Yaz tatili eğitim için bir nefes mi yoksa bir kayıp mı?
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
“ Öğretmen olmayabilir ama öğrenme fırsatı her yerdedir. Önemli olan o fırsatı görebilecek bakış açısını çocuklara kazandırmak.”
Eğitimci Tolga Yazıcı ile yaz öğrenme kayıplarını konuştuk.

Yaz tatili bir nefes mi, yoksa bir kayıp mı?
Yaz tatili kesinlikle çocuklar için bir nefes olmalı. Ama bu nefes, zihinsel bir durgunluk değil; farkında yapılan bir dinlenme süreci olmalı. Çocukları ‘dinlen’ diyerek 3 ay boyunca öğrenmeden, merak etmeden uzak tutarsak, o zaman nefes değil, gerileme yaşanıyor. Tatilin amacı keyif almaksa, bu keyfi aynı zamanda öğrenmenin içinde de yaşayabiliriz.
Çocukları ekrana değil, öğrenmeye bağlamanın yolu nedir?
Öğrenme ‘zorunluluk’ gibi sunulduğunda çocuk doğal olarak kaçıyor, ekran gibi kolay uyarıcılara yöneliyor. Oysa çocuklara bir müzik aleti, bir doğa yürüyüşü, bir lego seti verirseniz; öğrenmenin oyunla ve merakla iç içe olduğunu görürsünüz. Buradaki anahtar kelime şu: “İlgiyle uyumlu öğrenme ortamı yaratmak.” Yasaklarla değil, alternatiflerle çocuk kazanılır.
Yaz kaybı sadece çocuğun sorunu mu, yoksa sistemin suskunluğu mu?
Yaz kaybı bireysel değil, sistemsel bir sonuçtur. Eğitim sistemimiz ‘yazı’ sadece boş zaman olarak görüyor.
Oysa gelişmiş ülkelerde yaz okulları, kamp programları, kütüphane destekli projelerle bu süreç çok daha planlı yürütülüyor. Aile ne kadar isterse istesin, sistem desteklemezse sürdürülebilir olmuyor. Tatil pedagojik olarak tasarlanmalı; sadece dinlenme değil, gelişim alanı olarak da görülmeli.
Yaz tatilinde yapılan ne öğrenmeyi unutturmaz?
En güçlü öğrenme biçimi ‘deneyim’dir. Bir çocuğun yaz tatilinde bir roman okuması, bir müzeye gitmesi, büyükannesiyle eski eşyalar üzerine sohbet etmesi, bir tiyatro izlemesi bile öğrenmeyi canlı tutar. Öğretmen olmayabilir ama öğrenme fırsatı her yerdedir. Önemli olan o fırsatı görebilecek bakış açısını çocuklara kazandırmak.
Sizce tatilin sonunda çocuğa ne ‘kazandırılmış’ olmalı?
Tatilin sonunda bir çocuğun zihni dinlenmiş ama donuklaşmamış olmalı. Sadece test çözmesin, ama bir şey üretmiş, bir yere gitmiş, bir şey keşfetmiş olsun.
En önemlisi, ‘yeni döneme dair heyecan’ hissi taşısın. Tatilin sonunda çocuğun gözünde hâlâ öğrenmeye dair bir ışık varsa, o tatil çok iyi değerlendirilmiş demektir.
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...


