Yeme bozukluğunda sosyal medya tehdidi
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Son günlerde Türkiye’de ve özellikle de sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri de Nihal Candan’ın yeme bozukluğu nedeniyle ölümü oldu. Sosyal medya platformlarında binlerce paylaşım yapıldı, videolar yayınlandı. Yorumlardan bazıları oldukça çarpıcıydı. Nihal Candan’ın üzerindeki sosyal baskılar nedeniyle bu hastalığa yakalandığı belirtiliyordu.
Anoreksiya nervoza, genellikle 14-15 yaşlarında ortaya çıkan bir yeme bozukluğu. Kadınlarda erkeklere göre 10 kat fazla görülüyor. Yani 10 kadına karşılık 1 erkekte hastalık var. Görülme sıklığı ise binde 1 civarında. Bir diğer yeme bozukluğu olan blumianın görülme sıklığı ise yüzde 1. Son yıllarda özellikle de Instagram’da sunulan ‘mükemmel hayatlar’ ise insanların üzerinde baskı ve mutsuzluk yaratıyor. Güzel evler, güzel arabalar, her zaman fit görünen kadınlar... Tüm bunlar en çok da kadınlar üzerinde baskı yaratıyor. Uzmanlara göre sosyal medya anoreksiya nervoza için temel neden değil. Ancak ikincil bir baskı oluşturuyor.
Bilişsel Davranışçı Terapi Uzmanı ve Psikiyatrist Prof. Dr. Asena Akdemir şunları söyledi:
‘KÖTÜ NİYETLİLER BASKI YARATIYOR’
“Anoreksiya nervoza ‘giderek artıyor mu’ diye sorarsanız, evet. Sosyal baskının kadın üzerinde daha fazla olması, kadınların daha duyarlı olması, sosyal değişimlerin kadınları daha çok etkilediğine dair birden fazla görüş var. Zihniyeti düzgün olmayanlar sosyal medyayı daha fazla kullanarak baskı yaratmaya çalışıyorlar. Bu da ikincil bir baskı oluyor kadınlar üzerinde. Mesela hiç şişman kadın spiker görmüyoruz. Ancak erkekler ne kadar kilolu olursa olsun kariyerlerinde ilerleyebiliyor.”
Hastalığın gündeme gelmesinin ardından açıklama yayınlanan Türkiye Psikiyatri Derneği de medya ve sosyal medyanın etkisine dikkat çekerek şunları açıkladı: “Medya ve sosyal medya platformlarında sıkça karşılaşılan ‘ideal beden’ imajları, zayıflığı öven ifadeler ve sağlıksız yeme davranışlarını normalleştiren içerikler, risk altındaki genç bireylerde yeme bozukluklarının gelişimine katkıda bulunabilir.”
Klinik Psikolog Beste Hasırcı ise “Yeme bozukluğu bir hastalıktan ziyade belirtidir. Tıpkı ateşin altta yatan enfeksiyonun habercisi olması gibi. Yeme bozuklukları yalnızca sosyal medya etkisiyle değil duygusal ihmal, kontrolcü ebeveyn tutumları, eleştirel aile yapısı ya da çocuklukta yaşanan travmatik olaylar gibi derin psikolojik faktörlerle de ilişkilidir” diye konuştu.


