Yeni Türkiye: Sözün bittiği yer
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Dünkü yazımı AKP’nin MKYK üyesi Orhan Miroğlu’nun “AMAN HA” uyarısıyla bitirmiştim. Miroğlu, Rojava’ya bir askeri harekatın bölgeyi sonu belirsiz bir kargaşaya sürükleyeceğini söylüyordu uyarısında.
Yazıyı gönderdim. Birkaç saat sonra Milli Savunma Bakanlığı’ndan şu açıklama geldi:
“SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi Suriye'nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır. Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimiz nettir. SDG terör örgütünün süreci sabote eden tavırlarına izin vermeyeceğimiz ve Suriye'nin yeni yönetimiyle işbirliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimiz defalarca belirtilmiştir.
SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden vazgeçmelidir. Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek ve gerektiğinde hem kendi güvenliği hem de Suriye'nin istikrarına katkı sağlamak için Suriye'ye her türlü desteği verecektir."
Görüntülere de yansıdığı üzere Suriye’de kan gövdeyi götürüyor. Cihatçı çeteler mi Suriye askerleri mi, ayırt edemediğimiz katiller, aralarında doktorların da olduğu tutsaklarını kamera önünde infaz ediyor. Aleviler göçe zorlanıyor.
Üstelik Şara yönetiminden “GEÇİCİ” diye söz ediliyor.
Ama Erdoğan yönetimi, Şara’ya sonsuz destek vadediyor ve SDG’ye “zamanı geldiğinde” askeri operasyon tehdidinde bulunuyor.
O “zaman” hangi zaman mı?
* * *
Erdoğan öncelikle CHP defterini kapatmayı umuyor. Aslında kayyum operasyonu ile menzile epeyce yaklaştı. Avukat Uğur Poyraz’ın dile getirdiği gibi “HUKUKA DARBE YAPILDI”.
Başta Anayasa, kaynağını oradan alan her türlü yasa ve uygulama artık hükümsüz!!
Belli ki sözün de hükmü kalmamış.
Ankara’nın kıdemli gazetecilerinden Nuray Babacan’ın haberine göre, kayyum operasyonunun patladığı saatlerde AKP Genel Merkezi’nde MYK toplantısı varmış. Toplantı üç saatten fazla sürmüş.. Ama kayyum operasyonuna dair hiçbir şey konuşulmamış.
Sonrasında da AKP sözcüsü Ömer Çelik, soruları “yargının işi” diye geçiştirmiş.
Eğer bu kadar kritik bir gelişme iktidar partisinin en yüksek kurulunda bile konuşulamıyorsa.. CHP’nin başına getirilecekler bugünden tahmin bile edilemez. İş, partinin başına da kayyum atanmasına kadar gidebilir.
İstanbul kayyumu, Saray’ın sonraki hamlesi için test gibi! Sonraki hamle, malum, CHP genel başkanlığı koltuğuna kayyum ataması!
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. İki gündür kulislerden buna dair hazırlıklar sızıyor. Pazartesi günü İstanbul il başkanlığına Gürsel Tekin’e destek için gidecek isimler, sanki genel merkez kayyum heyeti gibi konuşuluyor: Cemal Canpolat, Berhan Şimşek ve Canan Kaftancıoğlu..
Gerçi Canan Kaftancıoğlu’nun basın danışmanı, Gürsel Tekin’in “Pazartesi günü İl binasına birlikte gideceğiz” açıklamasını yalanladı ama…
Satır aralarında, CHP kamuoyundaki büyük tepki nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun “şimdilik” genel Başkan koltuğuna oturmayacağı gibi bir plan seziyorum. Onun yerine, Canan Kaftancıoğlu’nun ikna edilmeye çalışıldığını düşünüyorum.
Tabii YSK’nın bugünkü tarihi toplantısında, hukuk darbesine “dur” denmezse.
Gerçi Saray’da oyun planları bitmez. Memleketi öyle bir kuşattılar ki, oyunların biri bitse diğeri sahneye konur.
Bunu umutları kırmak için söylemiyorum.
Aksine.. Özgür Özel’in estirdiği rüzgarı hesaba katmayanlar çok yanılacak. Zira o rüzgar, adaletten ekonomiye.. Gelecek hayallerine.. Milyonlarca insanın yönünü gösteriyor.
* * *
Saray’ın buna karşı tek kozu var. Savaş!
Zira doların başını alıp gitmesi.. Durdurabilmek için de kamu bankalarının içinin boşaltılması.. Kış yaklaşırken enflasyonu indirme çabalarının zorlaşacak olması.. Kısacası ekonomide kırmızı alarm.. CHP’ye, gençlere yönelik baskılarla adaletin hali..
Erdoğan çok sıkışık bir durumda.
Yapabileceği, milliyetçi sloganlarla seçmeni konsolide edebilecek yeni bir süreç. Yani Bahçeli’nin başlattığı şu son süreci, belki bir provokasyon ile acilen bitirmek.. Onun yerine Milli Savunma Bakanlığı’nın “ulusal güvenliğimize tehdit” diye açıklama yaptığı Rojava harekatına girişmek.
Ne var ki, Saray’ın bu konuda da eli çok rahat olmayacak gibi.
Nitekim bugün de Rojava’dan geldi haber. SDG lideri Mazlum Abdi, Amerikan CENTCOM (Merkez Kuvvetler) Komutanı Brad Cooper ile buluşmuştu. SDG kaynaklarına göre, görüşmede Pentagon’un Rojava’ya destekte kararlı olduğu belirtilmişti.
Açıklamaya dair iki noktanın altını çizmek gerekiyor:
* “Haber daha öncekiler gibi CENTCOM’un resmi hesaplarından duyurulmadı..”
* “Ancak Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamasının üzerinden 24 saat bile geçmeden böyle bir görüşme çok anlamlıydı.”
Belli ki ABD ortalığı fazla kızıştırmadan Erdoğan’a “SAKIN HA” mesajı veriyordu.
Orhan Miroğlu’nun “AMAN HA” uyarısından sonra ABD’nin “SAKIN HA” çıkışı..
Bakalım Erdoğan ne yapabilecek.
İçerdeki en büyük rakibi Özgür Özel’i ve tabii onunla birlikte CHP’yi bertaraf edebilmek için ne kadar ileri gidecek..
Ve asıl… Gittiği yerde onu ne bekliyor olacak!


