Yeni rapor: Blokzinciri teknolojisi gelecek 25 yıl içinde herkesin hayatına dokunacak

2024'ün başında spot Bitcoin ETF'lerinin (borsa yatırım fonu) onaylanmasının geleneksel yatırım piyasalarında inovasyonun kapısını araladığına dikkat çekilen raporda, 5 varlık yönetimi şirketinden üçünün (%59) önümüzdeki 2 yıl içinde kripto fonu başlatmayı planladığına atıfta bulunuldu. Öte yandan rakamlar, 2021'den bu yana 21 Bitcoin tabanlı borsa yatırım ürününün toplam piyasa değerinin 116 milyar doları aştığını gösterdi. Finansın bir diğer önemli dikeyi olan ödemeler alanını da gündemine alan OKX raporu, geleneksel yöntemlerle 200 dolar tutarında uluslararası para transferi yapmanın yüzde 6,35 maliyeti olduğuna, buna karşın aynı işlemi blokzinciriyle gerçekleştirmenin yüzde 0,05 maliyet yarattığına dikkat çekti.

Rapora ilişkin görüşlerini paylaşan OKX TR Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çamır, “Yalnızca uluslararası para transferlerinde görülen bu değer, blokzinciri teknolojisinin finansta oluşturduğu dönüşümü gözler önüne seriyor. Blokzinciriyle uluslararası varlık transferi, geleneksel yöntemlere kıyasla 127 kat daha az maliyetli. Bu gibi çözümler OKX gibi dijital ekonomi şirketlerinin yanı sıra, Visa gibi geleneksel ödeme devleri tarafından da ürünleştiriliyor. Raporda da bahsedildiği üzere Visa, Visa Tokenization Asset Platform (VTAP) ürünüyle mevduatların tokenize edilmesini, off-chain servislerine bağlanmasını ve B2B, B2P ve P2P ödemelerin yapılmasını mümkün kılıyor. Güncel tahminler tokenize gerçek dünya varlıklarının büyüklüğünün 2030'a kadar 10 trilyon doları bulabileceğine işaret ediyor" dedi.

BLOKZİNCİRİ KULLANIM ALANLARI FİNANSIN DIŞINA TAŞIYOR

OKX'in Blockworks Research iş birliğiyle hazırladığı Blokzinciri Uygulamalarının Geleceği başlıklı rapor, teknolojinin finans dışındaki alanlarda yer bulduğu kullanım senaryolarını da ele aldı. ABD'nin perakende devi Walmart'ın kullandığı blokzinciri çözümünün, 5 farklı tedarikçiden gelen ürünlerin kökenini 7 güne kıyasla sadece 2,2 saniyede ortaya çıkarabildiği belirtildi. Öte yandan, rafa kaldırılmış olsa da spor giyim şirketi Nike'ın RTFKT NFT projesinden 170 milyon dolar ek gelir elde ettiği hatırlatıldı.

Blokzincirinin finans dışında oyundan medya ve eğlenceye, perakendeden tüketim mallarına pek çok sektörü dönüştürdüğünün altını çizen Çamır, “Render Network'ün fiziksel görüntü işleme kapasitesini blokzincirine taşıyan teknolojisi, 38 milyondan fazla görüntünün merkeziyetsiz bir pazaryerinde sunulan görsel işlem birimleriyle oluşturulmasına aracılık ettiğini biliyoruz. Blokzinciri, araladığı yeni olanaklar ışığında yapay zeka çağıyla da doğrudan ilişkileniyor. Google Cloud'dan Widmann'ın da atıf yaptığı gibi, pek çok yazılımcı kriptoya özgü programlama dillerine aşina olamasa da yapay zeka tam da bu noktada devreye giriyor ve Google Cloud gibi hiper ölçekleyicilerin çözümleri, geliştiricilerin önündeki teknik bariyerleri ortadan kaldırıyor" ifadelerini kullandı.

'75 SAYFADA BLOKZİNCİRİNİN BUGÜNÜNE VE GELECEĞİNE IŞIK TUTUYOR'

Blokzincirinin kuşaklar arası geçişkenlik gösteren alım gücüyle ortaya çıkan yeni müşteri segmentlerinin taleplerine yanıt verecek çözümler için de kullanıldığını ifade eden Çamır, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Raporda işaret edilen veriler, son 10 yılda lüks satışlardan yüzde 30 pay alan Y ve Z kuşaklarının, bu satışlardaki büyümenin yüzde 85'ini oluşturduğunun altını çiziyor. Bu yeni kuşak deneyimlere, etik değerlere, sürdürülebilirliğe ve marka sadakatine daha çok önem veriyor. Bu beklentilerin anahtarı da, yine blokzinciri. Örneğin LVMH ve Cartier gibi lüks üreticileri, etik tedarik doğrulamalarını NFT statüsündeki dijital sertifikalarla yapıyor. Gucci gibi moda şirketleri koleksiyonlarının dijital parçalarını bir ayrıcalık nesnesi olarak nitelikli bir topluluğa ulaştırabiliyor. Başka bir deyişle blokzinciri uygulamalarıyla takip edilebilirlik artıyor, sadakat programları kolaylaşıyor. OKX'in Blockworks Research işbirliğiyle yayımladığı 75 sayfalık bu rapor, blokzinciri teknolojisinin finansın ötesine geçen kullanım alanlarını dünü ve bugünüyle ele alıyor ve 25 yıl içinde bu teknolojinin herkesin hayatına dokunacak bir teknoloji hâline geleceğini tüm kanıtlarıyla ortaya koyuyor."