Yazın şehirler neden fırına dönüşüyor?
Haber Global sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Şehirler, gündüz ısıyı emen malzemelerle inşa ediliyor. Örneğin asfalt, ısıyı tutar ve gece boyunca yavaş yavaş salar. Bu nedenle güneş battıktan sonra bile sıcaklık yüksek kalır.
Aşırı şehirleşmiş kentlerle, kırsal alanlar arasındaki fark özellikle yaz aylarında 8 dereceye kadar çıkabilir. Isı kolay kolay dağılmaz. Yüksek binalar ve dar sokaklar, “kentsel kanyon etkisi” denilen durumu yaratır. Isı, düdüklü tencere gibi sıkışıp kalır.
Eğer bitki örtüsü de azsa, kent ile kırsal arasındaki sıcaklık farkı daha da artar. Sıcaklık geceleri bile 20 derecenin altına inmez.
Çözüm çok basitAğaçlar yalnızca gölge yapmakla kalmaz, evapotranspirasyon yoluyla havayı serinletir. Yani, topraktaki suyun buharlaşması ile yapraklardaki terleme birleşerek çevreyi serinletir. Fakat tüm ağaçlar aynı etkiyi yaratmaz.
Bazı türler, yaprak yoğunluğu, gölge yapısı ve iklime uyumları sayesinde ortamı soğutmada daha etkilidir.
İstanbul'da kentsel ısı adası etkisiİstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden Prof. Dr. Meltem Erdem Kaya’nın ve Araş. Gör. Hüseyin Ögçe, İstanbul'da kentsel ısı adası etkisini araştırmıştı.
Çalışma, kentsel alanların kırsal alanlara kıyasla yaklaşık yıllık bazda 1°C daha sıcak olduğunu ortaya koydu. 2016-2022 yılları arasında şehrin farklı yerlerindeki 30 istasyondan alınan verileri analiz eden çalışmaya göre bu fark, en serin dönemlerde 1,3°C ila 1,6°C’ye kadar çıkabiliyor. Ayrıca kentsel alanlarda, sıcaklıkların 35°C’nin üzerine çıktığı gün sayısı da daha fazla. Şehrin özellikle güneyinde, Marmara Denizi’nin serinletici etkisi kendini hissettiriyor. Buna karşın, kentsel ısı adası etkisini dağıtmadaki en önemli unsur olan rüzgardan yeterince faydalanılamıyor. Oysa kuzeydoğu rüzgarlarını doğru yönlendirerek şehir boyunca serinleme sağlamak mümkün olabilir. Bunun için özellikle İstanbul’un dere hatları boyunca yeşil koridorlar yaratmak önem taşıyor. Bu aşamada mevcut dere hatları kayda değer potansiyel taşıyor.
Elif Nur Sarı ve çalışma arkadaşları, Temmuz 2023’teki El Niño sıcak hava dalgasında İstanbul’daki farklı cadde morfolojilerinin ve ağaç türlerinin termal konfor üzerindeki etkilerini incelediler.
Platanus orientalis (Doğu Çınarı) ve Populus canadensis'in (Kanada Kavak), sabah ve öğle saatlerinde PET (Fizyolojik Eşdeğer Sıcaklık) değerlerinde 5–6 derece düşüş sağladığını tespit ettiler. Bu, aşırı sıcak stresini "aşırı sıcak"tan "sıcak" seviyesine indirdi.
Buna karşın Robinia pseudoacacia (Akasya), benzer koşullar altında sadece ortalama 1 °C’lik bir soğuma etkisi göstererek daha sınırlı bir katkı sağladı. Ayrıca, caddelerde ağaçların konumunun da (örneğin sol veya sağ yönde olması) da serinletme etkisini önemli ölçüde etkilediğini tespit ettiler.
Daha fazla ve doğru yerde ağaçBirçok şehirde ağaçlar genellikle parklar veya ana caddelerde yoğunlaşır. Buna karşın, özellikle yoksul mahallelerde bitki örtüsü daha azdır. Bu eşitsizlik, ısı adası etkisini artırır.
Çözüm yalnızca daha fazla ağaç dikmek değildir. Hangi türlerin, nereye dikileceğini planlamak gerekir. Yanlış tür ya da yanlış yer seçilirse etkisi sınırlı olur. Oysa dikkatli planlama, kritik bölgelerde sıcaklığı önemli ölçüde düşürebilir.
Seçilecek türler yerel iklime uyumlu olmalı, bol gölge sağlamalı ve yüksek evapotranspirasyon kapasitesine sahip olmalıdır.
Ayrıca, ısıdan en çok etkilenen ve en az yeşil alana sahip bölgeler önceliklendirilmeli.
Vatandaşların da sürece katılımı sağlanmalı. Daha geniş ölçekte etki için, ağaçlandırma projeleri parklar, bahçeler ve doğal alanlarla bağlantılı yeşil altyapı ağlarına entegre edilmeli.
Ağaçlar yalnızca süs değil, iklim altyapısıdır. Bu önlemler yalnızca ısıyı azaltmakla kalmaz. Havanın kalitesini artırır, biyoçeşitliliği zenginleştirir, enerji tüketimini azaltır (evlerin daha az klima ihtiyacı olur), yakınlardaki konutların değerini yükseltebilir. Ağaç dikmek, ısıya karşı plan yapmaktır.
Doğru türleri doğru yerlere dikmek, bir şehri boğucu olmaktan çıkarıp yaşanabilir kılabilir. İklim değişikliği çağında, kentsel ağaçlandırmaya yatırım yapmak; sağlık, refah ve şehirlerin dayanıklılığı için en güçlü adımlardan biri olabilir.


