi dolu. Böyle olmamalıydı, benim çocuğum öldürüldü.
◊ Bu çocuklar tekrar yargılansın. Cezalar bu kadar az olmamalı. Böyle adalet olmaz. Biz artık yaşamıyoruz. Ne eşim ne çocuğum aile olamıyoruz tekrar. O çocuğun çıktığını duyunca hasta oldum. Psikolojik destek alıyorum.
‘BABAMIN BİR MEZARI OLSUN İSTİYORUM’
Pınar Karataş (40), babası Musa Şenel (62) kardeşi tarafından öldürüldü
◊ Babam Edremit’te yalnız yaşıyordu. Giresun’da babasından kalan araziler, evler var. Giresun merkezdeki ev, amcam Adem’in borçları yüzünden icralık oluyor. Amcam “Gel yardımcı ol, bu evi kurtaralım” diyor. Babam Giresun Merkez’deki eve yerleşti. Birlikte yaşamaya başladılar.
◊ 28 Mart 2025’te mahkemeye giriyorlar. Babam “Evi alırım ama kardeşimin borcunu üstlenmem, birlikte otururuz” diyor. 30 Mayıs günü babamı köye götürüp öldürüyor.
◊ Amcam babamı öldürdüğünü kız kardeşine anlatmış, o ihbar etmiş. Jandarma 1,5 gün aradı. Kömürleşmiş kemik parçaları buldular. Bu delil yeterli diye aldılar, biz İstanbul’a döndük.
◊ Babamı öldürüp yakmış! Kalan kemikleri atmış. Amcam yargılanıyor, cezasını alacak. Ama benim bir evlat olarak bir dua okuyacağım yer yok. Psikolojik tedavi görüyorum. Babam bulunsun, mezarı olsun diye kampanya başlattım. Bize tırnak ucu kadar bir kemik verilsin ki gömeyim ve hayatıma devam edebileyim.
‘AMELİYAT OLDU, ORADA BAKTERİ BULAŞMIŞ...’
Sevim Gültekin (46), oğlu Emirhan’ın (23) doktor ihmali yüzünden öldüğünü iddia ediyor
◊ Hakkâri’de yaşıyoruz. Emirhan 2017’de Ankara’da kemik iliği nakli oldu. 6 sene geçti, çok iyiydi. Küçük oğlumu Van’a doktora götürdük. Emirhan’ı da kontrol ettirdik. Bir sorun gördüler. ‘Ankara’ya gitmeyin, tedavi ederiz’ dediler. Allah benim boynumu kırsın, dinlemedim, götürdüm.
◊ Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Hastanesi’ne yatırdık. İlik nakli yapılacaktı, bir dişi çürüktü. Tedaviye hazırlanırken bağırsakla mesane arasında apse oluştu. Ameliyat oldu. Orada bakteri bulaşmış. Kara mantara yakalandı, gözünü, kulağını kaybetti, mesanesini deldiler. 14 Ocak 2024’te vefat etti. Ameliyat ve ilaçlar dışında hiçbir şeyi rapora yazmamışlar. Suç duyurusunda bulundum. Sağlık Bakanlığı soruşturması devam ediyor. 10 aydır bekliyorum.
‘DİĞER ANNELER BUNU YAŞAMASIN’
Gönül Sağır (52), trafik kazasında hayatını kaybeden Cemre Yönet’in (29) annesi
◊ Oğlum üniversiteyi Kıbrıs’ta okudu, sonra da orada çalışmak istedi, ben de yanına gittim. İyi bir kariyeri vardı, nişanlıydı. Vefat etmese 6 ay sonra düğünü vardı.
◊ 26 Şubat 2024’te gece saat 23.20’de oldu kaza. Oğlum olay yerinde vefat etmiş. Tek evladımdı, nişanlısı da ben de perişan olduk. Yavrum işten çıkıyor, evine doğru yol alırken 285 promil alkollü kişi tali yoldan anayola kontrolsüzce çıkıp oğlumun hayatını kaybetmesine sebep oluyor.
◊ Buraya öğrenci olarak ya da çalışmak için gelen çok Türk vatandaşı var. Trafik kazasında hayatını kaybedenler oluyor. Aileler geliyor, cenazelerini alıp gidiyorlar. Yasalar Türkiye’deki gibi değil. Ceza davasına müdahil olamıyorsunuz. Sadece maddi-manevi tazminat için avukat tutuluyor. Ve bunu birçok aile bilmiyor, avukatı tutuyor, dönüyor. Zannediyor ki avukat benim ceza davamı da takip edecek. Yıllarca mahkemesi süren aileler var. Ben KKTC Trafik Mağdurları Platformu oluşturdum sosyal medyada.
◊ 3-4 gün tutuklu kalmış, mahkemeye çıkmış ve kefaletle serbest bırakılmış oğluma çarpan kişi. Avukat burada en yüksek cezanın 7 yıl olduğunu söyledi. Bir ömrün bedeli 7 yıl mı? Kamuoyu oluşturmayı ve cezaları 7 yıldan 14 yıla çıkartmayı başardım. Bu değişikliğin benim davama faydası olmayacak. Yaşadığım acıları bir başka anne yaşamasın diye mücadele ediyorum.
◊ Mahkeme sürecimiz Aralık 2024’te başladı. 6’ncı davaya girdim, daha ceza davası başlamadı. Kamera görüntüleri var, oğlumun ölüm anını gördüm ben! 10 aydır mahkemenin bu görüntüleri izlemesini bekliyorum.


